Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sadece belli kesimler değil, biz 77 milyon kazansın diye çalışıyoruz. Şimdi sadece belli kesimler kazanmıyor, devlet nazarında artık 77 milyonun tamamı eşit, tamamı bir. Yolculuğumuzu böyle sürdürüyoruz" dedi. 

Eyüp Belediyesi Nikah Salonu ve Kültür Merkezi'ndeki "Geleneksel MÜSİAD Türkiye İftarı"nda konuşan Erdoğan, ikinci günü idrak edilen Ramazan-ı Şerif'in Türkiye, İslam dünyası ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz ederek sözlerine başladı. 

MÜSİAD'a Türkiye'nin kalkınmasına, ekonominin büyümesine, demokrasinin standartlarının daha da yükselmesine verdiği katkı için şükranlarını sunduğunu ifade eden Erdoğan, "Hırsla değil, kanaatle kazanmanın, bunu uygulamalarına geçirmek suretiyle mümkün olduğunu, sadaka ve zekatın malı azaltmadığını, çoğalttığını veren elin alan elden üstün olduğunu, tüm dünyaya gösterdiğiniz için özellikle de Ramazan-ı Şerif'te bunu sergilediğiniz bu örnek dayanışma ve yardımlaşma için her birinizi tebrik ediyor, her birinize teşekkür ediyorum. Kanayan coğrafyamıza gösterdiğiniz hassasiyetten dolayı da her birinizden Allah razı olsun, çabalarınız inşallah zayi olmasın diyorum" diye konuştu. 

Başbakan Erdoğan, MÜSİAD'ın Türkiye içerisinde dayanışma ve yardımlaşmayı büyüttüğü kadar Türkiye dışında da bu noktada örnek bir teşkilat olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Değerli kardeşlerim bundan sadece 15-20 yıl öncesine gidersek, sizler iktisadi alanda bizler siyasi alanda hep birlikte son derece meşakkatli bir yolculuğa çıktık. Sizler de bizler de rakiplerimizle aynı imkanlara, aynı fırsatlara sahip değildik. Eşit şartlarda, adil bir zeminde mücadele edemediğimiz gibi muarızlarımız tarafından sürekli ayrımcılığa, baskıya, engellemelere maruz bırakıldık. Bizim siyasi mücadelemiz parti kapatmalara, hukuksuz davalara, hapis cezalarına, önümüze çıkarılan engellere özellikle de medya ve bazı iş çevrelerinin saldırılarına göğüs germekle geçti. Aynı süreçte sizler ekonomide fırsat eşitliğinin yok edildiği, farklı olana hayat hakkının tanınmadığı, farklı olanın çeşitli yöntemlerle ezilmek istendiği bir ortamda mücadele verdiniz."

"Allah'a hamdolsun sizler de bizler de boynumuzu eğmedik, umutsuz olmadık, karamsarlığa kapılmadık" diyen Erdoğan, şunları söyledi: 

"Farklı bir Türkiye'nin, farklı bir dünyanın mümkün olduğuna dair inancımızı hiç kaybetmedik. Bütün bunlardan öte sizler Anadolu ve Trakya insanının çalışkanlığına, dürüstlüğüne, ahde vefasına inandınız, bizler de milletimizin hayır dualarına inandık. 12 yıl önce 3 Kasım 2002'de milletimizden aldığımız yetkiyle işbaşına geldiğimizde, birileri karanlık senaryolar yazıyor, başarısız olmamızı bekliyor, başarısız olmasak bile bizi bu makamlardan uzaklaştırmanın gayreti içerisine giriyor, tuzaklar hazırlıyorlardı. Ama biz bütün saldırılara direndik, bütün taarruzlara göğüs gerdik. Bir olduk, iri olduk, diri olduk ve işte bugün hem Türkiye'ye hem dünyaya farklı bir Türkiye'nin mümkün olabileceğini gösterdik."

