Richard Gere otelin lüks odasında, üstünde her zamanki gibi şık casual bir kıyafet, sırtı dönük, kendisine içki hazırlıyor. Mardan Palace"ın açılışı için Antalya"ya gelen Hollywood yıldızının odasına girmek, filmlerinden bir sahneye dalmak gibiydi. Kibarca hoşgeldin deyip, ne içeceğimi soruyor. Kaptırsanız “e bi votka-martini aliim” dersiniz. Onunki tamamen rol icabı iyi polislik tabii!

Yoksa ikimiz de sadece 7 dakikam olduğunu çok iyi biliyoruz. Kötü polis rolü, odanın köşesinde eşi Clara"yla birlikte oturan menajerinin. Zebella gibi bir bana, bir saatine bakıyor. Zaten Richard Gere"in karşısında dizlerimin bağı çözülmüş! Ne düşürmedik kayıt cihazı, ne çarpmadık sehpa bırakmışım... Büyük hayranı olduğumdan falan değil. Adamın gerçekten tuhaf bir karizması var. Babacan, sakin ses tonu ve dostça vücut diliyle bir konuşmaya başlıyor, insanı kedi gibi ensesinden kaldırıp, sonra tekrar olduğu yere geri bırakıyor. Sanki küçüldüm, küçüldüm; sesim kısıldı, miyavlamaya başladım. Ya bu adam sandığımızdan da büyük bir aktör ya da Budizm gerçekten yaramış. İşte geriye kalan 6 buçuk dakika...

? Jodie Foster, Jennifer Lopez, Sharon Stone gibi yıldızlarla hepsinin en parlak olduğu dönemlerde oynadınız. İçlerinden sizi en çok hangisi etkiledi?
-Tıpkı bu odadakiler gibi hepsi farklı insanlar... Herkesin çok iyi olduğu bir şey vardır, yaptıkları işe onu katarlar. Mesela Julia"yla çalıştığımızda o daha 21-22 yaşındaydı. Her şey onun için çok yeniydi ve çok meraklıydı. Sheron"la ticari olarak çok da iş yapmayan ama bence çok iyi olan Intersection"u çektik. O sırada o çok büyük filmlerde oynamış büyük bir yıldızdı. Ve role büyük bir zenginlik getirdi. Birkaç yıl önce çalıştığım Juliette Binoche da gizemini kattı filme.
? Oyunculuk için muslukçuluktan farkı yok diyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz?
-Benimki de altı üstü bir iş. Her ne yaparsan yap eğer o işi kalbinle ve iyi bir motivasyonla yapıyorsan bütün meslekler aynıdır. Sevgi ve bağlılık ister. Yaptığım işten dolayı diğer insanlardan önemli değilim, bunu anlatmak istiyorum.
? Gençliğinizde yakışıklı olduğunuz gibi güzel yaşlanmanın da ikonu oldunuz. Kendinizi hangi döneminizde en özgüvenli hissettiniz?
-Görünüşümden dolayı değil ama eşimden dolayı özgüvenim yüksek. Zaten bu yüzden birlikteyiz; beraberken kendimizi güçlü ve özgüvenli hissettiğimiz için. Biz çok sağlıklı yaşayan insanlarız. Bir ormanın içinde evimiz. Doğada ailamle birlikte olmak benim ilk önceliğim.
? Oğlunuzu da getirdiniz mi?
-Hayır çünkü iş için geldik. Ama bir dahaki sefere onu da getireceğiz. Gazeteciler ve röportajlar olmadan sessiz sakin Türkiye"yi ve insanlarını keşfetmek istiyoruz. O zaman onu da getireceğiz. Zaten herkesin söylediği bir şey. Burası olağanüstü bir ülke. Bu kısacık zamanda bile harika insanlarla tanıştık. Bir dahaki seferi iple çekiyoruz.
? Saçı erken beyazlayan her delikanlıya, “Sabret 30 olunca Richard Gere gibi olacaksın” denir. Ben bunlardan biriyim. Ama 34 oldum sizin karizmadan hâlâ eser yok. Ne önerirsiniz?
-Bir dakika dur bakayım.. Benim saçlarım 30"larımın başında ağardı. Demek senden gençmişim. Ama tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki, kızlar bundan hoşlanır. Tıpkı şuradaki hanım gibi, ona sormalısın (eşini işaret ediyor, eşi de onaylıyor). Kadınlar toy çocukları değil olgunluk hissini ve erkekleri sever.
? Ferrari"nizi sattığınız doğru mu? Şu meşhur kitaptan mı etkilendiniz?
-Benim hiçbir zaman Ferrari"m olmadı ki. Zaten ben bir araba adamı değilim. Böyle bir tutkum hiç olmadı. Bir Station arabamız var.

