Son günlerde sık karşılaştığım ve ebeveynlerle üzerine sıkça konuştuğumuz bir konuyu ele almak istedim bu hafta. Birçok ebeveynin kafası oldukça karışık bu konuda ve çok haklılar. Sizlerde “çocuğunuz ilkokula başlamaya hazır mı, hazır değilse nasıl bir yol izlemelisiniz, ilkokula hazır olmak ne anlama gelir ve nasıl desteklenmelidir?” gibi sorulara yanıt arıyorsanız yazının ilerleyen kısımları size rehberlik edebilir.

İlkokula başlama süreci çocuğun hayatındaki önemli dönüm noktalarından biridir.  Bir çocuk her ne kadar okul öncesi eğitimi almış olsa da ilkokul süreci birçok değişimi beraberinde getirmektedir. İlkokulun getirdiği değişimlere çocuğun sağlıklı uyum gösterebilmesi, okula karşı tutumunu ve devam eden eğitim hayatını olumlu yönde etkileyecektir. Bu noktada karşımıza okul olgunluğu kavramı çıkmaktadır. Okul olgunluğu; çocuğun duygusal, bedensel, sosyal ve zihinsel olarak okula hazır olması demektir. Yani yalnızca okuma yazma öğrenebilecek durumda olması çocuğun okul olgunluğuna ulaştığı anlamına gelmemektedir.

İlkokula başlama yaşı nedir?

MEB’in şu anki uygulamasına göre 2024’ün Eylül ayında takvim yaşı 72 ay ve üzeri olan (2018 Eylül ve öncesi doğan) çocukların ilkokula başlaması zorunludur. 2024 Eylül ayında 71-70 ve 69 aylık olacak (2018 Ekim, Kasım, Aralık doğumlu olan) çocukların da ilkokula başlaması gerekmektedir ancak veli dilekçesiyle anaokuluna devam etme hakları vardır. 2024 Eylül ayında 68-67-66 aylık olacak (2019 Ocak, Şubat, Mart doğumlu olan) çocukların ilkokula başlama zorunluluğu yoktur ancak isterlerse veli dilekçesi ile ilkokula başlayabilirler.

Çocuğunuz ilkokula hazır mı?

Daha öncede belirttiğim gibi çocuğun ilkokula hazır olması için tüm gelişim alanlarında belirli bir seviyeye gelmiş olması gereklidir. Çocuğunuz tek başına okuma yazmayı çözmüş olsa dahi bu yeterli okul olgunluğuna ulaştığı anlamına gelmez. Sosyal, duygusal ve bedensel olarak da hazır olmalıdır. En basit şekilde birinci sınıfa başlayan çocuğun bir gününü hayal edelim. Anne/babadan ve evden ayrılığa hazır olmalı ki okul içinde kalıp, kaygı duymadan etkin katılım sağlayabilsin. Öz bakım becerilerinde belli bir bağımsızlığı kazanmış olmalı ki ihtiyaç halinde kendi tuvalete gidip temizliğini yapabilsin, ellerini yıkayabilsin, kendi yemeğini yiyebilsin, ceketini çıkarıp giyebilsin. Belirli sosyal olgunluğa ulaşmış olmalı ki, arkadaşlık kurup sürdürebilsin, oyunlara dahil olup kurallara uygun oynayabilsin, sırasını bekleyebilsin. Yine bu çocuk teneffüslerde kendini koruyabilmeli, başkalarına zarar vermeden oyun oynamayı, dengeli hareket etmeyi öğrenmiş olmalı. Öğretmeninden çekinmeden isteklerini dile getirebilmeli ve gerektiğinde yardım isteyebilmeli.  Dikkat süresi yeterince uzun olmalı ki yönergeleri ders süresince dinleyip, öğretmeni takip edebilsin. Dil gelişiminde sorun olmamalı ki, tüm sesleri doğru çıkarabilsin, kendini rahatça ifade edip karşılıklı diyalog sürdürebilsin. El kasları yeterince gelişmiş olmalı ki, kalemi, makası yorulmadan doğru şekilde tutabilsin.

Çocuğunuzun ilkokula hazır olup olmadığı konusunda ki en sağlıklı değerlendirmeyi çocuğunuzla tüm günü geçiren anaokulu sınıf öğretmeni ve rehber öğretmeni/ okul psikoloğuyla ile yapacağınız görüşmede alabilirsiniz. Okul rehber öğretmenleri hazırlık grubu öğrencilerini değerlendirirken Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, Marmara İlkokula Hazır Oluş Ölçeği gibi ölçeklerden yararlanmakta, çocuğu tüm gelişim alanlarında gözlemlemektedirler. Yine sınıf öğretmenleri de çocuğunuzu tüm gün tüm alanlarda gözlemlediği için sizi doğru şekilde bilgilendirebilirler. Gerekli görülen durumlarda çocuk ergen psikiyatristi tarafından çocuğun değerlendirmesi yapılabilir.

