Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen kabine toplantısı sona erdi.

"DİPLOMATİK TEMSİLCİLİKLERİMİZİN SAYISINI 44'E ÇIKARDIK"

Yurt içi ve yurt dışındaki gelişmelerin ele alındığı toplantı sonrası açıklama yapan Erdoğan, şunları söyledi:

* "Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirme azmiyle yurt içi ve yurt dışında canla başla çalışmaya devam ediyoruz. Milli savaş uçağımız Kaan, 10 bin fit ve 230 hıza ulaşmayı başardı. TUSAŞ ve Savunma Sanayi Başkanlığımızı tebrik ediyorum. Gaziantep'in İslahiye ilçesinde meydana gelen kazada ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diyorum. Tanzanya ticaret ve yatırımlar açısından ülkemizin Doğu Afrika'daki ortakları arasında yer alıyor. Türk firmaları 6,5 milyar dolar değerinde 14 proje üstlendi.

* Standart aralıklı demiryolu projesinin büyük kısmı Türk şirketi tarafından inşa ediliyor. Görüşmelerimizde ticaretimizi süratle 1 milyar dolar seviyesine taşımayı kararlaştırdık. Bizden önce uzun yıllar ihmal edilen Afrika kıtasıyla ilişkilerimizi 2005'ten itibaren tekrar yoğunlaştırdık. Diplomatik temsilciliklerimizin sayısını 44'e çıkardık. Ticaret hacmimiz 5.4 milyar dolardan 2023 yılında 37 milyar dolara ulaştı. Afrika'daki Türk yatırımlarının piyasa değeri 10 milyar doları aştı.

"TÜRKİYE, AFRİKA'DAKİ KARDEŞLERİNE EN GÜÇLÜ DESTEK VEREN ÜLKE"

* Müteahhitlik firmalarımız yaklaşık 1885 adet proje üstlendi. Kıtaya 50'den fazla ziyaret gerçekleştirdim. Afrika ülkelerin liderlerini de çeşitli vesilelerle Türkiye'de misafir ettik. DEAŞ ve Eş Şebab gibi terör örgütlerine karşı mücadelelerinde Türkiye, Afrika'daki kardeşlerine en güçlü destek veren ülkedir. Türk üniversitelerinin misafir öğrenciler için giderek bir eğitim üssü haline geldiğini görüyoruz. 

* Afrika'yı ziyaretlerimizde Türkçe konuşan, kendisini milletimizin gönül elçisi olarak gören bakan, iş insanları, akademisyen, siyasetçilerle karşılaşıyoruz. Yıllarca Afrika'nın kaynaklarını sömürmüş emperyalist güçleri bu tablo rahatsız etmektedir. Kıtayla ilişkilerimizin kısa sürede bu kadar hızlı ilerlemesinde Türkiye mezunlarının çok büyük rolü vardır. Resmi kanalların tıkandığı yerlerde gönül elçilerimiz devreye giriyor, düğümleri çözüyor, süreci kolaylaştırıyor.

* Bugün dünyanın 198 farklı ülkesinden yaklaşık 340 bin öğrenci Türkiye'de yükseköğrenim görüyor. Uluslararası öğrenci hareketliliğinden aldığımız payın artması korkulacak değil gurur duyulacak bir tablodur. Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada, Avustralya gibi ülkeler tabiri caizse bu işin kaymağını yiyordu. Uluslararası öğrencilerin yüzde 70'e yakını halen bu ülkelerde eğitim alıyor. 

* Türkiye ekonomisi için bu rakam yıllık 3 milyar dolardır. Türkiye'ye yabancı öğrenci gelmesin demek, devletimizin nüfuz alanı büyümesin, ülkemiz kabuğunu kırmasın demektir. Kanun, nizam ve genel ahlaka aykırı davranan varsa devletin ilgili kurumları gereğini yapar ve yapacaktır. Bazı 5. kol elemanları tarafından medya ve sosyal medyada körüklenen lümpen ırkçılığın asla iyi olmadığı açıktır.

