Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, "Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve yargıçlara emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz" dedi.

Gerçeker, Adalet Mensupları Dayanışma Vakfı'nca Yargıtay Konferans
Salonu'nda düzenlenen "Cumhuriyet'in Temel Değerleri Işığında Sosyal
Hukuk Devleti" konulu panelin açılış konuşmasını yaptı.

Kişiler, kurumlar ve idarenin her türlü yargı kararına uymak zorunda
olduğunu vurgulayan Gerçeker, "Hiçbir organ, makam, merci veya kişi
yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve yargıçlara emir ve
talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz" diye konuştu.

Anayasa'nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, sosyal ve
laik bir hukuk devleti olduğunun belirtildiğini anımsatan Gerçeker,
yazım biçiminde de ortaya konulduğu gibi temel unsurun hukuk devleti
olduğunu, demokratik, laik, sosyal niteliklerin ise bunun üzerine inşa
edildiğini kaydetti.

Anayasa'da devlet organlarının yasama, yürütme, yargı olmak üzere üç
temel erk şeklinde düzenlendiğini belirten Gerçeker, "Anayasa'nın
başlangıcında da kuvvetler ayrımının devlet organları arasında üstünlük
sıralaması anlamına gelmeyip, belli devlet yetki ve görevlerinin
kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni iş bölümü ve işbirliği
olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu açıkça ifade
edilmiştir" diye konuştu.

-HUKUK VE DEMOKRASİ-
Hukukun bulunmadığı yerde, demokrasiden söz edilemeyeceğini vurgulayan
Gerçeker, "Yasalar hukuk için vardır ve gereklidir" dedi.

Hukukun üstünlüğü ilkesinin yer almadığı devlet modelinde keyfilik
bulunduğunu ifade eden Gerçeker, hukukun üstünlüğünün kişilerin can, mal
güvenliği ile temel hak ve özgürlüklerini güvence altına aldığını
belirtti. Gerçeker, şöyle konuştu:
"Devletin tüm çalışmalarında bu ilkeye uygun davranışta bulunması
gerekir. Her devlet kurumu Anayasa'nın ve yasaların tespit ettiği görev
ve yetkilere sahiptir. Hukuk her şeyin üstündedir ve keyfiliğe yer
yoktur. Bu açıdan Anayasa'nın 2. maddesindeki tanımlamanın ne denli
önemli olduğu tartışmasızdır.

Yargı bu ülkede yaşayan herkese lazım. Yargının bağımsızlığını yitirdiği
bir ülkede temel hak ve özgürlüklerin varlığından söz edilemez. Bu
konuda kurum ve kişiler kendilerine düşen özeni göstermeli, sağduyulu
davranmalıdır. Siyasilerin hukuka siyaseti sokmak yerine,
hukuku siyasete egemen kılmak erdemini göstermeleri gerekir."