Paralelnews sitesi tarafından servis edilen haberde İski Genel Müdürü Dursun Atilla Altay ile ilgili asılsız bilgiler İski Müdürü'nün kendi beyanları gibi yansıtıldı.24 saat içinde sosyal medyayı karıştıran haber dizisinin asılsız olduğu yetkililerce belirtildi.

İşte o asparas

Doğuştan elleri olmayan Altay, büyük beden ceket giyiyormuşçasına lanse edilince sosyal medyada günün konusu oldu. Yapılanın çok çirkin bir saldırı olduğunu vurgulayan Altay içini Paralelnews ekibine döktü.

Bir muhabirin arayıp kendisiyle doğuştan engeline rağmen genel müdürlüğe uzanan başarı yolculuğu hakkında röportaj yapmak istediğini anlatan Altay; teklifi seve seve kabul ettiğini ancak olayların bu şekilde sonuçlanacağını hiç tahmin etmediğini belirtti.

“Benimle röportaj yapan muhabirin kötü niyetli olduğunu başta anlamadım. Başarı hikayemi anlatırken önce ‘Yine de hayata tutundum’ cümlesini kurduğumda gülmeye başladı. Daha sonra ‘Çalışmadan duramıyorum, elimde değil’ derken ikinci kez aynı şeyi yaşadık. Ardından ‘Buralara tırnaklarımla kazıyarak geldim’ dediğimde kameraman da anlamadığım bir şekilde kahkahalar atmaya başladı. Zaten görüntünün gerisi sarsıntılı sizin de fark ettiğiniz gibi. Orada kestik” diyerek yapılan ayıbı gözler önüne serdi.

Röportajın yayınlanacağı saatte ailece heyecanla televizyon karşısında beklediklerini, eşe dosta haber verdiklerini belirten Altay, “Doğuştan ellerim olmadığını söylemeden sanki büyük beden ceket giyiyormuşum gibi lanse ettiler. Olayı çarpıttılar. Sosyal medyada da insanlar ‘İski Genel Ceketi’ diye paylaşımlarda bulunarak akıllarınca genel müdürlüğümle dalga geçmişler. Kızgın değil sadece dargınım. Kendini bilmez insanlar bunlar” şeklinde sitemlerini dile getirdi.

ONUNKİSİ BİR BAŞARI HİKAYESİ

Hayatı boyunca mücadele verdiğini anlatan Altay, en çok okul hayatında zorlandığını belirtti. “Karadeniz’de büyüdüm. Köyümüzde ortaokul yoktu, her gün 15km uzaklıktaki Ohtamış köyüne gider gelirdik. Yol da yoktu, vadiden geçerken iplerle örülmüş bir köprüden geçerdik. O dengesiz köprüde tutunamadığım için çok zorlanırdım. Ancak beni öldürmeyen şey beni daha güçlü kılar, ben buna inanırım. Liseye geçtiğimde komandolara, ip cambazlarına taş çıkartacak seviyedeydim” dedi. En çok arkadaşlarının kendisine “Çak bir beşlik” şeklinde takılmasının gücüne gittiğini belirten Altay, yine de geçmişinde güzel anılar barındırıp kin tutmadığını söyledi. İlkokul müsameresinde Kaptan Hook’u başarıyla canlandırdığını anlatan Altay’ın, “İzleyenler beni ayakta alkışlamıştı, unutamam…” derken bir an için uzaklara daldığı gözüktü.

Gençliğinde mısır tarlalarında çalıştığı daha sonra akraba vesilesiyle memurluğa adım attığını belirten Altay sonunda gönlündeki işi bulduğunu anlamış. Kısa sürede yükselen başarılı memur sürekli herkesten daha fazla çalışmak zorunda olduğunu şu hikayeyle anlatıyor. “Tarlada çalışırken ellerim olmadığı için mısırları koltuk altıma sıkıştırarak kopartırdım. Yüksektekileri zıplayarak yere düşürdüklerimi yere uzanarak toplardım. Ama yine de gün sonunda topladığım mısır diğer işçilerden aşağı kalmazdı. İşte hayatımın mottosu bu. Never don’t give up”

AİLEDE GENETİK

Uzuv gelişimi konusunda aile ağacında onlarca akrabasının sıkıntı yaşadığını, nedenin genetik olduğunu anlatan Altay şöyle devam etti: “Malesef baskın bir gen, bu nedenle bir çok akrabamın çeşitli uzuvları ya yok ya da az gelişmiş. Yine de ailede en bütün birey benim. Mesela benim Amerika’da yaşayan büyük dayımın ne kolları ne bacakları mevcut. Ama o da benim gibi pes etmeyen biri; bu dezavantajı avantaja dönüştürmeyi bilmiş zamanında. Taa 1975 senesinde ‘Monty Python and the Holy Grail’ adlı filmde kara şövalye karakterini canlandırdı. Daha nice filmde savaş sahnelerinde kolu bacağı kopan asker figüranlığı yaptı. Kendisi ailemizin gururudur. İşte bir de ben varım”

Başarılı yönetici yeni dönem projelerinden kısaca bahsettikten sonra yoğun ajandası dahilinde Ankara’ya hareket etti.