"BUNLARIN DERDİ NE TÜRKİYE NE TÜRKÇE'DİR"

* Muhalefet çevrelerinin de bazı söylem ve eylemleriyle de radikal faşizme meyletmesi Türkiye siyaseti adına gerçekten üzüntü vericidir. Tekrar ayyuka çıkan Arapça alerjisinin gerisinde de aynı hastalıklı zihniyet vardır. Bunların derdi ne Türkiye ne Türkçe'dir. Bunlar içlerindeki marazı ve nefreti sürekli birilerine yönelterek egolarını tatmin etmeye çalışan zavallılardır. Vatanına sahip çıkmak, ayrımcılık yapmak, yabancı turistleri, öğrencileri, sığınmacıları nefret objesi haline getirmek demek değildir. Yıllık 54.3 milyarlık gelirle turizmi baltalayan bu faşist çapulculara asla müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz. Nefret suçlarıyla mücadele noktasında daha kararlı, cezai açıdan daha caydırıcı adımlar atacağız.

"27 ANLAŞMA İLE ZİYARETİMİZİ TAÇLANDIRDIK"

* 13 yıllık aradan sonra geniş bir heyetle gerçekleştirdiğimiz Irak ziyaretimiz sonuç ve içerdiği mesajlar açısından tarihi öneme sahipti. Irak Cumhurbaşkanı ve başbakanı ile güvenlik, enerji, su başta olmak üzere konuları detaylıca ele aldık. 27 anlaşma ile ziyaretimizi taçlandırdık. Bölgemizin geleceğini belirleyecek Kalkınma Yolu Projesi'nde 4'lü mutabakatla kritik bir eşik de aşılmış oldu. Ticaret hacmimizi daha üst seviyelere taşımak istiyoruz. Irak hükümetinin PKK'yı yasaklı örgüt ilan etmesi mühim bir adımdır. PKK'nın terör örgütü olarak ilan edilmesini beklediğimizi de ifade ettik. 

Hastane odasında ölü bulunan Selen hemşirenin son görüntüsü ortaya çıktı Hastane odasında ölü bulunan Selen hemşirenin son görüntüsü ortaya çıktı

* Irak Türkmeni kardeşlerimizle bir araya gelerek yanlarında olduğunu ifade ettik. Erbil'de verimli, olumlu, samimi istişareler gerçekleştirdik. DEAŞ ve PKK fark etmeksizin terör belası Türkiye için olduğu kadar Irak için de büyük tehdit kaynağıdır. Bölgemizin ekonomik gelişmesi, siyasi huzura ve istikrara kavuşması terör tehdidinin ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. 

* Kuzey Irak'taki terör bataklığını tamamen kurutana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Suriye'de yarım kalan işimizi vakti ve saati geldiğinde mutlaka tamamlayacağız. Kandil ve Suriye'deki terör baronları her fırsatta ülkemizi karıştırmaya, siyasete müdahale etmeye, vatandaşlarımızın üzerinde baskı kurmaya devam edeceklerdir. Hiçbir devlet böyle bir tehdidi görmezden gelemez. Manevra alanı iyice daralan bölücü örgüte neşteri önümüzdeki süreçte vuracağız. Yakın dönemde Irak seyahatimizin etkilerini geniş bir yelpazede inşallah görmeye başlayacağız.

"İKİLİ TİCARETİMİZİ DENGELİ ŞEKİLDE 60 MİLYAR DOLARA ULAŞTIRMAYI HEDEFLİYORUZ"

* Almanya Cumhurbaşkanı'nın resmi ziyareti, AB, ekonomik ilişkiler, savunma sanayi kısıtlamaları ve yabancı düşmanlığı konularını tekrar gözden geçirmek için fırsat teşkil etti. İki müttefike yakışmayan savunma kısıtlamaların kaldırılması gerektiğini açıkça söyledik. Irkçı saldırılarının engellenmesi ve faillerin cezalandırılması konusunda beklentilerimizi ifade ettik. İkili ticaretimizi dengeli şekilde 60 milyar dolara ulaştırmayı hedefliyoruz. Türkiye, AB ve birlik üyesi ülkelerle ilişkilerini geliştirmeye isteklidir. Bunun için AB'nin ideolojik körlükten kurtulması gerekiyor. Avrupalı liderler bu gerçeği ne kadar erken görür kabullenirse kendileri için o kadar iyi olacaktır."