BİR GAZETE ŞU MANŞETİ ATTI

Başbakan Erdoğan, 12 yıl önce milletten iktidar vazifesini devraldıklarında bir gazetenin sürmanşette "Anadolu ihtilali" ifadesini kullandığını dile getirerek, "Evet aslında biz 12 yıl önce birilerinin çarkına çomak soktuk, birilerinin millete rağmen kurdukları tezgahı, tuzağı bozduk. On yıllar boyunca iktisatta farklı alternatiflerin mümkün olmadığını savunuyorlardı. Siyasette farklı hareketlerin başarılı olma imkanının bulunmadığını savunuyorlardı. Türkiye'nin o bozuk düzene mahkum olduğunu, o bozuk düzenden başka bir şansının bulunmadığını, o bozuk düzene rıza göstermek zorunda olduğunu savunuyorlardı. Her farklı hareketi, girişimi, her farklı söz ve fikri 'Türkiye'yi böler, Türkiye'yi parçalar' şeklindeki asılsız korkularla bastırmaya çalışıyorlardı. Hele hele bir keresinde 'biz muhafazakar demokrat bir partiyiz' diye ortaya çıktığımızı söylediğimizde bir panelde... 'Ne Jean-Jacques Rousseau'da ne Montesquieu'da böyle bir anlayış yoktur' diyenler vardı" ifadelerini kullandı. 

"Ne demek yani Jean-Jacques Rousseau, Montesquieu bunlar ilanihaye insanlığın, bu hayatın bütün siyasi, fikri, düşünsel çerçevesini çizecek miydi? Böyle bir şey mi vardı?" diyen Erdoğan, "Artık her şeyi güncelleyen bir dünya var. Felsefesinde de sosyolojisinde de her şeyinde, siyasetinde de her şeyinde, hamdolsun AK Parti işte bu çarkları da bozdu. Ha bir muhafazakar demokrat anlayış varmış... Şimdi bunun kitaplarını yazıyorlar. Tezlerde dünyada, üniversitelerde bunlar yazılıyor. 'Acaba bu muhafazakar demokrat siyaset nedir?' Şimdi bunun çalışmaları yapılıyor. 12 yıl boyunca tüm bu korkuların ne kadar yersiz olduğunu, biz milletimize gösterdik. Türkiye'nin istikrar içinde, güven içinde, kardeşlik içinde hem ekonomik olarak hem siyaseten hem sosyal olarak hem de demokratik olarak büyüyebileceğini, dünyada iddia sahibi bir ülke olabileceğini ispat ettik" diye konuştu. 

BİZ "YENİ TÜRKİYE" DEDİK

Başbakan Erdoğan, "Biz 'yeni Türkiye' dedik, biz 'büyük Türkiye' dedik, bu hedeflere inandık. Bu hedeflerin peşinden kararlılıkla yürüdük ve Türkiye'yi bugün bu hedeflere çok daha yaklaştırdık" dedi. 

Artık sadece belli kesimlerin kazanmadığına vurgu yapan Erdoğan, şöyle devam etti: 

"Sadece belli kesimler değil, biz 77 milyon kazansın diye çalışıyoruz. Şimdi sadece belli kesimler kazanmıyor, devlet nazarında artık 77 milyonun tamamı eşit, tamamı bir. Yolculuğumuzu böyle sürdürüyoruz. Allah'a hamdolsun sizlerle birlikte çok önemli bir adımı attık. Çok önemli bir gayretin içerisine girdik, el ele verdik, omuz omuza verdik ve şunu büyük bir memnuniyetle, iftiharla söylüyorum. Çok iyi biliyoruz ki değerli kardeşlerim, artık Türkiye eski Türkiye değil. Eski siyaseti özleyenler, eski iktisadi düzeni özleyenler, kaybettikleri imtiyazlarını yeniden almaya çalışanlar var. Kurdukları komplolarla, tuzaklarla, tezgahlarla eski Türkiye'yi yeniden diriltmek için kirli işlerin içerisine girenler var. Kusura bakmasınlar artık Türkiye eski Türkiye değil." 

