Cenevre'deki görüşmelerde dillendirilen İsrail ile özür ve tazminat konularına açıklık getiren Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Özrün tasnifi olmaz, özür özürdür.

Türk halkından ve devletinden özür dilenecek" dedi. Türkiye'nin tavrının çok net olduğunu ve geri adım atılmayacağını belirten Davutoğlu, "Gazze unutuldu mu?" eleştirileri için ise, "Söz konusu değil, ortam iyileşir iyileşmez" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'den özür tartışmalarına son noktayı koydu. Davutoğlu, "Özür, özürdür. Özrün tasnifi, kategorizelenmesi, kalifikasyonu olmaz" dedi. 31 Mayıs gecesi 9 vatandaşımızın şehit olduğu Mavi Marmara saldırısından sonra Türkiye'nin şartlarını çok net bir şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Davutoğlu, devletten mi; yoksa halktan mı özür dilenecek tartışmalarına da açıklık getirdi. Davutoğlu, "Bizim kast ettiğimiz Türk halkından ve devletinden özür dilenmesidir" diye konuştu.

Türkmenistan'ın Milli Bayramı'na katılmak üzere bir grup gazeteci ile bu ülkeye gelen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mavi Marmara saldırısı konusunda İsrail'le yürütülen müzakerelere ilişkin soruları yanıtladı. Cenevre'de Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu'nun İsrailli yetkililerle yaptığı görüşmelerle ilgili açıklama yapmadıklarını belirten Davutoğlu, İsrail tarafından yaşanan özür tartışmalarının ise bu işi sulandırmaya yönelik olduğunu belirtti.

ÖZRÜN KATEGORİSİ OLMAZ

"Özür, özürdür. Özrün tasnifi, kategorizelenmesi, kalifikasyonu olmaz" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin şartlarının gayet net olduğunu ifade etti. "Devletten mi; yoksa halktan mı özür dilenecek?" şeklindeki soru üzerine Dışişleri Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim kastettiğimiz Türk halkından ve devletinden özür dilenmesidir.Yangın yardımını insani saiklerle yaptık. Olumlu bir siyasi atmosfer doğdu. Bu siyasi atmosferi değerlendirmek için bir siyasi irade var."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'in devlet özrü dileyeceğini belirttiğine dikkat çekilerek, "Bir farklılık mı var" diye sorulması üzerine Davutoğlu, "Birileri bu tasnifi yaptığı için Başbakan bunu kastediyor. Özür özürdür. Birileri özrü sulandırmak istediği için Başbakanımız da böyle diyor" diye konuştu. Cenevre'deki görüşmelerde tazminat konusunda bir rakamın teleffuz edilmediğini belirten Davutoğlu, "Rakamı kim belirleyecek?" şeklindeki soruya ise "Taraflar arasında görüşülerek hallolur" diye yanıt verdi. Davutoğlu, tazminat konusunun karşılıklı görüşmeyle çözüleceğini vurguladı.

GAZZE UNUTULUR MU?

İsrail'le yürütülen müzakereler sırasında özür ve tazminat konusu gündeme getirilirken, Gazze'ye ablukanın kaldırılmasının unutulduğu eleştirileri hatırlatılan Davutoğlu, "Gazze unutulur mu? Söz konusu bile değil. Ortam iyileştiğinde Türk yardımı olağanüstü artacak. Ambargo da kalkacaktır" dedi.

1-2 DAKİKADA KARAR VERDİK

Türkiye'nin dış politikada ilkeleriyle hareket ettiğini anlatan Bakan Davutoğlu, İsrail'deki yangına müdahale konusuna hiç tereddüt etmediklerini söyledi. Davutoğlu şöyle konuştu: "Yangında haber geldiğinde biz toplantı halindeydik. Kararı almak 1-2 dakika sürdü. Başbakan hemen 'İnsani bir konudur, çevreyle ilgilidir, hemen gönderelim' dedi. Bir dakika içinde alınan bir karardı. İlkeniz sağlam olunca uzun süre düşünmüyorsunuz. Türkiye'nin mağdur olan kim olursa olsun ırk, mezhep gözetmediğini ortaya koyan bir yaklaşım oldu. Netanyahu da hemen aradı, uçaklarımızı ziyaret etti. Bir ortam oluşturdu, değerlendirmek lazım. Bu ilkesel açıdan bir çelişki de değildir."

CLİNTON'IN ÖZRÜ ÇOK NET

Wikileaks belgeleri konusuna da değinen Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın çok net bir şekilde özür dilediğini ifade etti. "Bir Türk Dışişleri Bakanı'nın sözüne inanılmayacaksa, kiminkine inanılacak?" diye soran Davutoğlu, "Hayatta yalan söylemedim. Clinton'un ağzından çıkan, özürdür. Net olarak özür ifadesi kullanılmıştır" diye konuştu.

YENİ OSMANLICILIK FALAN DEMEDİM

Wikileaks belgeleri sonrası yabancı basında kendisine atfen gündeme getirilen "Yeni Osmanlıcılık" tartışmalarına da açıklık getiren Davutoğlu şöyle konuştu: "Ağzımdan böyle bir şey çıkmamıştır. İngiltere coğrafi ilişkileri kesilse de eski ilişkilerini, Fransa eski frankonik sömergeleriyle ilişkilerini sürdürüyorsa, bizim komşularımızla ilişkilerimizi sürdürmemizi niye yadırgıyorsunuz, dedim. Ben tarihi referanstan korkmam. Ama burada öyle bir şey ifade etmedim. Soğuk Savaş tarihin anormalleşmesiydi. Biz şimdi tarihin akışının normalleşmesi için çalışıyoruz."

SOĞUK SAVAŞ KALIPLARINI BIRAKMALI

Türkiye'nin yürüttüğü dış politikanın anlaşılabilmesi için Soğuk Savaş dönemi düşüncesinin kalıplarından kurtulmak gerektiğinin altını çizen Bakan Davutoğlu, "Artık kategorik düşünmemek lazım. Biz sonuç alıcı dış politika izliyoruz. Gidip Antepli esnafa, Hatay'daki insanlara sorsunlar. Cebine nüfus cüzdanını koyup Suriye'ye giden vatandaşlarımıza sorsunlar" dedi.

En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi

Türkiye'nin Mayıs ayında İstanbul'da "en az gelişmiş ülkeler zirvesi"ne ev sahipliği yapacağını anlatan Ahmet Davutoğlu, "9-13 Mayıs tarihleri arasında en az gelişmiş ülkeler zirvesine ev sahipliği yapacağız. 50'ye yakın ülkeyi Türkiye'de toplayacağız. 6000-7000 kişi arasında bir topluluk Türkiye'ye gelinecek. HABİTAT dahil en büyük faaliyetlerden biri olacak. Biz burada küresel ekonomideki eşitsizlikleri gündeme getireceğiz. Bir anlamda bunların sözcülüğü olacak" dedi. "Türkiye en az gelişmiş ülkelerin de sözcüsü gibi gözüküyor" diyen Bakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir yandan da küresel ekonomide payımız artıyor. G-20'ye üyeyiz. G-20'de konumuz artıyor diğer yanda en az gelişmiş ülkelerin sözcüsüyüz. Aynı tarihlerde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısı Türkiye'de olacak. 47 ülkenin dışişleri bakanı, 50 ülkenin de devlet başkanı gelecek. İstanbul'da o tarihte BM genelkurulu'ndan sonraki en kalabalık toplantı olacak."