İstanbul"da, “O diplomatların, hele hele monşerlerin adetini pek bilmem. Bilmek de istemem” diyen Erdoğan, tepki çekti.
Eski Dışişleri Bakanı İlter Türkmen ve emekli büyükelçiler Ahmet İsmet Birsel, İnal Batu, Uluç Özülker, Onur Öymen,Yalım Eralp ve Mustafa Akşin"in yorumları şöyle:
Birsel: Erdoğan"ın çıkışı diplomasiye sığmayan bir tavır. Ama, asıl mesele Batı ne diyecek? Siyasetten gelenler, dış ilişkilerde bazı sorunlar yaratabiliyor. Ama, bu tür tutumların tamiri yine monşerlere düşüyor. Diplomatlar da bazen sinirlenebilir, toplantıyı terk edebilir. Dünyada artık imajı bu şekilde yer edecek. Bu çıkışla Türkiye, tarafsız arabuluculuk rolünü kaybetmiştir.
Batu: Başbakan"da fevri davranışlar, herkesi azarlama eğilimi var. Ciddi bir üslup sorunu var. Diplomat olmak utanılacak bir şey değil. Onlar kriz yaratıyor, biz çözmeye çalışıyoruz. Monşer lafı eğer halktan kopuk anlamına geliyorsa, bütün diplomatlar orta halli halk çocuklarıdır. Cumhuriyet diplomatlarının monşerlikle ilgisi yok.
Türkmen: Eskiden monşer kelimesi kullanılırdı, şimdi kullanılmıyor. "Daha sosyetik, çok kibar, hafif züppe", herhalde bunlar kastediliyor. Dışişleri"nin dili de eskiden Fransızcaydı. O dönem "azizim" anlamında kullanılırdı. "Ben çıtkırıldım değilim. Böyle gürlerim. Diplomatlar herşeyi yutabilir, ben yutmam. Ben tepki gösteririm" demek istiyor. Oysa, diplomatlar sinirlenmez diye bir şey yok. Ben BM"de Daimi Temsilci"ydim. Sık sık ya Yunanlıyla, ya Rumla dalaşıyorduk.Erdoğan"ın ciddi üslup sıkıntısı var. Beni güldürdü.
Akşin: İsrailli başbakanlarla ilgili sözleri çok münasip kaçmadı. Erdoğan, adeta Milli Görüş günlerini hatırlatıyordu. Monşer kelimesini ağzına almaması lazım, bir takım kişilerin hassasiyetini okşayacağım diye, hariciyecilerini harcaması gereksizdi.
Özülker: Peres"in haşin konuşması ve moderatörün yaptığı doğru değil. Başbakan"ın üslubu da doğru değildi. Bize bakanlıkta ilk öğretilen şey, "müzakerede ilk sinirlenen kaybedendir." Monşerler, mesleklerinin icabını yerine getirir.
Eralp: Beni monşerlik rahatsız etmedi, çünkü, kendimi öyle addetmiyorum. Ama, acaba Sayın Başbakan bundan böyle Dışişleri kadrolarıyla çalışmayacağını mı söylüyor? Ben Başbakan"dan çok, daha fazla uluslararası toplantılarda Türkiye"nin haklarını savunmuşumdur. Dışişleri memurları monşer değil mi? Yanındaki insanlar monşer değil mi? Onlar uzaydan gelmedi.
Öymen: Başbakan"a yakışmayan bir söz. O küçümsediği diplomatlar, Başbakan bisküvi ticareti yaparken, Türkiye"yi temsil ediyorlardı, hayatlarını tehlikeye atarak mücadele ediyorlardı.

Erdoğan ne demişti?
Başbakan Erdoğan, Davos dönüşünde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi"nde düzenlediği basın toplantısında, “Gazze: Orta Doğu"da Barış Modeli” oturumunda yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan"ın diplomatların tepkisini çeken sözleri şöyle:
“Ben bazı emekli diplomatların anladığı dilden konuşmam. Ben diplomasiden gelmiş birisi değilim. Ben siyasetten gelmiş birisiyim. O diplomatların, hele hele monşerlerin adetini pek bilmem. Bilmek de istemem. Sadece ben Türkiye Cumhuriyeti"nin, Türk milletinin onurunu A"dan Z"ye sonuna kadar korumakla mükellef olduğumu bilirim. Ben bir kabile reisi değilim. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı"yım. Yapmam gereken neyse onu yaparım, onu yaptım. Bundan sonra da onu yapmaya devam ederim. Bu benim karakterimdir.”

MİLLİYET