Değerli Aydınpost okuyucuları, Allah'ın izniyle  şeker bayramı bitti.

Eylül'de güzel Türkiye’m, 9 günlük Kurban  bayramına hazırlanıyor, göz açıp kapayana kadar bayram gelecek, okullar açılmadan önce  herkes gene bir yerlere gidecek ve  zaman su gibi akıp giderken, ardından  2016-2017 Eğitim Öğretim yılı  başlayacak.

aydinavci1972016.jpg

Bu haftaki yazım  İzmir Seferihisar. Yani Türkiye'nin ilk  Cittaslow'u. Cittaslow, yavaş şehir anlamına geliyor. Bu şehri size yazmaya karar verdim.

Dört bin yıl önce başlamıştır Seferihisar'ın  hikayesi, Teos'tur ilk yerleşim yeri, Giritlilerin yaşamı başlattığı, Karyalıların  devam ettirdiği bir doğa cennetidir. Güneşin doğuşu ile batışı bir başkadır bu bölgede, Denizin maviyle buluşması da aynı hediye. Uzun yıllar Bizans egemenliği altında kalan  Seferihisar'ın ilk adı Tysaferinopolis'dir. Sırasıyla Lidyalılar, Atinalılar, Ispartalılar, İranlılar, Bergama Krallığı, Makedonyalılar, Eski Yunanlılar, Romalılar, ve Bizanslıların egemenliği  hüküm sürmüştür. Selçuklular döneminde Anadolu'nun Türkleşme hareketi  ile birlikte Seferihisar da Mesut'un emriyle Anadolu topraklarına katılmıştır. Osmanlı imparatorluğu döneminde de önemli bir yerleşim yeri olan Seferihisar, özellikle III. Murat'ın  döneminde annesi Valide Sultan'ın talimatı ile şehrin geliri Mekke'ye vakfedilmiştir. Şehrin merkezinde Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait cami ve medreseleri bulmanız mümkün. Yine Osmanlı döneminden kalan iki yıkık hamam da mevcut. 1919 yılında Yunan işgaline maruz kalan Seferihisar, 1922 yılında düşman işgalinden kurtularak Türkiye Cumhuriyeti'ne katılmıştır. Yazımın  giriş kısmında da bahsettiğim Cittaslow, küreselleşen dünya içerisinde yerel lezzet ve dokularını  koruyabilmek adına başlayan bu akım dünyada bir birliğe dönüşmüştür. Bu birliğin Türkiye'deki ilk temsilcisi de Seferihisar. Şehirleşmenin getirdiği kozmopolitlik ve sıradanlaşmaya karşı durarak, doğalığını ve yerel gerçekliğini koruyan ve yaklaşım, özellikle büyükşehrin stresinde bunalanlar için biçilmiş kaftan. Bu Şehirde Hayat kolay akıyor, yaşam sizi zorlamıyor. Stresten uzak, çok daha mutlu, çok daha huzurlusunuz.

Seferihisar'dan 5 km  içeriye doğru girdiğinizde sizi karşıIayan o eşsiz sahil kasabası: SIĞACIK...

İnsanlığa armağan edilen ender güzelliklerden bir tanesi daha! Yeşiller, Maviler,turuncuların cümbüşü.... Önce limana bakan karşı koydan başlıyoruz. Sabahın erken saatleri ve balıkçılar çoktan yerini almış. Rastgele. Sabır ve olgunluğun doğa ile sınavıdır balıkçılık. Bir tatlı sohbet, iki laf.... Her şey için zaman var burada nasıl olsa. Sakin ve ağırdan. Sonra limana  geçiyoruz. Hatta önce kaleye çıkıyoruz. Buradan manzara bir başka. Sığacık Limanı önünüzde, ardınızda yeşil, ufkunuzda mavi ile sarmaş dolaş oluyorsunuz. Ha bu  arada  yazmadan geçemeyeceğim. Kalenin altı derin bir kubbe şeklinde. Ve bir üstad Kemanı ile bizleri büyülüyor. Mekânın akustik yapısı, zaten  içinize işleyen keman sesini iyiden iyiye içinizde hissettiriyor. Bıraksanız sadece o sesin size verdiği huzur için bile saatlerce orada kalırsınız. Ve bu yavaş şehrin eşsiz lezzetleri. Slowfood tabirinin gerçek sahipleri sayesinde Sığacık Pazarı'nda bizlerle buluşuyor. Bin bir çeşit ot, şifalı bitkiler,evlerde yapılmış doğal marmelat ve reçeller, maharetli ellerde yapılmış oyma ve süs eşyaları, danteller, bez bebekler ve daha bir çok ürün. Hepsi doğal hepsi el emeği, hepsi duygulu hepsi samimi... Bir yandan gözleme, diğer yandan kekik kokusu sebzenin meyvenin en tazesi. Daha 2 saat önce dalındaymış. Koparmış çarşıya getirmişler. Kokusu üzerinde lezzeti damağınızda... Bu güzel Doğallık sarhoşluğu ile yolumuza devam ediyoruz, Akkum sahillerindeyiz. Berrak deniz, yumuşak kumları ile sahil sevenler için muhteşem bir mekân.

Değerli  gezi sevenler, Seferihisar, gerçekten yavaş şehir olma özelliğinin hakkını veriyor. Bölge itibariyle dağınık olan yapılaşmanın da giderek doğal ama düzenli şekle girme çabaları da gözden kaçmıyor. Şehrin doğallığı insanları da şeker gibi yapışmış, Herkes güler yüzlü, herkes birbirine saygılı. Bugün hepimizin özlediği gibi....  Her şehirde, her mahallede, her köyde  arandığı gibi.

Sonuç; Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer'in lütfen  Google'da özgeçmişine  bir göz gezdirin,  Ve en kısa zamanda Seferihisar'ı  Sığacık'ı lütfen  ziyaret edin derim, pişmanlık duymasınız.