Muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları ve hukukçular, ‘kişiye özel’ olarak nitelendirilen düzenlemenin hukuka aykırı olduğunu belirterek, önü alınamaz sorunlara yol açabileceğine dikkat çekti.

DEMOKRASiDE BÖYLE GÖREV YOK

CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi: Bu adım hukuk devletinde olmaması gereken karanlık alanlar yaratır. MİT Yasası’na göre MİT’in temel görevi devletin varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine ve anayasal düzenlere karşı faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını devlet çapında oluşturmaktır. Bu çerçevede milli güvenlik siyasetiyle ilgili planların hazırlanması ve yürütülmesinde Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve MGK gibi kurumların istihbarat istek ve ihtiyaçlarını karşılar. Başbakan’ın MİT’in görev alanında bırakın herhangi bir kişiye MİT mensuplarına bile özel bir görev verme yetkisi bulunmamaktadır. MİT’in böyle kurumsal bir yapısı vardır. Böyle bir yapıda Başbakan, MİT mensubu olmayan ve kamu görevlisi olmayan kişilere de özel bir görev verebilecektir. Bu görevin kapsamı belli değildir. Demokrasilerde böyle bir görev alanı olamaz. İkincisi CMK 250’ye göre hiçbir kamu görevlisinin ağır ceza mahkemelerinin görev alanlarına giren konularda sorgulama ve yargılama ayrıcalığı yoktur. Kişilere bazı görevler nedeniyle dokunulmazlık zırhı giydirilecek.

ŞAiBELi KALACAK

Eski Savcı Sacit Kayasu: Çok mahsurlu ve vahim bir durum ortaya çıkacak. Yargılamayı bırakın soruşturma ve kovuşturma izni dahi Başbakan’a bağlanırsa, görev kapsamında işlendiği iddia edilen ancak hukuk, özgürlük ve insan haklarını gasp eden birtakım olaylar karanlıkta kalacaktır. Gerçekler soruşturulmadan savcı iddialarını sıralamadan gerçekler nasıl ortaya çıkacak? 5 bin 740 işlenmiş faili meçhul cinayetimiz var. Bu cinayetlerin arkasında devlet olarak hareket ettiğini iddia eden birtakım oluşum ve kişiler oldu. Bu zan hep akıllarda kalacaktır. Dolayısıyla MİT şaibe altında kalacaktır. Bu durum hukukun üstünlüğüne yakışmaz, insanlar mutlak surette hesap vermeli.

AMAÇ SUÇLAMA

Milli Eğitim eski Bakanı Vehbi Dinçerler: MİT Kanunu’nun 26. maddesine göre hukukçu bunu yok sayamaz. Burada hukuki bir yanlış yapılmıştır. Mahkeme yakalama kararlarını verince bir tedbir lazımdı. Kolaylaştırıcı, açıklayıcı tedbir de kanun çıkartmak oldu. Başbakan’ın yanlış yapan bir kişiyi koruyacak hali yok. Bir de her izni reddedecek, diye bir kural da yok.

O SUÇA ORTAK OLMAKTIR

Kültür eski Bakanı Fikri Sağlar: Bu yasa son derece tehlikeli. Sadece MİT elemanları değil Başbakan’ın görev ve yetki verdiği kişiler de soruşturma iznine tabi tutulacak. Bu kişilerin kim olduğu belli değil. Yani sokaktan herhangi bir kişi de özel görevli olabilir. Bu hukuk devletine yakışmaz. Yargının üzerinde kimseye hak verilmez, anayasa ve hukuk devleti ilkelerine aykırı. Belirsiz, görevleri ne olduğu bilinmeyen kişileri hukuki kalkan ve dokunulmazlık getirmek, Başbakan’ın doğrudan suç işleyen insanların suçuna ortak olması demektir.

SONUÇLARI VAHiM OLUR

Avukat Ergin Cinmen: MİT Kanunu’nun 26. maddesi gayet açıkken, mahkeme soruşturmanın kendisine ait olduğu yorumunu yaptı. Değişiklik bu çelişkiyi çözme anlamındadır. Başbakan’ın özel görevlendireceği kişinin de onayının alınması şartı yasanın sadece Hakan Fidan için çıkartıldığı izlenimini doğuruyor. Tek kişi için yasa olmaz ve bu durum Anayasa ve hukuka aykırıdır. Yanlış uygulamayı ortadan kaldırmak için yanlış bir yasa vahim sonuçlar doğurabilir.

ANAYASAL DÜZENE KARŞI YAPILANMA VAR

MHP Grup Başkan Vekili Mehmet Şandır: Bu kişiye ve olaya özel bir kanun. Sayın Başbakan’a tanınan yetkinin sınırları belli değil. Hukuk devletinde toplum adına yetki kullananlar, hukukun içinde kalarak kanundan kaynaklanan yetkiyi kullanmak durumundadır. Burada yürütme, yasamanın üzerinden yargının alanlarını sınırlayan bir tavır içerisine giriyor. Sistemin özüne de anayasal düzene de karşı bir yapılanma bu. Kriz aşılabilir ama ondan sonra çok daha sıkıntılı krizler getirir. Bazı kamu görevlilerine dokunulmazlık zırhı giydirilmek isteniyor. Başbakanın koruması altındaki bazı kamu görevlilerinin, kendilerine kanunla verilmiş yetkilerinin dışında özel görevler yapmalarının yolu açılır. Kanunla belirlenmiş yetkilerinin dışında görev yapmaları da hukuksuzluktur.

26’NCI MADDE YETERLi

Emekli Askeri Hakim Faik Tarımcıoğlu: MİT Kanunu’ndaki değişiklik krizi önlemek amacıyla geçici bir tedbirdir. Siyasete bulaşmamış gerçek hukukçular, MİT Kanunu’nun 26’ncı maddesinin yeterli olduğunu düşünür. Ancak MİT Kanunu Meclis’ten geçerken istisnalar unutulmuş. Yargıtay baz alınarak yüksek yargı üyeleri hakkında izin alınmadan soruşturma yapılamadığı hatırlanmalıdır. Özel kanun ve genel kanun çatışmasında, her zaman özel kanun ön plandadır. Özel ihtiyaçtan dolayı özel kanun çıkartılır. CMK genel bir kanundur. Bu doğru bir olay değil.

Adalet ve Hukuk Derneği Bşk. Ayhan Gültekin:

Demokraside bir ileri iki geri

Bu tür özel düzenleme yapmayı gerektirecek bir husus yok. Yargının denetleyici özelliğini kaldıran bu tür özel unsurlardan kaçınmak lazım. Bu maddeler ne kadar artarsa demokrasiye aykırı uygulamaların önü açılır. Yasa kişilerin istediği yönde ihtilafı çözebilir ancak ilerde farklı sıkıntılara yol açar. Kişiler kanun arkasından dolanabilir yani demokrasi bir adım ileri iki adım geri gidiyor.

Emekli DGM Savcısı Mete Göktürk:

Bu kendi ayağına kurşun sıkmaktır

MİT görevlilerinin yetki aşması ve görevi kötüye kullanması sonucunda emri veren Başbakan’ın ‘Soruşturma izni vermiyorum’ demesi, kendi ayağına kurşun sıkması olur. Başta Oslo görüşmeleri suç olarak değerlendiriliyordu. Evet, MİT dışındaki kamu görevlilerinin böyle bir şey yapması suç olur. Ancak MİT’in görevi de zaten budur. Bunun dışında düzenleme diğer kamu görevlilerini kapsamamalıdır. Bugüne kadar kamu görevlileri yıllarca yargı önünden kaçırıldı.