Günümüz tüketim toplumunda üretimin dahada kolaylaştırılması için bol miktarda hormon yüklenen yiyeceklerden kısa süreli de olsa uzaklaşmak isteyenler soluğu KKTC'de sadece organik ürünlerin üretildiği tesislerde alıyor. Organik ürünlerin tadına doyamadan bu tesislerden ayrılan turistler, güç depolayarak ülkelerine döndükleri için memnun.
 
Hormonsuz ürünlerin güneşe doyduğu, ancak bu tesisleri ziyaret edenlerin hormonsuz yiyeceklere güneş kadar doyamadığı yer KKTC'nin Dipkarpaz bölgesi...Ekolojik Turizm adı altında faaliyet gösteren bu tesisleri ziyaret edenler bir sonraki tatil sezonunu tekrar gelebilmek için iple çekiyor. Tesislere tatil yapmaya gelen turistler aslında bu duruma pek de yabancı olmadıklarını bu tesisleri Facebook'taki FarmVille'ye benzettiklerini dile getiriyor. Eko tesiste kahvaltı menüsündeki KKTC'nin kendisine has peyniri hellimin yanı sıra sonraki öğünlerin malzemelerini oluşturan sebzelerin her türlüsüne rastlamak mümkün. Sütünü taze olarak almak isteyenler, burdaki çalışanların gözetiminde ineği kendileri sağıyor. Balık çeşitleri ise bizzat Karpaz'ın tertemiz denizinden yakalanıp sofralara servis ediliyor. 
 
Aralarında ünlülerin de bulunduğu Rum vatandaşlar da tesise ilgi gösteriyor. Ancak görüntülenmelerine kesinlikle karşı çıkıyor ve konuşmaktan kaçınıyorlar. Villa Lembos Eko Otel'in sahibi olan Çoşkun Güngör, burdaki müşterilerine sunulan yiyeceklerin tamamen organik olduğunu ve kendi yetiştirdikleri ürünler olduğunu söylüyor. Müşteri potansiyelinin herkesi kapsadığını ifade eden Güngör, "Eko turizm tamamen kendi ürünlerimizi yetirtirip misafirlerimize sunmak doğal ürünlerle yemeklerimiz restoranımızda kullandığımız etimizi peynirimiz, görmüş olduğunuz gibi sebzelerimiz, organik ürünlerimizdir." şeklinde konuşuyor. 
 
Son iki yıldır KKTC'deki eko turizme daha çok Almanya'dan rağbet gösterildiğini dile getiren Güngör, "Alman müşterilerimiz daha ağırlıklı. İngiliz, İtalyan, Fransızlar, Rumlar ve yerli halkımız tesislerimize geliyor." bilgisini veriyor. Rum tarafının önceki yıllarda eko turizme yoğun ilgi gösterdiklerini ancak son yıllardaki siyasi nedenlerden dolayı bu talebin azaldığını aktaran Güngör, bu işi yaparken farklı sıkıntılarla karşılaştıklarını da ekliyor. Güngör, "Köyün temizliği ve denizlerin temizliği bizim için bir problem. En büyük sıkıntımız köyümüzde bir hastanenin olmaması ve turistlerin paralarını bozdurabilecekleri bir döviz bürosunun bulunmaması." diyor.