AYŞE SENİ KUCAKLIYORUM MERAK ETME YİNE GELECEĞİM

? Dalay Lama seks yapmamak kişiyi özgürleştirir dedi, ona katılıyor musunuz?
-Hazretleri onu rahipler için söylemiştir. Enerjiye odaklanmanın özel bir tekniği bu. Bu sizi daha kutsal yapacak bir şey değil. Sadece bir teknik. Hazret bu konuda hep yanlış anlaşıldı.
? Hayatınızdaki en önemli üç olay?
-Dalay Lama ile tanışmam, eşimle tanışmam ve çocuğumuzun olması...
? Peki en romantik anınız?
-(Eşini işaret edip soruyor) Sence??
? Belli ki Hazretle tanışma değil... (Menajer hariç hepimiz gülüyoruz) Son bir şey daha isteyeceğim: Çok büyük bir hayranınız olan ve yerine röportaja geldiğim Ayşe Arman"a bir mesaj. Yoksa İstanbul"a uçamam, lütfen elinizden gelenin en iyisini söyleyin...
-Ayşe seni tüm kalbimle kucaklıyorum, merak etme tekrar geleceğim.

TOTALİTER HÜKÜMETLER EN BÜYÜK ŞEYTANDIR

? Dalay Lama ile nasıl tanıştınız?
-Bu uzun bir hikaye. Dalay Lama Hazretleri"yle ortak bir arkadaşımız var. Adı John Avedon. Asya"ya ikinci seyahatimi gerçekleştirecektim. Ve Tibetlileri daha yakından tanımak istiyordum. Arkadaşım sürgündeki Tibetlileri görmemi önerdi. Ben o sırada siyasi vaziyet hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Neden sürgünde olduklarını, başlarına gelenlerin detaylarını, işgali ve kültürlerinin yok edilişini bilmiyordum. Ve dünyadaki çoğu insan da bilmiyordu. 30 yıl önce... Çılgın gibi yağmur yağıyordu, kalacak yer yoktu. Hazretleri de oradaydı. Çok şanslıydım ki beni kabul etti. Ve iman hayatımın odağı oldu.
? Tibet meselesine dini inanışınızdan dolayı mı yakınsınız yoksa Tibetliler gibi Sincanlıların da davalarına tercüman olmayı düşünür müsünüz?
-Tibet"i dile getiriyorum çünkü onlarla derin bağlarım var. Ama Tibetliler hakkında dile getirdiklerim başka yerler için de geçerli. Bu gezegendeki herkesin eşit haklara sahip olduğuna inanıyorum. Çin"de ya da Burma"da olsun bütün totaliter hükümetler en büyük şeytanlar. Yapmamız gereken bu hükümetlerin değişmesini ummak.
? Çin"de istenmeyen adamsınız, Hindistan"da muhafazakârlar size ateş püskürüyor. Bir ara Oscar"lardan bile dışlandınız. Tibetlilerin özgürlük davası, AİDS"le mücadele derken zaman zaman yanlış anlaşıldığınızı düşünüyor musunuz?
-Yok bence tam da doğru anlamışlar. Bu yüzden Çin hükümeti beni sevmiyor. Bu yüzden Hindistan"daki aşırı muhafazakârlar benden nefret ediyor. Çünkü onların yaptığı dışlamak. Bense insaları reddetmeyen, kucaklayan işler yapıyorum. O yüzden dışlayıcı biri, aşırı muhafazakâr biri özellikle de benden hazzetmez. Bence çok doğru anlaşılmışım.
? İleride ne olarak hatırlanmak istersiniz? Aktör mü, aktivist mi?
-İyi bir baba ve iyi bir eş olarak. Bahçemde meditasyon yaparken karımın içeride olduğunu ve oğlumun her an gelip kucağıma atlayacağını bilmekten daha çok beni hiçbir şey mutlu etmiyor. hürriyet