Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "aşırılığın, Ortadoğu'da Hıristiyanlara yönelik şiddetin, Avrupa'da İslamofobinin karşılıklı olarak güçlendiğini" bildirdi.

Davutoğlu, Strasbourg'da bulunduğu sırada Fransız "La Croix" gazetesine demeç verdi.

Ortadoğu'da Hıristiyanları hedef alan saldırılardan sonra dini özgürlük konusunda bir bildiriyi kabul eden Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne başkanlık eden Türkiye'nin hoşgörüsüzlük ve ayrımcılıkla ilgili ne yapacağına ilişkin soru üzerine Davutoğlu, aşırılığın, Ortadoğu'da Hıristiyanlara yönelik şiddetin, Avrupa'da İslamofobinin karşılıklı olarak güçlendiğini belirtti.

Davutoğlu, Bağdat'ta ve Kahire'de Hıristiyan azınlığın yüzyıllardır yaşadığını ve tarihlerinin bu bölgede uzun süre hakim olan dini hoşgörüye tanıklık ettiğini kaydetti.

Avrupa toplumlarının değiştiğini ve kültürel olarak daha az homojen hale geldiğini belirten Davutoğlu, Avrupa Konseyi'nin özellikle konseye üye ülkelerin içinde ne olup bittiğiyle ilgilendiğini ve bu sorunların ayrı ayrı halledilemeyeceğini ifade etti.

Davutoğlu, "Irak ve Mısır, Ortadoğu'nun geneli Avrupa'nın komşularının bir parçası ve Avrupa'nın komşularında olduğu gibi dini nefrete, yerel, ulusal ve Avrupa düzeyindeki şiddete kışkırtmayla mücadele için küresel bir yaklaşıma ihtiyacımız var" ifadesini kullandı.

-İRAN-

İstanbul'daki görüşmelerin başarısızlığa uğramasından sonra İran'ın nükleer programıyla ilgili bir çözümün halen bulunup bulunmadığına ilişkin olarak da Davutoğlu, zorluklara rağmen her iki tarafın da görüşmelere açık kapı bıraktığını, bunun çözüm bulmak ve gerilimi artırmamak için her iki tarafın da siyasi isteğinin bulunduğu anlamına geliğini belirtti. Davutoğlu, ayrım yapmadan tüm ülkelerin nükleer silahtan kaçınarak nükleer teknolojiyi barışçı kullanma hakkından yararlanması için bir mekanizmanın bulunması ve bu yönde garantilerin verilmesi gerektiğini kaydetti.

Türkiye'nin görüşmelerde yer alıp almayacağına ilişkin soru üzerine de Davutoğlu, İran ve 5+1 ülkeleri arasındaki görüşmelerin devam ettiğini, eğer her iki taraf da isterse Türkiye'nin destek vermeye hazır olduğunu, ancak bunun Türkiye'ye bağlı olmadığını belirtti.

-AB ÜYELİĞİ-

Birçok kez Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin 25 Şubat'da yapacağı Ankara ziyaretiyle ilgili olarak Davutoğlu, Türkiye ve Fransa'nın 16. yüzyıldan bu yana ilişkileri bulunduğunu, bunun Avrupa tarihinin en eski diplomatik ilişkilerinden biri olduğunu belirtti.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Uluslararası sahnede olduğu gibi Avrupa'da da ortak bir tarih ve geleceğimiz var. İki ülke arasındaki, ikili, Avrupa'yı ve dünyayı ilgilendiren sorunlara ilişkin muhtemel işbirliği çok önemli. Bu ziyaret için neden bu kadar beklendiğini kendimize sormamız gerek. Anlaşmazlıklarımız olabilir ancak böyle birşey varsa bunları tartışmak için daha fazla etkileşim gerek. Türkiye ve Fransa arasında daha düzenli üst düzey ziyaretler isteriz."

Aralık 2004'te Avrupa Konseyi'nin açıkça, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği konusunda müzarekerelerin başlamasına karar verdiğini belirten Davutoğlu, Fransa'dan iyilik değil, tüm aday ülkeler için geçerli olan kurallar ve prosedür ve taahhütlere saygı göstermesini istediklerini vurguladı.

Kıbrıs konusunda Davutoğlu, AB'nin aday ülkelere üye olmadan önce toprak sorunlarını çözme şartı getirdiğini ancak bu koşul yerine gelmeden Güney Kıbrıs'ın AB üyesi olduğunu belirtti. Davutoğlu, gelecek hafta Cenevre'de BM Genel Sekreteriyle üçlü bir toplantının yapılacağını ve çözüm bulunmasını umduğunu da ifade etti.

Türkiye'nin hala AB'ye üye olma isteğinin olup olmadığına ilişkin soru üzerine de Davutoğlu, "Sabırlıyız. Bazen, zaman tek ilaçtır. AB bizim dış politikamızın stratejik bir hedefi, bir tarihi seçim. Geçmişte birçok engel oldu ve belki de gelecekte de olacak ancak tam üyelikten başkasını kabul etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, NATO'nun Türkiye'nin müttefiki olduğunu belirterek, bugün Türkiye'nin Afganistan'daki, Bosna'daki, Kosova'daki ya da Somali'dekiler olsun, NATO'nun operasyonlarda 10 yıl öncesinden daha etkin olduğuna dikkati çekti.

A.A.