Alkışlarla ve sevgi gösterileriyle karşılanan Kılıçdaroğlu, konuşmasında hükümete ve Başbakan Erdoğan'a yüklenirken anlattığı fıkralarla da panele katılanları güldürdü.
Didim 14. Barış Şenliği etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Temiz Toplum" konulu panel Didim Belediye Düğün Salonu'nda gerçekleşti. Düzenlenen panele eski CHP İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Berhan Şimşek ve ile CHP İstanbul Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu konuşmacı olarak katıldı.
Panele ilginin yoğun olduğu görülürken panele; CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, CHP Aydın eski Milletvekili Mehmet Semerci, Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı, Bozdoğan Belediye Başkanı Tümer Apaydın, Germencik Belediye Başkanı Ahmet Yavaşoğlu, Akbük Belediye Başkanı M. Erçin Sandalcı, CHP Didim İlçe Başkanı Mustafa Bekar, partililer ve Didimliler katıldı.
Panelde en büyük ilgiyi CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu görürken, Kılıçdaroğlu salona alkışlar ve tezahüratlar eşliğinde girdi. Panelin açılışı öncesi konuşan Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı, "Barış şenliğinde CHP Grup Başkanvekilimizi ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Güzel bir etkinlik gerçekleştireceğiz" dedi.
Ardından panele geçilirken, panelde ilk konuşmayı CHP İstanbul eski Milletvekili ve PM Üyesi Berhan Şimşek yaptı. Şimşek konuşmasının başında 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne ilişkin olarak değerlendirmelerde bulunurken, "1 Eylül Dünya Barış Günü, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıktı ve 1984 yılından bu yan BM tarafından kabul edilip tüm dünyada kutlanıyor. Daha sonra bu tarih 21 Eylül'e çekildi ama biz ülke olarak 1 Eylül'de bugünü kutluyoruz. Aynı zamanda 2 gün önce de Büyük Zaferimiz 30 Ağustos'u
kutluyoruz. Bu zafer Ulu Önderimiz önderliğinde kazanıldı ki, O'nun 'Yurtta barış dünyada barış' sözü de bu zaferden sonra daha anlam kazandı. Çünkü Büyük Önder savaşların gerek olmadıkça bir cinayet olduğunu dile getirmiştir. Onun bu sözü söylediğinde dünyada Hitler, Mussolini, Stalin ve Franco vardı" ifadelerini kullandı.
Şimşek, konuşmasında son günlerdeki demokratik açılım konusuna da değinirken, "AK Parti hükümeti 7-8 yılda Kıbrıs, Ermeni, Alevi, GAP ve ekonomik açılımlar yapmaya çalıştı ama en büyük açılımı Bakanların, Milletvekillerinin sermaye açılımını yaptı. Ben kimsenin teniyle, saçıyla, bıyığıyla meşgul değilim, bu kişinin mezhebi ne, inancı ne bunlarda önemli değil, önemli olan kafasının içindeki düşünceleri önemli olan bu" görüşünü dile getirdi.
Ardından konuşan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a yönelik söylediği fıkrayla başladı. Kılıçdaroğlu demokrasiye değinirken, "İnsanlık uzun uğraşlar sonucunda demokrasiyi elde etti. Şimdi de demokratik açılım yapıyorlar. İnsanlığın özgürce soru sormalı ve buna özgürce cevap vermelidir. İnsanlık demokrasiyi bazı bedeller vererek elde etti. Demokratik açılım diyorlar da bize halen bu ülkede demokrasiyle yaşamıyoruz. Halen telefonlarımız dinlenip dinlenmediğini düşünüyoruz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin her tarafına devletin yatırım yapması gerektiğini dile getirirken, "Şimdi o bölgeye özel sektör yatırım yapmadı diye biz devlet olarak yatırım yapmayacağız mı? Toplumsal barışın kültürel siyasi, insani ve ekonomik boyutu vardır. Bunları yaptığımız vatandaşları özgürce çalışma ve özgürce haber alma hakkını da sağlayacağız" şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, basının özgür olmadığını, AK Parti hükümetinin basını yıldırma politikası güttüğünü iddia etti ve bunun demokrasiye uygun olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakan eylem yapan Ankaralılara Çankaya Belediyesi'ni adres gösteriyor ama üniversite öğrencilere aynı duyarlılığı göstermiyor. Buna katlanamıyor üstüne de demokratik açılım yapacakmış, buyursun yapsın bakalım. 15 gün geçti tık yok. Sonra İçişleri Bakanı çıktı açılama yaptı, 'Demokrasi istiyoruz, kardeşlik istiyoruz' dedi. Sanki
biz istemiyoruz, sanki bu ülkenin yarısı bunu istemiyor" ifadelerinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Toplumsal barış siyasetçinin halka yalan söylemediği zamanda olur. Sayın Başbakan 2002'de dokunulmazlıklara kaldıracağım dedi, kaldırdı mı? 2008 seçimlerinde yüzde 47 oy aldı. Halkımız bunu sorgulamalı. Toplumsal barış etik ve ahlak değerleri yüksek yerde sağlanır. Toplumsal barış için bedel ödenmeli. Bedel ödenmen bu sağlanamaz. Korkunun ecele faydası yok. Bedel ödemeyen toplum başkaları tarafından yönetilmeye mahkumdur."
AK Parti'nin toplumu ikiye ayırdığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "AK Parti toplumu ikiye böldü ötekileştirdi. Benden olmayanlar; Ergenekoncu, benden olanlar ise Deniz Fenerci. Benden olmayanlar hapislerde, işkencelerde, benden olanlar daire müdürlüklerinde. Dünyanın hangi ülkesinde naylon fatura düzenleyen bir kişi Maliye Bakanı olabilir? Tabii bizim ülkemizde olur. Ama oylar yüzde 34'den yüzde 47'ye çıktı. Bunu sorgulamalıyız. Kimseyi ötekileştirmeden bunu yapmalıyız" dedi.
Kılıçdaroğlu emeklilere de seslenirken, "Türkiye'de 9 milyon emekli var, aileleriyle 18 milyon yani bir siyasi partiyi tek başına iktidara getirecek bir oy ama şimdi bakın AK Parti hükümeti kanun çıkardı. Milli gelir payını emekliden alacağım. Emekli bu ülkenin ikinci sınıf vatandaşı ama AK Parti'nin aldığı oy yüzde 47 oy almış. Ha demek ki emekliye fazla para veriyorlar" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde 'Aile Sigortası' uygulamasını başlatacaklarını söylerken, "Bu yasa çerçevesinde tüm aile tüm imkanlardan faydalanacak" diye konuştu.