Kendisine saldıran zanlının, nöbetçi savcının talimatıyla ifadesi dahi alınmadan serbest bırakıldığını kaydeden Avukat Kenan İskender, "Sanırım savcı kavgayı, iki tinerci çocuğun kavgası sandı" diyerek tepki gösterdi.

Edinilen bilgilere göre, olay; 30 Mart Cuma günü Adana Organize Sanayi Bölgesi'nde (AOSB) faaliyet gösteren bir fabrikada meydana geldi. Söz konusu fabrikaya 'haciz' işlemi için giden avukat Kenan İskender, burada borçlu tarafından saldırıya uğradı. Yüzüne ve vücudunun çeşitli yerlerine darbe alarak, gömleği yırtılan İskender, olay yerinde bulunan yediemin görevlileri tarafından kurtarılırken, Kenan İskender OSB'deki jandarma karakoluna giderek, saldırganlardan şikayetçi oldu. İskender'in iddiasına göre

kendisine saldıran ve jandarma tarafından gözaltına alınan zanlının, nöbetçi savcıyla yapılan telefon görüşmelerinin ardından serbest bırakıldığını öne sürdü.

"ŞAHIS BANA SALDIRIRKEN JANDARMA MÜDAHALEDE BULUNMADI"

Avukat Kenan İskender'e yönelik saldırı, bugün meslektaşları tarafından Adalet Bakanlığı Adan İcra Müdürlüğü Hizmet Binası önünde yapılan eylemle protesto edildi. Cüppeleriyle birlikte eyleme katılan avukatlar, yaşananları sert bir dille kınadı. Haciz işleminin devreye konulmaması için karşı tarafın avukatıyla bağlantıya geçtiğini, ancak herhangi bir sonuç alamadığını anlatan İskender, olay günü fabrikaya gittiğindeyse adeta bir tezgahla karşı karşıya kaldığını öne sürdü. Jandarmayla birlikte fabrikaya

gidip, oradaki trafoya haciz işlemi uygulamak için elektriğin kesilmesini bekledikleri anda yaşanan tartışma yaşandığını ve kendisinin dışarıya çıktığını dile getiren İskender, "Şahıs, jandarmanın gözetimi altındayken birden dışarı çıkıp bana saldırdı. Kaçarken ayağım takılıp yere düştüm. Yerdeyken bana vurmaya devam etti, sağ göğsüme darbe alırken gömleğim de yırtıldı. Buna rağmen jandarma ekipleri yine araya girmedi ve yediemin görevlileri beni kurtardı" dedi.

"HERHALDE SAVCI OLAYI İKİ TİNERCİ ÇOCUĞUN KAVGASI OLARAK GÖRDÜ"

Kendisine saldırıda bulunan şahsın, gözaltındayken kalp krizi geçirme numarası yaptığını, yapılan telefon görüşmelerinin ardından da nöbetçi savcının talimatıyla ifadesi dahi alınmadan serbest bırakıldığını öne süren İskender, "Eğer savcının başına böyle bir şey gelseydi değil şahıs kalp krizine, komaya girmiş olsa dahi herhalde komadaki durumunu cezaevinde geçirirdi. Tüm bu yaşananlara baktığımızda savcı bu olayı, iki tinerci çocuğu kavgası olarak değerlendirmiş" ifadesini kullandı. Adaletin yerine

getirilmesinde iddia makamı ve karar makamı gibi savunma makamının da 'kamu hizmeti' yaptığının tartışılmaz bir gerçek olduğunu vurgulayan İskender, 'Avukatlık Kanunu'na dikkat çekerek, görev sırasında veya yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar hakkında, bu suçların hakimlere karşı işlenmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağını hatırlattı.

"NÖBETÇİ SAVCININ TUTUMU 'AVUKATLIK KANUNU'NA DA AYKIRI"

Kenan İskender, "Ancak yaşadığım bu olayda savcılık makamı saldırıya maruz kalan şahsımın meslektaşları olduğunu, yapılan saldırının görevimi ifa ederken görev nedeniyle yapıldığını, kendileriyle aynı statüde olan ve kamu görevi yapan kişiler olduğumuzu unutup hareket etmeleri üzüntü ve son derece düşündürücü bir tavırdır. Bu tutum, 'Avukatlık Kanunu'nun 57. maddesine de açıkça aykırı" diye konuştu. Adana Barosu ve diğer avukatlarla birlikte yapmış oldukları müracaatın ardından, Savcılık makamında

'Avukatlık Kanunu'nun 57. maddesi gereği yerine getirilerek, şüpheli hakkında gözaltı kararı verildiğini açıklayan İskender, geçte olsa alınan bu kararın memnuniyeti verici olduğu yorumunda bulundu. İskender, 'Avukatlık Kanunu'nda hükümlerin açık ve net olmasına rağmen, bunu hiçe sayan savcılar hakkında da yasal işlem başlatılması için Adalet Bakanı Sadullah Ergin'i göreve davet etti.