10 adımda itina ile kadın dövme sanatını anlatacağım bugün sizlere ; çok ince tekniklere yönelik ve hatta kadınlar tarafından bile olumlu karşılanabilecek yöntemler bunlar hatta devamını dahi isteyebilirler.
Geçen yazımda algı yönetiminden bahsetmiştim, tabiki çok fazla örneklem ve anlatım şansımız yok köşe yazısı itibarı ile ama yazımı okuyan birçok kişiden bazıları arayarak daha detaylı bilgi sahibi olmayı başardılar. İlgilerine ayıryaten burdan da teşekkür ederim.
Anlatacağım olay tam da bununla ilgili ve yıllardır sadece kadın üzerinden değil, toplumda sömürülmeye müsait gördükleri kim varsa onlar üzerinden yapılan bir algı yönetimi. Çünkü AB kriterleri ve dünyanın kriteri olan pek çok diyolog ortamında DEZAVANTAJLI kişilikler ve kimlikler olarak tanımlanması ile başlıyor algı yönetimi ve buradan aldıkları gazla yürüyor dernekler, siyasiler, kurum başkanları, yöneticiler aklınıza kim gelirse. Bu gruba kimler giriyor ilk başta kadınlar, engelliler, romen vatandaşlarımız v.b. etiketleri çoğaltmak mümkün ama anladınız siz.
Adama tekme tokat dalıp kafasını gözünü kırdığınızda belli bir süre iş görmez raporu ve çekilen acılarla bir süre sonra eskisi gibi olursunuz. ( hadi dövelim gibi bir fikri savunduğum yok tabi yada bunu yapanları onaylamıyorum ) Bence asıl acıtan, kanatan ve etkisi nesiller boyu süregelen algı ile dövmektir. Mesela ;
1- Geçtiğimiz hafta kadına şiddete hayır, engelliler haftası adı altında anılan bir çok etkinlik yapıldı. Malum onların haftasıydı ve kutlanmalıydı. Bir gün yada birkaç gün önceden " Ne yapalım " ? gibi soru geldi altta ast olarak çalışanalara ve onlarda fikirlerini bildirdiler ve yapıldı. Mor kurdelalar taktık, unutmadık dedik, unutmadı dedirttik, İşte dayak burdan başlıyor. Sonra.... hatırlayan, gören, ihtiyacını soran var mı ?
2- Dezavantajlı biriyle ilgili yaptığınız her projenin geçme ihtimali çok yüksek. AB, Dünya Bankası, UNİCEF gibi birçok kurum bu kişileri hedef aldığınız projeleri maddi olarak destekliyor. Türkiye bu açıdan da çok işlevsel bir konuma sahip fakat projelerin en önemli kısmı olan SÜREKLİLİK ve SÜRDÜRÜLEBİLİRLİ
3- Birisini dövmek ve dayağa bağımlı hale getirmek istiyorsan, onu balık yemeye alıştıracaksın balık tutmaya değil. Tabi ki adam dövemeye alışık kişiler bunu çok iyi yapıyorlar. Her gün balık yiyen kişiler omega 3 eksikliği çekmeyebilir ama kendi ayakları üzerinde durma, etkin olma, güç sahibi olma, toplumsal kaynaşma gibi kendine yaşamsal güç sağlayacak tanımlar ve yeteneklerden mahrum kalıyorlar. Alın size bir teknik daha ...
4- Farklı duygu ve yargılar yükleyerek dövme tekniği var birde. Güzellik kavramının hedefi olan ve kaynağı olan kadın , sanki öyle değilmiş gibi bir algı yönetimine tabi tutulur. Çünkü daha fazla tüketime, daha fazla harcamaya en çabuk kanalize olan O'dur ve bunu çok hızlı bir şekilde yapmalıdır. Eve gittiğinde bunu niye aldığını hatırlamayan veya aldım alalı çok kullanmadım cümlesini duyan kadın çoktan dayağı yemiş oluyor. Paralı ve kazançlı bir dayak tekniği daha
5- Otobüste kucağında çocuk olan kadına yer vermezsin ve her sendeleyişinde seyredersin. En etkili teknikte bu , çünkü yolculuk boyunca kadın olma seçimini yapmadığı halde niye böyle bir muameleye maruz kaldığını sorgular durur. ( en çokta bu tekniği uygulayan kişininde bir kadın olması bu tekniği daha etkili kılıyor. Hem kalkıp yer vermezken birde sürekli ona acıyarak bakması ayrı bir doz ayarı olsa gerek )
Tabi ki bu sistem ve kurgu daha da uzatılabilir ama yapmak istediğim bu değil. Bence ifadesini bütün cümlelerin başına koyduğumu hatırlatmak isterim. Çünkü bunar bana göre anlatıyor. Siz katılın yada katılmayın.
Birşey yapılmak isteniyorsa önce DEZAVANTAJLI olarak görmek ve bakmaktan vazgeçmek. Ve gerçek çözüm üreten, güçlendiren , ayakta tutan, birey olma özgürlüğünü tanıyan fikir ve projeler yapmak. O zaman bu günlerin hepsini doyasıya kutlarım hem de en ön sırada .
Kainatta ki herkesi ve herşeyi derin bir sevgi ve muhabbetle kucaklamak, kapılarımızı açmak temennisi ile ....
Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınpost etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!
