Evsen, “Betonda kullanılan kum ve çakılın yeterli dayanımı sağlayacak olan uygungranülometrideki kum çakıl olmadığı, bunun yerine Van Gölü çevresinden alınan kum-çakılın herhangi bir eleme veya yıkamaya tabi tutulmadan, direk betonda kullanıldığı ilkgözlemler arasında yer almaktadır.” dedi.

Adnan Evsen, bir grup gönüllü ile Van ve Erçiş’teki depreminin ardından yaptıkları çalışmanın ayrıntılarını basın mensuplarıyla paylaştı. Evsen, Van’da meydana gelen deprem sonrasında Acil ve Afet Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından devam eden ön hasar tespit çalışmalarında, yaklaşık 8 bin 696 hane incelendiğini ve 5 bin 270 hanenin oturulamaz durumda olduğunu, 3 bin 446 hanenin ise hasarlı oturulur olarak belirlendiği söyledi.

Evsen, “Yerinde yapılan ilk incelemelere göre; depremden bu kadar ağır oranda zayiat vermemizin en temel sebebi, yapı stokumuzun 1. derece deprem bölgesinde oluşacak olan depremlere dayanıklı olarak imal edilmediği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Van il merkezinde, Tatvan’da, Erciş’te genel olarak, temel ve zemin etütlerinin yapılmadığı, zemin etütlerini sadece formal bir durumu yerine getirmek için statik projenin altlığı olarak birkaç sayfa metin şeklinde yapı ruhsatiyesi almak amacıyla düzenlendiği intibaı oluşmuştur. Yıkılan binaların genellikle inşaat ve müteahhitlik hizmetlerinin çok zayıf olduğu, inşaatlarda kullanılan demir, beton ve diğer aksamlarının depreme dayanıklı yapıların oluşturulması yönünde çıkarılan yönetmeliğe uygun olmadığı, kontrol ve denetimlerin olmadığı ve genellikle bu tür eksikliklerin olduğu binaların yıkıldığı görülmüştür.” şeklinde konuştu. 2001 yılında çıkarılan 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve Uygulama Yönetmeliği hükümlerine hiçbir şekilde uyulmadığına işaret eden Evsen, binaların betonlarının elle dahi kırılabileceğini söyledi.

Evsen, “Blok şeklinde yıkılan binaların bina yapımında bir sorun olmamakla birlikte yapı temeli ile sorunlu olduğu, zemin etütlerinin yapılmadığı veya yapılmış olsa bile bina ile zemin penetrasyonunu sağlayacak şekilde inşa edilmediği görülmüştür.” dedi.

Evsen, Türkiye’nin depremsellik haritasının yeniden gözden geçirilmesini isteyerek, şunları söyledi: “Depremler süreklidir ve sürekli olmaya da devam edecektir. Vatandaş olarak binalarımızı ve sosyal konut alanlarını deprem ve deprem zararlarından en az oranda zarar görmesini sağlayacak şekilde dizayn etmeliyiz. Kamu sorumluluğunda bulunan kimselerin yürürlükte bulunan yasa ve yönetmeliklere harfiyyen uymak zorunluluğu temel prensip olmalıdır. Daha ucuz konut yerine daha sağlam ve can güvenliği en üst düzeyde olan konutları üretmek zorundayız.”