Soluğunu ensemizde hissetmeye başladık Covid 19 ’un.

İstanbul, Ankara, İzmir derken çember o kadar daraldı ki, ilçemize, mahallemize hatta apartmanımıza kadar geldi meret.

Acaba ne olacak sorusunun yanıtını bulamıyoruz bir türlü.

Yaşam alışkanlıklarımız, normallerimiz ummadığımız biçimde değişti.

Arkadaşlarımız hastanelerde.

Yakınlarımız Karantinalarda.

İlçemizden cenazeler kalkıyor bir bir.

Dudaklarımızda dua kıpırtıları,

Kafamızda binlerce soru,

Yüreğimizde binlerce korku.

Bir türlü YARIN olmuyor.

**

Dün, bu ruh haletiyle Ahmet Hakan’ın aşağıdaki yazısını paylaştım Facebook sayfamda.

‘’İstanbul'da bulaşıcı hastalıktan ölenlerin sayısı bir günde 186 olmuş. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu şöyle demiş: “Uyuyamadım. Ne yapayım? Susayım mı? Yutkunayım mı?”

Susma Ekrem Başkan! Yutkunma! Kalk ve lütfen bir şeyler yap. Çözümün paydaşı ol. Sen artık yakınma, şikâyet etme, üzülme, vah vah deme, “Elimden bir şey gelmiyor” edası takınma, sadece var olan vahim tabloyu ifşa etme makamında değilsin ki.

Bir şeyler yapabilirsin mutlaka. Mesela... Salgının yaygınlaşmasına olağanüstü katkı sunan şu toplu ulaşım işine bir el atabilirsin. Metrobüs, otobüs sayısını arttırabilirsin. Minibüsleri denetleyebilirsin.

Yani ne bileyim işte. Vardır yapabileceğin şeyler. En azından ben öyle zannediyorum’’

Kısacası, “Ey İmamoğlu, laf değil, iş üret” demiş .

Herkes üzerine düşeni yapsın, taşın altına elini soksun demiş.

El ele tutarak, sırt sırta vererek, hiçbir siyasi rant hesabı yapmadan milletçe bu illetten kurtulalım demiş.

Altına imzamı atabileceğim doğru şeyler söylemiş aslında.

Aman Allah'ım.

Sen misin Ahmet Hakan’ın yazısını paylaşan.

Sen misin İmamoğlu'na dil uzatan.

Fanatizm kokan yorumlar.

Hakarete varan tepkiler.

Neler, neler.

Şaştım kaldım.

Böylesi kritik bir dönemde bile bu denli nasıl ayrıştırıldık?

Daha tanı kiti yapılamamış, ruhsatı alınamamış, nasıl bir sonuç vereceği meçhul aşılar için bile hemen kutuplardaki yerimizi aldık ne yazık ki.

Çin aşısı diyenler bir tarafta, Alman aşısı isteyenler öbür tarafta...

Ölenlerin sayısına takanlar, vaka arttı diye kına yakanlar var.

Bir garip ülkeyiz vesselam.

**

Pandemi, deprem gibi doğal afetler ve ekonomimize yapılan emperyalist saldırılar nedeniyle zor geçen 2020 yılı geride kalıyor.

Yeni bir umutla yeni bir yıla giriyoruz.
 

Afetlerin, salgınların, terörün, kutuplaşmanın, yoksulluğun ve hukuksuzluğun olmadığı bir Türkiye için,

Hadi BİSMİLLAH

2021 yılının Ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum.

Sağlıkla kalın.