Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 02.02.2017 Perşembe günü, Ortaklar Düğün Salonunda, bir jeotermal enerji şirketinin açacağı sondaj kuyuları için Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 9.maddesi gereğince halkı bilgilendirmek ve görüş ve önerileri almak için toplantı düzenledi.

Daha önce Germencik’te düzenlenen toplantılarda olduğu gibi, bu toplantıda gergin başladı. Halk, jeotermal santral açılmasına karşı çıkarak, tepki gösterdi.

Toplantıya katılanlar arasında, geçtiğimiz yıl 450 kovan arısı jeotermal santrallerin oluşturduğu çevresel etkiler nedeniyle ölen Ahmet Camız ve eşi Hadime Camız da vardı. Bir yıldan beri her yolu deneyerek uğradığı zararları anlatmaya çalışan bu çift, çaresizce mücadeleye devam etti. Fakat, 02.02.2017 tarihinde Hadime Camız, çaresizliğin verdiği yılgınlıkla toplantı sırasında üzerine benzin dökerek intihar etmeye kalkıştı.

İşin en ilginç yanı intihar girişiminde bulunan Hadime Camız’ı engellemek isteyen polisin, çaresiz kadına biber gazı ile müdahale etmesiydi.

akin-yakan-0602.jpg

Camız çiftine polis daha öncede Germencik’te yapılan toplantıda müdahale etmeye çalışmış, halkın müdahalesi ile engellenmişti.

akin-yakan-0602-1.jpg

 

Bu yaşananlar artık halkın çaresizliğinin ve tükenmişliğinin anlaşılması için son derece önemlidir. Ne Aydın Valiliği, ne Aydın Büyükşehir Belediyesi, nede yerel Belediyeler halkın dediğine kulak vermemektedir.

Üç maymunu oynayan yetkiler neden ve kimden korkmaktadır?

Neden halkın sesine kulak vermiyorlar?

Ortaklarda bunlar yaşanırken, 04.02.2017 Cumartesi günü Aydın merkez, Yılmazköy’de halk ile jeotermal firmasının hukuka aykırı girişimleri nedeniyle gerginlik yaşandı.

“Orda ne oldu?” dediğinizi duyar gibiyim.

Yılmazköy halkı büyük bir mücadele veriyor. Bir şirket, Yılmazköy’de  zeytin ağaçları ile kaplı bir alana jeotermal tesis kurmak için girişimde bulunması üzerine, halk kurulacak üretim tesisin lisansını iptal ettirebilmek için dava açmış, Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 2015/87 esas, 2016/2111 sayılı kararı ile işlem iptal edilmiştir. Buna rağmen sözkonusu şirket çalışmalarına devam etmiştir.

Şirket, Aydın Merkez, -Yılmazköy Mahallesinde kurulmak istenen jeotermal santralin boru hatlarını, kamuya ait tarım arazilerinin ihyası amacıyla kullanılan ortak alanlara 06.12.2016  tarihinde iş makinaları sokmuş, yol üzerindeki zeytin ağaçları zarar görmüştür.. tarlaların kenarından, kamuya ait yoldan 200-300 Santrigrat Derece su buharının taşınacağı borular geçirilmeye çalışılmıştır. Suç duyurusunda bulunulması, olay yerine gelen Jandarmanın müdahalesi üzerine faaliyet durdurulmuştur.

Bu aşamada halktan bir şahıs (Hasan Ali Çetin), Aydın Valiliğine şikayette bulunması üzerine, Aydın Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından düzenlenen 26.12.2016 tarihli19882 sayılı yazı ile “Yapılan incelemeye göre konunun Başkanlığımızın yetki ve sorunluluk alanının dışında olduğu, Büyükşehir Belediyesinin ve Tarım Gıda ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün görev alanın içerisinde olduğu” bildirilmiştir.

akin-yakan-0602-2.jpg

4 Şubat 2017 tarihinde şirket yeniden kamuya ait yoldan jeotermal borulara geçirmek için çalışmalara başlayınca, halk yeniden olay yerine toplanmış ve ciddi bir gerginlik yaşanmıştır.

 

akin-yakan-0602-3.jpg

 

 

6.12.2016 tarihinde hiçbir izin almadan kamuya ait yoldan jeotermal borularını geçirmeye çalışan şirket bu sefer izin alarak mı böyle bir girişimde bulundu? Ne dersiniz?

 

Şirket yetkilileri tarafından izin belgelerinin olduğu bildirilmesi üzerine, halk tarafından belge istenmiştir.

Yukarıda Aydın Valiliğinin yazısında bu yetkinin kendilerine ait olmadığı bildirilmişti. Bilin bakalım şirket yetkililerinin izin belgesi olarak sundukları belgeyi kim vermiş?

 

Belgeyi aşağıda sunuyorum…

 

akin-yakan-0602-4.jpg

 

Bu belge üzerine araştırmayı biraz derinleştirince, Aydın Büyükşehir Belediyesi ile söz konusu şirket arasında bu hususta yapılan sözleşme olduğu ortaya çıktı. Talep edilmesi üzerine onu da sunabilirim.

Bu gelişmeler üzerine şu soruların cevaplanması gerekmektedir;

1)Verilen izin belgesinin kapsamı nedir? Aydın Büyükşehir Belediyesinin böyle bir yetkisi var mıdır?

2)İlgili şirket bu kamuya ait yolda, bu izin belgesi ile jeotermal sıvıların geçeceği borular geçirebilir mi?

3)Yoldan geçirilmeye çalışılan borulardan 200-300 Santrigrat Derece buhar geçirileceğine göre, bu sıcaklığın tarlalara etkisi var mıdır? Yasal düzenlemeler gereği bu boruların tarlalardan belli bir uzaklıkta geçmesi gerekiyor mu?

4)Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun bu işlemlerden haberi var mı?

5)Jeotermal tesislerin Aydın iline verdiği zararlar bu kadar büyükken, insanlar bu yüzden intihara teşebbüs ederken, Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanı Özlem Çerçioğlu kimden yanadır? Jeotermal şirketlerden mi, yoksa halktan yana mıdır?