AKDENİZ Üniversitesi'ndeki olaylarda tabancayla havaya ateş eden ve 437 gün tutuklu kaldıktan sonra önceki gün tahliye edilen Ömer Ulusoy, “Pişmanım. Ama gene aynı olaylar yaşanırsa, tekrar yapar mıyım? Düşünmem lazım. Yapmam da demiyorum” dedi. Öğrenci olmadığı halde üniversite içerisinde yer almasıyla ilgili eleştirildiğini belirten Ulusoy, “Sonuçta üniversite dediğimiz yerde bir vatan toprağının parçasıdır” diye konuştu.

Akdeniz Üniversitesi'nde geçen yıl 6 Nisan'da karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan olaylar sırasında tabancayla rastgele ateş eden ve 437 gündür cezaevinde olan Ömer Ulusoy, Antalya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçen çarşamba günü görülen 14'üncü duruşmada 5 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmış, mahkeme heyeti, Ulusoy'un cezaevinde kaldığı süreyi ve temyiz aşamasını gözönüne alarak yurtdışına çıkış yasağı koyup tahliyesine karar vermişti.

Cezaevinden gizlice çıkartılan Ömer Ulusoy, gazetecileri atlatarak izini kaybettirdi. Dün gece Konyaaltı'ndaki bir kebap restoranında görülen Ulusoy'un alnındaki zülfikar dövmesini başına taktığı bereyle kapattığı ve tanınmamaya özen gösterdiği belirtildi.

Ulusoy'un dün gece yerel televizyon kanalı Akdeniz TV'nin program çekimi kameralar karşısına geçtiği ortaya çıktı. Yerel televizyon kanalı, Ulusoy'la yapılan ve bu akşam yayınlamayı planladığı röportajı, bugün basın kuruluşlarına dağıttı. Avukatlarından Ali Aksoy'un Akdeniz TV'de Yönetim Kurulu Başkan Vekili olduğu ve Ulusoy'un bu nedenle bu yerel kanalı seçtiği bildirildi.

Kameralar karşısına bereyle çıkan Ulusoy, olaylara hangi sıfatla müdahale ettiği sorusuna, “Şimdi bizim bir sıfatımız yok. Bizim sıfat bulmamıza en büyük sebep, Atatürk'ün Türk gençliğine hitabesidir. Zaten bir türk gencinin neyle hükümlü neyle sorumlu olduğunu yüce Atatürk beyan etmiştir. Eğer burada tek sorumlusu varsa o da yüce Atatürk'tür. Atatürk'ün Türk gençliğine hitabesidir” cevabını verdi.

“Allahımız, kitabımız vardır. Biz ne Allahımıza ne kitabımıza ne vatanımıza, bayrağımıza, saldırılara karşı yani duyarsız kalamayız” diyen Ulusoy, öğrenci olmadığı halde üniversite içerisinde yer almasıyla ilgili eleştirildiğini belirterek, “Meydanıda kimseye bırakacak halimiz yok. Belki öğrenci olmayabilirim ama sonuçta üniversite dediğimiz yerde bir vatan toprağının parçasıdır. Bizi oraya götüren insanlar utansın. Savcılık, Kandil Dağı'nda talimat alan öğrencilerin ifadesini aldıktan sonra niye serbest bırakmıştır?” diye konuştu.

DAHA MANTIKLI DAVRANABİLİRİM

Olaylara karıştığı için pişmanlık duyduğunu belirten Ulusoy, şöyle konuştu:
“Fikir ideoloji olarak herkese saygımız vardır ama vatanımıza milletimize bayrağımıza karşı bir mücadele olursa, bu PKK grupları gibi her zaman karşısına dikiliriz. Ama olaydan pişman mısın? Pişmanım. Ama gene aynı olaylar yaşanırsa, tekrar yapar mıyım? Düşünmem lazım yani. Yapmam da demiyorum. Belki düşünürüm ama daha mantıklı daha şekilci bir davranışta olabilir yani.”

Üniversiteye girmek için kimseden talimat alıp almadığı yönündeki bir soruya Ömer Ulusoy, “Kimseden emir alma gibi bir lüksümüz yok. Bizim emir aldığımız yer bellidir. Biz Allah'a kul olmayı bilmişiz, Resul'une tabi olmayı bilmişiz” cevabını verdi.

ZÜLFİKAR DÖVMESİNİ AÇIKLADI

“Sizin için provokatör diyenler oldu. Alnınızdaki kılıç dövmesi, şuan kapatmışsınız. Onun için sizin bu görüntünüzden dolayı tutuklandığınız bile söylendi” sorusu üzerine beresini çıkartan Ulusoy, şunları söyledi:
“Bu kılıç belki Alevilere mal edilmiştir ama İslam dünyası belki bu kılıcın ne olduğunu benden daha iyi bilir yani. Çünkü bu kılıç Allah Resul'ü tarafından Hz. Ali'ye Uhut Savaşı'nda, yanlış hatırlamıyorsam, Allah affetsin. Hediye edilmiştir. Zülfikar dediğimiz adla. Bu Allahın habibine hediyesidir, habibinin de damadına hediyesidir. Bunu Aleviler seviyor diye Sunniler de reddedecek diye bir pozisyon yok. Yani, Hz. Ali'yi hangi bir Sünni reddederse, yani otomatik olarak kafirdir yani. Yani onlarda sevebilir, bizde sevebiliriz. Bunun aksini kimse beyan edemez.”

KENDİSİNİ BÖYLE TARİF ETTİ

Kendisini, “Allahını, kitabını, bayrağını seven, Allahından korkan, Allahın haricinde gözünün gördüğü hiçbir şeyden korkmayan, ve korkudan emin olan, Allah yolunda mücadele eden bir Türk gencidir. Milli şuurlarla yetişmiş, yani vatanına, milletine saygılı, seven o yolda canını ortaya koyabilecek bir insandır” diye tarif eden Ulusoy, herhangi bir örgütle bağlantısı olmadığını söyledi. Ulusoy, “Benim Allah'tan başka hiçkimseden emir alma gibi lüksüm yok” dedi. Ergenekon davasıyla ilgili olarak Ömer Ulusoy, şunları söyledi:

“Bir deli bir kuyuya taş atar 40 tane akıllı çıkaramaz. Gel çıkart bu Ergenekon'u. Ergenekon yurdun adı, börte cine kurtun adı. Yani biz yıllarca bu şekilde büyüdük. Buna sahip çıkamayan abilerimiz utansın. Böyle bir ismi kim getirip de bu memleketin başına, lanse etti. Allah belalarını versin diyorum.”

Ulusoy, bundan sonra ne yapacağıyla ilgili, “Vallahi, Allahına kitabın, emir ettiği şekilde devam edeceğiz. Allah-ü Teala bize neyi taktir etmişse onu yaşayacağız” dedi.