Ebeveynler ilkokula başlatma konusunda bazen çocuğa göre değil de çevre söylemine göre hareket edebilmektedir ki bunu oldukça yanlış bulduğumu belirtmeliyim. Örneğin; “Ayşe okula 69 aylık başlamış ama 4. Sınıfta çok zorlanmış; Efe bir sene daha beklemiş ama çok sıkılmış, keşke başlasaymış” gibi söylemler ebeveynlerin kafasını karıştırabilmektedir. Bu noktada her çocuğun biricik olduğunu hatırlayalım. Çocukların öğrenme hızları ve gelişim düzeyleri farklı olabilir. Aynı takvim yaşında olan iki çocuktan biri ilkokula başlamaya hazırken bir diğerinin bir sene daha devam etmeye ihtiyacı olabilir. Hazır olan çocuğu başlatmamak gerçekten sıkılmasına neden olacakken, hazır olmayan çocuğu okula başlatmak öğrenme motivasyonunu en baştan kırıp sosyal, duygusal gelişimini çok olumsuz yönde etkileyebilir.

Çocuğunuzu İlkokula Hazırlık Sürecinde Nasıl Destekleyebilirsiniz?

1)Çocuğunuz takvim yaşı olarak ilkokula başlamak zorunda diyelim. Ancak bazı alanlarda hala hazır olmadığını fark ettiniz ya da size okul tarafından söylendi. Ev desteğiyle çözebileceğiniz bir durumsa sürece yayarak, okul aile iş birliği içinde destekleyebilirsiniz. Ancak dışarıdan destek almanız gerekiyorsa vakit kaybetmeden, hala da zaman varken harekete geçmenizi öneririm.

2)Öz bakım becerilerinde bağımsızlığı kazanmasını destekleyin: Tuvalet ve hijyen eğitimine dikkat edin. Tuvalete girince kapıyı kapatma, tuvalet kapısı kapalıysa kapıyı tıklatıp kontrol ederek girme, tuvalet sonrasında üst baş düzeltme, el yıkama, kurulama gibi davranışları evde öğretip pekiştirirseniz çocuğunuz okulda da rahat hareket edecektir. (Alaturka tuvaleti de kullanmayı öğrenmiş olması önemlidir)

3)Yaşına uygun sorumluluklar verin: Mümkün olduğunca sorumluluk bilincini destekleyin. İlkokulda  neleri bilmeye ihtiyacı olduğunu düşünün. Örneğin: çantasını kendi hazırlasın, kendi kapatsın, eve gelince tekrar kendi düzenlesin.

4)Resimli kitaplar okuyun. Okuduğunuz şeylerle ilgili sohbet edin. Anladığını anlatmasını isteyin.

5)Dil gelişimini değerlendirin ve gerekirse destek alın: Çocuğunuzun hala çıkaramadığı sesler varsa, bazı kelimeler tam anlaşılmıyorsa ya da farklı bir problem olduğunu düşünüyorsanız mutlaka dil konuşma terapistinden değerlendirme alın ve çalışmalara başlayın.

6)Çocuğunuza ilkokul sürecini kaygı yaratmayacak düzeyde ve doğru şekilde anlatın. Çocuğunuz nelerle karşılaşacağını önceden bilmelidir.

7)Çocuğunuzun gideceği okul belli olduğunda okulu birlikte gezmek ve okul alışverişine birlikte çıkmak süreci olumlu etkileyecektir.

8)Okuma yazmanın önemine dair farkındalık kazandırıp heveslendirmek de öğrenme motivasyonunu artıracaktır.

9)Dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri de ilkokulu sürekli gündemde tutmamaktır. Gereğinden fazla yoğunlaşmak çocukta kaygıya neden olur.

10)Göz muayenesi: Eğer yapılmadıysa mutlaka okula başlamadan önce muayene edilmelidir.

11)Çocuğunuzun kişisel sınırlarını koruyabilmesi, gerektiğinde hayır demesi ve başkasının sınırlarına saygı gösterebilmesi için mahremiyet bilincini destekleyin. (“Git Teyzeyi Öp Sana Şeker Versin” Konumuz Mahremiyet Eğitimi” başlıklı yazımdan yararlanabilirsiniz.)

12)Özgüven gelişimini destekleyin: (“Çocuklarda özgüven gelişimi ve kendine güvenen çocuklar yetiştirmek” başlıklı yazımdan yararlanabilirsiniz)

Sevgiyle Kalın

İyi Haftalar

Bırakalım erkekler de ağlasın! Makale: Bırakalım erkekler de ağlasın!