CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisine, son
günlerdeki katılımlara yönelik eleştirilere, "Kimseyi, kılığı, kıyafeti, sakalı,
bıyığıyla yargılamayalım. Senin gibi liberal olacağına, memleketini, dürüstlüğü
seven onun gibi mutaassıp olsun, başımla beraber. Bu insanlar, bir tuzağı, oyunu
bozdular, bir kuşatmayı kırdılar" diye karşılık verdi.

Baykal, partisinin TBMM grubunda, anayasa değişikliği tartışmalarını
değerlendirdi, türbanlı ve çarşaflı kadınların CHP'ye katılmasına yönelik
eleştirileri yanıtladı.

Anayasanın ilk 3 maddesinin, devletin temellerini ortaya koyduğunu,
devletin özü ve ruhu olduğunu ifade eden Baykal, ancak birilerinin, "bize niye
bu maddeleri dayatıyorsunuz, bunları da tartışalım" dediğini söyledi.



Baykal, "Türkiye'nin başka sıkıntısı yokmuş gibi, bu değiştirilemez
maddeleri değiştirmek, anayasayı kemirmek, çürütmek, altını boşaltmak için
sistemli gayret içindeler. Kim bunlar Anayasayı sahiplenmesi, savunması
gerekenler, en saygı değer kurumları başındakiler, Cumhuriyet üniversitelerinin
yöneticileri. Bu tablo çok acı" diye konuştu.

-"BU ANAYASA, İSTİKLAL SAVAŞI'NDA YAZILDI"-

Anayasanın ilk 3 maddesini okuyan Baykal, ilk maddede, Türkiye
Devleti'nin Cumhuriyet olduğunun yer aldığını anımsattı. Baykal, pek çok ülkenin
anayasasında değiştirilemez maddeler bulunduğunu belirterek, "Bunlarda bizim
değiştirilemezlerimiz. Niye bundan rahatsızsın?" diye sordu.

Baykal, 2. maddedeki düzenlemeye işaret ederek, "Bu maddenin, sağduyulu,
aklı başında, Türkiye'yi seven, Türkiye'nin huzur, barış, kardeşliğini isteyen
bir insanı rahatsız eden bir yanı var mı?" sorusunu yöneltti.

Anayasada, laikliğin, milliliğin, bölünmezliğin güvence altına alındığını
dile getiren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başkent Ankara'dır deniliyor. Yoksa başkentten mi rahatsızlık
duyuluyor? 'Anayasa'yı toptan değiştirelim' dediklerinde, bunların meramlarının
bu olduğunu anladık. 'Toptan değişiklik yok' dedik. Yeniden yazıverelim derken
bunu bırakalım, yenisini yazalıma getirmek istiyorlar. Bunu çöpe atacağız, yeni
anayasayı bu beyler yazacak. Bu anayasa, İstiklal Savaşı'nda, Milli Mücadele'de
yazıldı. Bütün anayasalarda, Türkiye'nin tarihi, şerefi, onuru bu maddeler.

Kenarından köşesinden, acaba bunları çürütebilir miyiz diye, devletin en saygın,
en yüksek değer taşıması gereken, görevi buna sahip çıkmak, savunmak olan
kurumların içinde yer alan insanlar, ne kadar acı ki, bu maddelere karşı açılan
kampanyaya ürkek ürkek olsa da kanat germeye çalışıyorlar, hiç yakışmıyor."
-"KATILIMLAR, MİZANSEN DEĞİL"-
CHP Genel Başkanı Baykal, partisine son günlerdeki katılımlarda türbanlı,
çarşaflı kadınların da yer almasına ilişkin eleştirileri de yanıtladı.

Bazı vatandaşların, CHP'ye katılmak için başvurduğunu dile getiren
Baykal, bunların mizansen olmadığını söyledi. Baykal, bunun, mesaj vermek için
yapay gayrete ve arayışa girmelerinin sonucu ortaya çıkmadığını vurguladı.

Baykal, vatandaşların özgür iradeleri ve kararlarıyla CHP'ye
katıldıklarını ifade ederek, "Türkiye'de yasalara uygun yaşayan her kişinin,
kılık, kıyafet, kültür, inancı, yaşam biçimi ne olursa olsun, başımızla beraber
CHP'de yeri vardır" dedi.

