Yılık ortalama 4 milyon 500 bin ila 4 milyon 850 bin ton defneyaprağı ve 75 ile 100 bin ton defne yağı ihracatı yapılan ülkemizde, bu kapasitenin büyük bölümü Ege ve Akdeniz sahil şeridinden elde ediliyor. Hatay'dan başlayarak Kuzeydoğu Karadeniz'e kadar bütün kıyılarda yetişebilen bitki, daha çok diğer türler içerisinde küme ve gruplar halinde yayılış gösteriyor. Kuraklık nedeniyle ormanlardaki nemim azalması ve meydana gelen yangınlar defne bitkisi varlığını olumsuz yönde etkiliyor.
Defne genel olarak Akdeniz iklim bölgesinde; Portekiz, İspanya, İtalya, Yugoslavya, Yunanistan, Türkiye ve Afrika'nın güney sahil bölgelerinde bulunur. Bu ülkeler arasında Türkiye, defne ticareti yapılan ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. İnsan sağlığına iyi geldiği bilinen ve tıbbi olarak kullanılan 500 bitki türüne ev sahipliği yapan ülkemizden, 1960 yılından bu yana İngiltere, İsviçre, Romanya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Rusya, Kanada, Batı Almanya, Hollanda, Suriye, Avusturya'ya defneyaprağı ve defne yağı ihracatı yapılıyor. 1997-2003 yılları arasındaki verilerine göre sırasıyla Hong Kong, ABD, Almanya, Brezilya, Japonya, Polonya, Hollanda ve Fransa Türkiye'den defneyaprağı ithal eden ilk sekiz ülke olarak sıralanıyor. Bu dönemde defneyaprağının ihracat miktarı yıllık ortalama 4 milyon 500 bin ila 4 milyon 850 bin ton, defne yağının ise 75 ila 100 bin ton olduğu belirtiliyor.
Yaklaşık 20 yıldır ihracatçı firmalara defne yaprağı ve kekik temini yapan Aydınlı işadamı Ercan Aldı, her yıl Ege Bölgesi'nin çeşitli bölgelerinden 300 tonu yaş olmak üzere toplam 400 ton defneyaprağı alımı gerçekleştirdiğini söylüyor. Geçtiğimiz yıl yaşı 30 Kr ve kurusu da 1 TL 50 Kr olmak üzere defne yaprağı alımı yaptıklarını açıklayan Aldı, bu yıl bu rakamların yaş 50 Kr ve Kuru 3 TL'ye yükseldiğine işaret ediyor. Fiyatların yükselmesine rağmen dağ köylülerinden yeteri kadar ürün alamadıklarını belirten Aldı, "Defne yaprağı kesimlerinin de ülke gelelinde Orman İşletme Müdürlükleri kontrolünde gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz yıllarda Ege Bölgesi'nin çeşitli bölgelerinde çıkan yangınları, defne bitkisi varlığının azalmasına neden oldu. Defne bitkisinin kesim dönemi orman yangını tehlikesinin çok fazla olduğu Temmuz ve Ağustos ayalarında yapılıyor. Bu nedenle köylü vatandaşlar kazaylada olsa yangına sebebiyet vermemek için bu işe biraz soğuk bakmaya başladı. Öte yandan bölgemizde etkili olan kuraklık nedeniyle, ürün kalitesi düştü. Ortaya çıkan bu tablo nedeniyle gerekli ürünü temin edemiyoruz. Yaptığımız tahminlere göre bu yıl 180 - 200 ton defneyaprağı zor elde edeceğiz. Bu durum birkaç yıl daha böyle devam ederse, bölgemizden hiç ürün alamayabiliriz. Buda ülke ihracatına önemli bir zarar verir" diyor.
Defnenin başta ilaç, kozmetik, boya, barut gibi birçok sanayi dalında ham madde olarak kullanıldığını hatırlatan Aldı, dünya defneye olan talebin her geçen gün arttığına işaret ediyor. Buna karşın doğadan toplama, yıllar süren aşırı otlatma ve bilinçsiz faydalanma defne üretim alanlarının iyice daralmasına neden olduğunu iddia eden Aldı, bu üründe verim açısından önemli kayıpların oluştuğunun altını çiziyor. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde son dönemde etkili olan kuraklık ve yangınların defne üretim alanlarında yaşanan kayıpları artırdığından söz eden Aldı, şöyle konuşuyor: “Bölgede bu tür üzerine çalışmalar yapma ve kültüre alma gereğini ortaya çıkarmıştır. Akdeniz, Karadeniz ve Ege Denizi kıyılarında bolca yetişen bu bitkinin hasadı, Karadeniz kıyıların çok yağış alması ve bu nedenle kurutma işleminin gerçekleşmemesinden dolayı bu bölgede hasadı yapılamıyor. Bu nedenle defne ihracatındaki miktarın karşılanması için Ege ve Akdeniz kıyıları hayati önem taşıyor”