Fabian Ernst ile asıl randevumuz Almanya"da konuşmak üstüne kuruluydu. Fransa ile Türkiye arasında Lyon"da yapılan maçın ardından Yaşar Saygı ile birlikte Almanya"ya geçme isteğimizi menaceri Abdullah Cila aracılığı ile kendisine ilettik. Önce kabul etti, ardından ev taşıma işleri olduğunu belirtip özür diledi. Biz klasik bir futbolcu mantığı diye düşünmek üzereyken, bu kez kulübün basın görevlisi Tuncay Yanık geri döndü. Ernst"in verdiği sözü yerine getirmek için İstanbul"a normalden daha erken dönüp, röportajı yapacağını iletiyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse transfer girdabına kapıldığımız için unuttuk! Ama o unutmamış. Haber gönderdi; biz de tatile çıkmadan Ümraniye"nin yolunu tutuk. Beşiktaş"ın çifte şampiyonluğunda büyük payı bulunan Alman oyuncu meğer bu değilmiş, onu gördük net olarak. Bu yüzden lafı uzatmadan şunu diyebiliriz: Kartal"ın en büyük transferi Fabian Ernst! Gerisini kendisinden dinleyelim...

* Giunti"den sonra ara transferde gelip başarılı oldunuz. Bunu neye bağlıyorsun?
- Sanırım, hatta kendimden eminim, en önemli şey hocanın takımı doğru tahlil edip ihtiyaç duyduğu mevkiyi belirleyip, beni de tanıdığı için transfer etmesi. Takımın şampiyonluğu ve benim de katkım bu yüzden. Kısacası doğru yere doğru tercih.

* Beşiktaş, 19 yıl aradan sonra çifte kupa aldı. Sizin için özel anlamı var mı?
- Bunu çok istiyorduk. Ben daha önce Werder Bremen"de oynarken, lig ve kupayı kazanmıştım. Elbette bunu ikinci kez ülkem dışında yaşamak bambaşka bir duygu. Kelimelere sığmaz desem abartmış olmam. Şu da bir gerçek, buradaki coşku çok daha farklıydı.

* Cisse mi, yoksa yeni partneriniz Fink mi desek?
- Geçen sezon Cisse ile gerçekten mükemmele yakın ikiliydik. Birbirimizi çok iyi tamamlıyorduk. O benim, ben onun eksiklerini kapatıyorduk. Bana yakın en iyi oyuncu diyebilirim. Şimdi de aynısını Fink ile oluşturmayı umuyorum. Sadece bunu söyleyebilirim. Hatta Cisse"den daha da iyi olmasını umuyorum. Bakalım, oynayıp göreceğiz.

* Giden ve gelenler oldu, olacak da... Bu kadro Türkiye"deki çıkışı Avrupa"ya taşıyabilir mi?
- Hayır, bunu net şekilde söylemek doğru olmaz. Tabi ki, oyunumuzu geliştirmek lazım. Şampiyonlar Ligi"nde başarılı olmak için limiti en üst düzeye çekmek gerekiyor. Tüm limitleri zorlayıp aşmaktan geçiyor başarı. Herkesin kapasitesinin üstüne çıkması gerekecek. En önemlisi de, deplasman maçları, orada kaybetmemeliyiz. Çünkü evimizde her takımı yenebiliriz, her türlü skor gelebilir.

* Şimdi ailenin de yanına gelmesi ne kadar pozitif güç katacak sana?
- İtiraf ediyorum; özellikle son iki ayım çok zor geçti İstanbul"da. İlk başlarda maçlar, heyecan falan vardı. Sonra maçların, çifte kupanın stresi üstüne bir de Almanya"da kalmak zorunda olan eşimin ikiz çocuk dünyaya getirmesi benim adıma zordu. Artık buradalar ve rahatım. Üstümden yük kalktı, ferahladım. Tavandan, en zirveye dönüş trendine geçtim!

* Pascal Nouma"ya yakın karşılama ve sonrasında benzer ilgi baskı oluşturdu mu?
- Böylesini yaşamasam bile bu tür baskı sayılabilecek durumlara alışık biriyim. Taraftar büyük beklenti içindeydi geldiğimde. İlk 3-4 maçta taraftar herşeyimi verdiğimi, yürekten oynadığımı görünce rahatlayıp beni de mutlu ettiler. Sonuç da ortada, iki kupa birden aldık.

* Bu süre içinde sende iz bırakan oyuncular kimler?
- Birçok ismi sayabilirim. Fakat aklıma ilk gelenler elbette Altıntop kardeşler. En iyi arkadaş ve dostlarım. Ailemden birileri gibiler. Hatta biri; çünkü ikizler! Onlara takılırken, Halil söylemişti, “Senin de ikizin olur” diye gülmüştük (Kahkahalar).

* Taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan biri olarak geleceğe bakışın nasıl?
- Önce bunun farkında olan biri olarak herkese çok teşekkür ediyorum. Beşiktaş"ta olmaktan çok mutluyum. Başarılı olup takıma katkı sağladığım sürece yıllarca kalmak isterim burada. İki kupayı almak çok önemli başarıydı. Ama burada kalmamalı. Artık Beşiktaş için bir daha asla 5-6 yıllık şampiyonluk arası olmayacaktır.

* Daum, Rijkaard, Bross gibi hocalar geldi. Kadrolar değişti, rakipler güçlendi. En zor rakip kim oldu?
- Her zaman başa oynayan takımlar yine iddialı. Sürpriz takım çıkabilir. Ancak şampiyonluk için bunun yeterli olacağı görüntüsü yok ortada. Üç büyük kulüpten birinden bekliyorum ve biz ara vermeyeceğiz. Bu ortamı koruduğumuz sürece de başarılı oluruz. Çünkü çok iyi bir ekibiz ve bunu sahaya yansıtıyoruz.

* Ernst"in görmediğimiz yüzü var mı daha?
- Burada bana Ernst diye hitap eden kimse yok! Beni de kendilerinden biri olarak Türk görüyorlar olacak ki, Fabian olan ön adımı kullanıyorlar ve bundan mutluluk duyuyorum. Ailemin gelmesi beni daha güçlü kılacaktır. Yeni sezonda çok farklı bir Ernst olacak, pardon Fabian (!)... Bunun sözünü, garantisini de sizin aracılığınız ile veriyorum.

* Futbolda mesela Alman disiplini, Brezilya tekniği, İtalyan sertliği gibi yakıştırmalar var. Bu şekilde bakarsan sen ne kadarını taşıyorsun?
- Bunların gerçeklik payı var tabii. Ben futbola başladığımdan beri belli disiplin içinde yetiştim. Sonra profesyonelce davranmayı öğrendim. Öncelik hep iş yani futbolda oldu. İdmanlarda, maçlarda her zaman ne kadar daha üstüne koyup iyisini verme mücadelesi içinde oldum. Bunu yapmazsak, üstüne ilave etmezsek, bu geri gittiğin anlamını taşır ki, işte o an bittiğin andır. Ülkeler arasındaki farklar, yaşam tarzları doğal olarak futbola da yansır.

* Peki son soru; Bundesliga, Süper Lig mi daha zor?
- Zorluk derecesi benzerlik taşıyor. Liglerin gidişatı da... Bazen büyük takımlardan biri alıp götürüyor. Bazen de geçen yıl olduğu gibi ligde de yarış alt ve üstte son haftalara taşınıyor. Burada gittiğimiz her kentte büyük coşku, heyecan ve ilgi var. - fanatik