-"BİZE SAMİMİYETLE BAŞVURANLARA..."-

Vatandaşların, bu kararı almasından memnuniyet duyduğunu belirten Baykal,
katılım kararının arkasında ne yattığını, samimi olup olmadığını öğrenmeye
çalıştığını anlattı. Baykal, samimi, kıvanç verici, güzel bir manzara gördüğünü
dile getirerek, şunları kaydetti:
"İnsanlar, AKP'ye tepki gösterme ihtiyacı hissediyorlar. AKP tarafından
aldatıldıklarını düşünüyorlar, AKP'ye dur deme ihtiyacındalar. Bunun için de
çareyi CHP'de bulmuşlar. 'CHP'ye katılacağız ama bir kısmımızın başı örtülü, bu
size sorun yaratır mı?' dediler. Yaratmayacağını söyledik. Gelenler, kimseye
kılık kıyafet dayatması peşinde koşmuyor, kimseyi belli bir yaşama yönlendirme
çabasında değiller. Kendi gerçeklerini yaşıyorlar. İçlerinde bir yürek, beyin,
memleket sevgisi, dürüstlüğe saygı var. 'Din iman diye yıllarca oyumuzu aldılar,
ne alakası var din ile imanla. Dürüstlük, memleket sevgisi desen işte burada,
bunlara destek olacağız' demişler. Bize bu kadar samimiyetle başvuranlara, başka
türlü davranmak söz konusu olabilir mi? "
-"AKP'YE OY VERİRKEN OLUYOR DA..."-
Baykal, kimseyi, içinde doğdukları kültür ortamı, gelenek, değerlerin
sonucunda ortaya çıkan davranış ve yaşayış biçimiyle tasnif edip,
damgalamadıklarını, kimsenin de buna hakkı olmadığını kaydetti.

CHP Genel Başkanı Baykal, "70 milyon insanız, nasıl giyiniyorsa öyle
giyiniyor. Hepsinin, Türkiye siyasetinde söyleyecek sözü var. AKP'ye oy verirken
oluyor da CHP'ye oy verirken niye olmuyor?" diye sordu.

Partiye katılanlara, "Üzerinize çok baskı gelecek, göze alıyor
musunuz?" dediğini, "Hiç önemli değil" yanıtını aldığını belirten Baykal,
bunun, AK Parti çevrelerinde büyük telaş yarattığını savundu.

Partiye katılan ve "Artık oyum CHP'ye" diyen bir kadını, ilçenin
belediye başkanının, CHP'den istifa etmesini istediğini öne süren Baykal, "Bu
baskılara direnenlere sevgi ve saygı duymaz mısınız, bu anlayışına değer vermez
misiniz? Bütün güçlerini kullanarak, bir panik, telaşla önlemeye çalıştılar ama
başaramadılar" dedi.

"Lütfen siyaseti artık yukarı çekelim, siyaseti kılık kıyafetin bir
parçası, uzantısı gibi görmeyelim. Kimseyi, kılığı, kıyafeti, sakalıyla,
bıyığıyla yargılamayalım" diyen Baykal, herkesin özgür şekilde, kendi siyasetini
ortaya koyma hakkı bulunduğunu belirtti.

-"KORKU YÜREKLERİNE DÜŞMEYE BAŞLADI"-

Baykal, herkesin eşit olduğunu ve tercihlere saygı göstermeleri
gerektiğini vurgulayarak, "Kimimiz köyde, muhafazakar bölgede doğup o
gelenekler, şartlar içinde şekillendi. Ama her biri, bu memleketin evladı. Bu
insanlar, bir tuzağı, oyunu bozdular, bir kuşatmayı kırdılar. 'Senin çaren yok,
daima bana oy vereceksin, bunlara vermeyeceksin. Ben her şeyi yaparım, vatandaşın
fitresini, zekatını toplar, onunla siyaset yapmak için televizyon kurarım' Yağma
yok" diye konuştu.

CHP'nin değerleri, ilkelerinin ortada olduğunu, bunu gelenlerin de
bildiğini dile getiren Baykal, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mutaassıpsa mutaassıp sana ne? Ahlakını, örfünü, geleneğini mutaassıp
olarak sürdürüyor, sürdürecek tabii, sana ne? Senin gibi liberal olacağına,
memleketini, vatanını, dürüstlüğü seven onun gibi mutaassıp olsun, başımla
beraber. Bu işleri aşacağız. Kültür muhafazakarlığı ile siyasi tercihi
ayıracağız. Kimseye, 'falan geleneği bırak, örfünden vazgeç' deme hakkımız yok,
buna saygı gösteriyoruz. Toplumsal yaşamın içinde bir siyasi partide herkes
istediği gibi yerini alacak. Ağırlığını, etkisini hissettirecek.

Oyunu bozdular, şimdi korku yüreklerine düşmeye başladı. Ezberler,
şartlanmışlıklar bozuluyor. İnşallah, bundan sonra toplumun her kesimiyle daha
sıcak bir ilişki içinde olmaya devam edeceğiz."