CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, ''Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, CHP'ye bilgi vermeyeceğini açıklamıştır. Ulusal güvenliğimizi yakından ilgilendiren bir konuda, Sayın Bakanın kişisel nedenlerle 'ben de bilgi vermiyorum' deme hakkı yoktur'' dedi.
 
Loğoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Suriye ziyareti sonrasında anamuhalefet liderini Şam'daki görüşmeleri sabote etmekle suçlamasının inandırıcı olmadığını savundu.
 
AK Partinin ne zaman iddialı bir girişimde bulunup ilan ettiği başarıyı elde edemese, hemen suçu muhalefete yükleme alışkanlığından vazgeçemediğini iddia eden Loğoğlu, ''Gerek Başbakan Erdoğan, gerek Dışişleri Bakanı Davutoğlu, tankların Hama'dan çekilmesini Şam ziyaretinin bir sonucu olarak takdim etmişlerdir. Oysa hemen ardından Lazkiye Esad tarafından denizden bombalanmış ve medyaya göre sivil can kayıpları olmuştur. Eğer CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Şam görüşmelerini sabote ettiyse, AK Parti niçin Hama olayını hemen başarı hanesine kaydetmiştir'' ifadelerini kullandı.
 
Faruk Loğoğlu, açıklamasında şunları 
''Taşeronluk başkalarına ait mesajları taşımak değildir. Çünkü, koşullara göre mesaj alıp götürmek diplomasinin bir parçasıdır. Taşeronluk, bağımsız bir politika yerine başkalarının belirlediği hedefler doğrultusunda hareket etmektir. AK Parti Hükümeti başkalarının belirlediği hedefler doğrultusunda hareket ettiği ve Sayın Bakan da bu politikanın uygulayıcısı olduğu için taşeron konumuna düşmüştür. AK Parti iktidarı net ve tutarlı bir Suriye politikası oluşturamadığı için eleştirilere aşırı duyarlılık göstermektedir.
 
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, kendisinden özür dilenmedikçe CHP'ye bilgi vermeyeceğini açıklamıştır. Oysa özür dilenecek bir durum yoktur. Eleştiriye tahammül etmek siyasetin erdemlerinden, diplomasinin ise gereklerindendir. Dolayısıyla, ulusal güvenliğimizi yakından ilgilendiren böyle bir konuda, Sayın Bakanın kişisel nedenlerle 'ben de bilgi vermiyorum' deme hakkı yoktur. Yabancı başkentlerin bildiklerini Türk kamuoyunun ve siyasi partilerin de bilme hakkı vardır. Sayın Davutoğlu'nun bu hatalı tutumundan vazgeçerek, gerekli bilgilendirmeyi gecikmeden yapması en doğru hareket olacaktır.''