2011 yılında rol aldığı 'İncir Reçeli' filminde söylediği 'İsyan' şarkısıyla geniş kitleler tarafından tanınan Halil Sezai Paracıkoğlu; şu sıralar filmin devamı olan 'İncir Reçeli 2'deki oyunculuğuyla adından söz ettiriyor. Sezai'yle filmi, kariyerini ve aşkı konuştuk... 
 İlki 40 haftada 250 bin kişi tarafından izlenen 'İncir Reçeli'nin devamını sadece üç günde 288 bin kişi izlemiş. Neye bağlıyorsunuz bu rakamı? 
İlki vizyondan kalktıktan sonra yeniden gösterime girdi. İkinci filmi yapmamız için çok talep vardı. O yüzden bekliyordum bu ilgiyi ama derdimiz rakamlar değil. Bizim için önemli olan insanların beğenmesi. Neyse ki tepkiler çok olumlu; riskli bir iş yaptık çünkü. 

HAYATIMDAN PARÇALAR VAR 
 Ne anlamda riskli bir iş? 
Dram filminin ikincisinin çekildiği dünyada da görülmemiş bir şey. İlkini kendi imkanlarımızla çekmiştik ve çok zorlanmıştık. Bu filmde arkamızda BKM vardı. 
 İnsanlar bu filmin devamının çekilmesini niye istedi? 
Ben bunu hikayenin sıcaklığına bağlıyorum. İnsanlar filmdeki karakterlerde kendilerini gördü. 'Metin' karakterinin ne yaptığını çok merak ediyorlardı. Bana 'Metin' şu anda ne yapıyor?' diye çok e-posta geldi. 
 Bu film 'Metin şu anda ne yapıyor?' sorusuna cevap olarak mı çekildi o zaman?
Evet. İlkinin sonunda 'Metin' çok aşık olduğu kız arkadaşını kaybediyordu. Devamında da normal olması gereken süreci yaşıyor. Film, hayata küsen 'Metin'in yeniden yaşama dönüp başkasına aşık olup olamayacağı üzerine kurulu. 
 Sizi 'Metin'le bir tutanlar oluyor; siz de öyle bir hayat yaşıyormuşsunuz gibi... 
Tabii ki kendi hayatımdan parçalar var. Ben de birinden ayrıldığım zaman hayata çok fazla sarılamıyorum. Depresif ve mutsuz oluyorum çünkü o kişiye çok fazla bağlanıyorum. Kalbimi yeni birilerine açmak çok uzun zaman alabiliyor. 
 Kariyerinizi 'İncir Reçeli'nden önce ve sonra diye ikiye ayırıyor musunuz?
Muhakkak! Ben konservatuvarın tiyatro bölümünden mezun olduktan sonra Semaver Kumpanya'da üç yıl oynadım. Birkaç dizide de rol alma şansım oldu. 'İncir Reçeli', yerellikten tüm Türkiye'ye yayılan bir etki yarattı. Dizi dediğin şey bir balon. Sinemanın ise kalıcı bir etkisi var. Ama ben belli bir kariyer planı üzerine kurmuyorum hayatımı. İçimden nasıl geliyorsa öyle davranıyorum. Kendi karakterimi bozacak bir duruma girersem hayata küserim. 
 Şöhrete alışmakta zorluk çektiniz mi? 
Şöhretin tek olumsuz yanı; aileme kadar uzanan saçma sapan haberlerle karşılaşmak. 
 Hangi haberlerden bahsediyorsunuz? 
Yansıtıldığı gibi ben öyle sürekli gece kulüplerine giden bir adam değilim ki! Moda'da yaşıyorum. Çok popüler olan mekanları sevmiyorum. 
 Zaman zaman üzerinize çok gelindiğini hissedip her şeyi bırakıp kaçma isteği duyuyor musunuz?
Evet. Gitarımı alıp sırtıma biraz uzaklaşmak istiyorum. Altı-yedi ay bir şeyleri durdurup yurt dışına gidip yaşama planım var. 
 Bu planı hayata geçirebileceğinizi düşünüyor musunuz? 
Birden bire ortadan yok olmak gibi bir derdim yok. Sadece biraz dinlenip kafamı boşaltmaya, sakinleşmeye ihtiyacım var. 'İncir Reçeli' öncesinde hep öyle bir yaşamım vardı. Sırtımda gitarım ve çadırımla birlikte istediğim yere gidip orada iki-üç ay kalabiliyordum. Bu bana yetiyordu ama şimdi buna çok fazla fırsat bulamıyorum. 'Herkes beni rahat bıraksın' kafası değil bu. Biraz nefes almaya, enerjimi yeniden toplamaya ihtiyacım var. Telefonumu, bilgisayarımı falan kapatıp kendimle baş başa kalmak istiyorum. Avrupa'da kendime bir stüdyo daire tutup hazır gitmişken İngilizce'mi de geliştirmeyi düşünüyorum. 
 Tükenmişlik sendromu mu yaşıyorsunuz siz de? 
Yok, aman Allah korusun. Tükenmişlik gibi bir durum yok da çok fazla dağıldı kafam.