Başbakan Erdoğan, "12 yıl önceki Anadolu ihtilaliyle şu anda işbaşında olan bir Türkiye var, bir değişim süreci var. Eğer deyim yerindeyse ok artık yaydan fırladı. Farklı bir Türkiye'nin artık temelleri atıldı. Şu anda bunun inşa sürecindeyiz ve bunu beraber inşa edeceğiz" şeklinde konuştu.

Demokratik standartları 12 yılda bu denli değişmiş bir ülkenin dünyada gösterilemeyeceğini dile getiren Erdoğan, ancak Türkiye'nin bunu gerçekleştirdiğini, hepsinden öte özgürlükleri olabildiğince genişlettiklerini, bu dönemin en önemli adımlarından bir tanesinin de özgürlüklerin genişletilmesi olduğunu ifade etti. 

Erdoğan, kardeşlik sürecini, barışı pekiştirdiklerini, ekonomide "olmaz" denilenlerin gerçekleştiğini kaydederek, her yıl ortalama yüzde 5 büyüme oranı yakaladıklarını, felaket tellallığı yapılmasına rağmen bu yıla ilk çeyrekte yüzde 4,3 ile başladıklarını aktardı. 

"Avrupa'ya bakın. Hepsi bakıyorsunuz 0,4, 0,5, 0,6... En iyisi bu noktada. Ekside olanları saymıyorum zaten. Ama biz 4 ile girdik" diyen Erdoğan, ihracatı 12 yılda 4 kattan fazla artırdıklarını, 36 milyar dolardan alıp 156 milyar dolara ulaştırdıklarını, ihracatın 2013 sonu itibarıyla 152 milyar dolara ulaştığını, kişi başına düşen milli geliri 3 bin 500 dolardan alıp 11 bin dolar seviyelerine çıkardıklarını, IMF'ye olan 23,5 milyar dolar borcu geçen 14 Mayıs'ta sıfırladıklarını anlattı. 

Erdoğan, 12 yılda Merkez Bankası rezervlerini 27,5 milyar dolardan 131 milyar dolara çıkardıklarını, faizleri yüzde 63 seviyelerden alıp tek haneli rakamlara düşürdüklerini bildirerek, bütün bunların bu dönemin uygulamaları olduğunu, yüzde 30 olan enflasyonun da tek haneli rakamlara indiğini, yatırım ortamını iyileştirdiklerini söyledi. 

FAİZ LOBİSİYLE İŞ TUTANLAR BİZİMLE BERABER OLAMAZLAR

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ancak ben de Nail kardeşime katılıyorum. Merkez Bankasının faiz politikalarını, bir Başbakan olarak kabul etmiyorum. Sadece bağımsız olduğu için tabii müdahale yetkimiz yok ama kabul etmiyorum. Niye kabul etmiyorum? Faiz oranlarının bu denli yüksek olduğu bir ülkede, girişimci, yatırımcı kalkıp da rahat rahat yatırım yapamaz. Örnekler veriyorum. Amerika'daki faiz politikasına bak; Yüzde 1. Japonya'ya bak; eksi. İsrail'e bak; o da 1, buralarda dolaşıyor. Peki size ne oluyor da 8'lerde, 9'larda dolaşıyorsunuz. Buna komisyonu falan kattığınız zaman 15, 16'ya varıyor. Bunun adı zulümdür. Ve birilerinin tavsiyeleriyle, o birilerinin kim olduğunu zaten iş adamları bilirler, kalkıp da biz ülkemizi ayağa kaldıramayız. Ve biz sadece faiz lobisine hizmet etmekle mükellef bir iktidar da değiliz. Herkes başını iki elinin arasına alsın iyi düşünsün. Faiz lobisiyle iş tutanlar, bizimle beraber olamazlar, bizi de zaten istemezler. Bizi de beğenmezler. Onu da çok açık net söylüyorum. Onlar beğensin diye değil benim bu ülkedeki vatandaşım acaba üretileni, bakın çok enteresan bunlar bir ara ne dedi 'tüketmeyin' dediler. Gezi sürecinde öyle demiyorlar mıydı? 'Tüketmeyin' diyorlardı. Bunlar bu ülkenin ekonomisinin düşmanı. Tüketim olmadan üretim olur mu? Tüketim olacak ki üretim olsun." 

