Alevi sorununun müsebbibinin CHP olduğunu savunan Solgun, Kılıçdaroğlu için 'CHP'ye Alevileri kazandırma projesi' dedi
 
Dersimli yazar ve Yüzleşme Derneği Başkanı Cafer Solgun, Cumhuriyet tarihi boyunca resmi ideoloji ve statükonun rol biçmeye çalıştığı Alevilerin Kemalizm'le imtihanına ışık tutan bir kitap kaleme aldı. Solgun, her daim resmi ideolojinin yanında görünen, CHP'nin doğal seçmeni olarak bilinen Alevilerin bu zor imtihanı için önce şu tespiti yapıyor:
 
"Bizler, yani Dersim 38 kırımı artıkları, hasbelkader analarının fistanının altında, babalarının sakladıkları ağaç ve kaya kovuklarında gizleyerek kurtarabildikleri bir kuşak olarak yaşıyoruz.
 
Yaşayarak öğrendik; sağ kurtulanların, yaşamaya devam edebilmelerinin yegâne yolu, egemen olana biat etmek, teslim olmaktı. Bu yüzden kişiliklerimiz, ruhlarımız sakatlandı."
 
LAİK-ANTİLAİK ÇATIŞMASI İÇİN KULLANDILAR
 
'Alevilerin Kemalizmle İmtihanı-Onur Öymen ve Kılıçdaroğlu Vakası' kitabını yazan Solgun, 1990'lı yıllarda Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni oluşturan güçlerin Türkiye'de irtica tehdidi olduğuna hükmederek projeler hazırladığını belirtti. Solgun, "Bu beraberinde bir laiklik tartışmasını getirdi. Türkiye'de laik-antilaik kutuplaşması yaşatmak istediler. Bu laik-antilaik kutuplaşmasında laik kanadın ihtiyaç duyduğu kitle olarak Alevi kanadın olması gerektiğine karar verdiler. 'İrtica tehlikesi var' diye ortalığa düşen bir takım insanlar olması gerekir. Bu sadece beyaz Türk olarak isimlendirilen kesimlerle olmaz. Tam da bu noktada Aleviler keşfedildi. Alevilerin keşfedilmesi tesadüf değil" diye konuştu.
 
SİVAS KATLİAMI, ALEVİLERİ ZİNDE GÜÇLERE KATMAK İÇİN YAPILDI
 
Alevilerin kendi kimliklerini özgürce yaşayamadıkları için hissettiği tedirginliğin istismar edildiğini ifade eden Solgun, sözlerini şöyle sürdürdü: "'İrtica geliyor. İrtica gelince ilk yapacakları şey sizi kesmek olur.' Alevileri böyle bir hissiyat böyle bir duygu ve dünce etrafında harekete geçirmeye çalıştılar. Bunun için dönüm noktası 1993 Sivas katliamıdır. Sivas katliamı, Alevilerdeki 'Bizi asacaklar, kesecekler' korkusunun açığa çıktığı tarihtir. Bu katliamda bir taşla birkaç kuş vurmuşlardır. Hem Türkiye'de ihtiyaç duydukları askeri militarist güçlerin misyonunu gündemde kalmasına hizmet etmek hem de Alevileri oluşturdukları irtica tehdidine karşı zinde güçler kervanına katabilmek amacıyla kullandılar."
 
HİÇBİR SOMUT TALEBİ OLMADI
 
28 Şubat sürecinde Alevilerin kendileriyle çeliştiğini dile getiren Cafer Solgun, sorunların müsebbibinin CHP olduğunu söyledi. Solgun, "Bugüne kadar Alevilerin sonuç itibariyle eşit yurttaşlığa tekabül eden istemleriyle ilgili CHP'nin somut bir vaatte bulunduğunu siz hiç duydunuz mu? Çünkü yok. O yüzden katliama maruz kalan Dersimli Alevilerin, Kürt Alevilerin CHP'yi desteklemeleri anlaşılabilir, kabul edilebilir bir durum değil. Aslında önemli bir değişim de oldu. 2007 yılında CHP siyasi tarihimizde ilk defa Dersim'den milletvekili çıkartamadı.
 
Özellikle Onur Öymen'in Meclis'te 'Dersim'de analar ağlamadı mı' dediği konuşmasının ardından Alevilerin CHP'ye ilgisi azaldı. Büyük kopmalar yaşandı. Kaset olayının ardından CHP'nin başına gelen Kılıçdaroğlu, işte bu Alevi oylarının yeniden CHP'ye gitmesini sağlamak için bir projedir" dedi.
 
Çalıştaylar tarihi önemde
 
Çalıştaylarla birlikte Alevi meselesinin ilk kez resmi olarak kabul edildiğini belirten Solgun, "Alevi yurttaşlara 'Siz devletten ne istiyorsunuz' diye soruldu. Bu yönüyle tarihiydi, önemliydi.
 
Nitekim ilk Alevi çalıştayına da tüm Alevi kurumlarının temsilcileri katıldı. Fakat sonrasında bazı alevi kurumları 'Bizi asimile etmek istiyorlar' veya 'Bu bir seçim oyunudur' diyerek protesto ettiler. Fakat meşru bir zeminden siyaset yapma adına, Alevicilik yapmak adına kaçarsanız, o zaman sizin Alevi sorunun gerçekten çözümünden yana olup olmadığınız da tartışılır" diyerek, çalıştaylara katılmayanları eleştirdi.
 
yenişafak