 

GÜRSES'İN YERİ BAŞKA 

 Kariyer anlamındaki dağınıklıktan mı bahsediyorsunuz? 
Özel hayatımda da bir dağınıklık var. Biraz uzaklaşmak; bana bazı kişileri, olayları unutturacaktır. Yalnızlığı seviyorum. Yalnız yaşamayı da seviyorum. Aşık olduğum zaman ise her şeyi onunla yapmak, dünyanın en huzur verici şeyi oluyor benim için. 
 Aşk için de 'İki kişilik yalnızlıktır' derler... 
Çok güzel dedin! Aşık olduğunuz insanla saatlerce tavana bakıp hayal kuruyorsanız; işte o sizin kadınınız demektir. Onu alın, her şeyi yapın. 
 Filmden herkes, Müslüm Gürses'in 'Affet' şarkısını mırıldanarak çıkıyor. Gürses şarkısını kullanmak nereden aklınıza geldi? 
Müslüm Gürses'in hayatımda önemli bir yeri var, çok severdim kendisini. Filmimizde olması bizi maneviyat olarak çok güzel yere taşıdı. 'Affet', filmin hikayesine de çok uygun. 

BİLMEDİĞİM KONULARDA ARTIK UKALALIK YAPMAM!
 Şarkıları yaratım süreciniz nasıl? 
Bunun formülü yok, olsa herkesle paylaşırım. Biriktirdiğim, deneyimlediğim şeyler sözlere, notalara dökülüyor. Kendi başıma kaldığımda daha üretken oluyorum. 
 Şarkıcılık çocukluk hayaliniz miydi? 
Evet. Süpürge sapını gitar olarak kullanıp oyuncak mikrofona şarkı söyleyen bir çocuktum. Hayallerimde konserler vermek vardı. 
 'Çilek' filminin yapımcılığını üstlendiniz. Nasıl bir deneyimdi sizin için? 
Tek başıma bir daha yapımcılık yapmayacağım. Bilmediğim bir konu hakkında bir daha öyle bir ukalalık yapmak istemiyorum. Zor bir süreçti benim için ama alnımızın akıyla çıktık.
YAPIMCILAR TARZIMA KARIŞMIYOR
 Kendinize özgü bir imajınız var. Giyim tarzınızla ilgili yapılan eleştirilerden rahatsız mısınız? 
Hayır. Aksine bunun konuşulması hoşuma gidiyor. Bilseydim tarzımın böyle bir etki yaratacağını, bunu ticarete dökerdim. Şimdiye kadar hiçbir zaman saçımı yapmak için saatlerce ayna karşısında zaman geçirmedim. Nasıl rahatsam, o şekilde giyiniyorum. Pantolon giymek beni sıkıyor, daraltıyor. Kendimi bildim bileli, giydiğim kıyafetleri yaptığım işlere de yansıtma fırsatı buldum. Sağ olsunlar yapımcılarım da baskı yapmadı. O konuda şanslıyım ama tabii oyuncuyum; 'Bunu giyeceksin' derlerse, onu da giyerim. 

BİR ÇOCUĞUM OLSUN İSTİYORUM
 Şu sıralar hayatınızda aşkın eksikliğini hissediyor musunuz?
Aşk eksikliği var ama arayışı yok. Arayarak aşık olunmaz çünkü kendiliğinden gelişir. Hayat sürprizlerle dolu. Ben hayatın mucizelerine çok inanan bir insanım. Şimdiye kadar öyle oldu, bundan sonra da öyle olacağını biliyorum. 
 Yuva kurma düşünceniz var mı peki? 
Var tabii ki, evcimen biriyim. 
 Bu konuda ailenizin baskısı var mı üzerinizde? 
Her ailede olan, baskı niteliği taşımayan laf sokmalar bizde de var. 'Ne olacak bu çocuğun hali?' diye serzenişler oluyor ama baskı yok. İki torunları var, bir tane daha geliyor. Ama ben de istiyorum. Kim istemez aşık olduğu kadından çocuk yapmak.