Sürücü, yaptığı yazılı açıklamada, deniz eriştelerinin deniz altındaki yaşam için oksijeni sağladığını, zengin biyolojik çeşitlilik içerdiğini ve kökleriyle zemine sıkı bir şekilde tutunması nedeniyle sualtı toprak erozyonunu önlediğini belirtti. 
     ''Her taraf yosun dolu, kıyılarda pis otlar'' diye şikayet edilen bitkilerin, ''Poseidonia oceanica'' denilen deniz erişteleri olduğunu anlatan Sürücü fotosentez yapan bu eriştelerin denizlerin oksijen kaynağı olduğunu kaydetti. 
     Bahattin Sürücü, şöyle devam etti: 
     ''Ormandaki ağaçların işlevi neyse, denizaltındaki erişteler de aynı işlevi görmektedir. Adını Yunan mitolojisindeki deniz tanrısı Poseidon'dan alan deniz erişteleri, Akdeniz kıyı ekosistemindeki zincirin en önemli parçalarıdır. Uzun ve sık bir ormanı andıran yaprakları sualtı canlılarına üreme, saklanma ve beslenme imkanı sağlar. Deniz eriştelerinin içinde barınan, beslenen, üreyen ve kendilerini koruyabilmek için kamufle eden birçok sualtı canlısı bulunmaktadır. Bu canlılardan bir tanesi de nesli tehlike altında bulunan, erkeği hamile kalan ve denizin tek eşli canlısı olan denizatlarıdır. Denizatları sadece eriştelerin olduğu yerlerde bulunurlar. Eriştelerin aralarında dimdik durarak, denizel hareketlere uyum sağlayarak, eriştelerin içinde kendilerini kamufle ederek korur.'' 
     Kuşadası kıyılarının zengin ve sağlıklı deniz eriştesi kaynaklarına sahip olduğunu kaydeden Bahattin Sürücü, şu bilgileri verdi: 
     ''Deniz kirliliğinin yaşanmadığı tek bölge olan Milli Park içindeki koylarda tekneler demirleriyle deniz eriştesi ormanlarına zarar veriyor. Birçok tekne çapalarını eriştelerin üzerine atmaktadır. Bu durum birçok eriştenin yok olmasına neden olmaktadır. Doğal bir liman olan Büyük Nero Koyu'na sabit şamandıra modelinin uygulanması, alandaki eriştelerin korunmasını sağlayacaktır.''