Erdoğan, ekonomide iç piyasanın hareketli tutulmadığı sürece ayakta kalınamayacağını belirterek, önce iç piyasanın halledileceğini, sonra da dışarıya açılacağını, 12 senenin altında yatan gerçeğin de bu olduğunu dile getirdi. 

İstikrarın, güvenin içeriden başladığını, daha sonra dışarıya yansımasının görüldüğüne işaret eden Erdoğan, "Ama benim yatırımcım bir defa parayı ucuza almalı ki yatırım yapabilsin. Eğer krediyi ucuza sağlayamazsak, bu yatırımı yapması da mümkün değil" ifadelerini kullandı.

Öyle veya böyle yatırım ortamını iyileştirdiklerini, yatırımları artırdıklarını, yurt dışına yatırım yapan, yurt dışından yatırım çeken bir ülke olduklarına işaret eden Erdoğan, ekonomi istikrarla büyürken, okul, üniversite, hastane, yol, baraj, konutlar inşa edilirken sosyal yaşama farklı bir istikamet çizdiklerini söyledi. 

Başbakan Erdoğan, 12 yıl önce "olmaz" denilen, hayali dahi kurulamayan hedefleri ulaşılır hale getirdiklerini, çok daha yüksek hedefleri önlerine koyduklarını aktararak, şöyle devam etti: 

"Bütün bunları sizlerle birlikte gerçekleştirdik. Bütün bunları 77 milyonla kurduğumuz kuvvetli irtibat sayesinde hamdolsun gerçekleştirdik. Gereksiz tartışmaları, gereksiz gerilimleri bir kenara bıraktık. Çatışma alanlarına prim vermedik. Türkiye'nin enerjisini heba eden kavgaların içinde olmadık. Ve işte Türkiye'yi bugünkü hale böyle getirdik. Sizlerin iktisadi alanda, bizim siyasi alanda verdiğimiz bu mücadele, inanın sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada ilgiyle, takdirle, gıptayla izlendi. Bizim başarılı olmamız, sadece içeride değil, dışarıda da birilerini ciddi şekilde rahatsız ediyor. Türkiye'nin kısır döngülerinden, zincirlerinden, o prangalarından kurtulması, Türkiye'nin kardeşlik içinde büyümesi, Türkiye'nin artık faiz lobilerini, silah lobilerini değil, kendi halkını zenginleştirmesi, emin olun içeride de dışarıda da birilerini çok tedirgin ediyor."

PENSILVANYA DAYANIŞMASIYLA HAREKET EDENLER VAR

Erdoğan, 6 ay önce maruz kaldıkları ihanet ve nankörlüğün, bu rahatsızlığın, bu tedirginliğin bir tezahürü olduğuna dikkati çekerek, "Bizden, sizlerden, büyük ve yeni Türkiye'den rahatsız olan ne kadar çevre varsa, ideolojilerine, inançlarına, değerlerine bakmaksızın bize karşı ittifak kurdular" dedi. 

İçeriden ve dışarıdan ağır saldırılara ve ihanetlere maruz kaldıklarını dile getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Bu hainler, hıyanetlerini sürdürmek noktasında çırpınmaya devam ediyorlar. Ama bilmenizi isterim ki, bu hainler beslenip büyüdükleri bataklıkta çırpınıyorlar ve çırpındıkça da batmaya devam edecekler. İşte böcek davasında yaşananları izliyorsunuz değil mi? Başbakanın ofisine dinleme cihazları konuyor, bütün deliller, belgeler, zanlılar ortada ama yargının içine sızmış Pensilvanya uzantıları, ısrarla bunun üzerini örtmenin mücadelesini veriyor. Bugün hala yargı içerisinde Pensilvanya dayanışmasıyla hareket edenler var. Bunların sayısı az değil farkındayız. Bilin ki, tüm yargı camiasını da bunlar lekeliyor." 

Başbakan Erdoğan, öbür yandan Irak ve Suriye çok zor bir süreçten geçerken, Türkiye'nin milli menfaatlerini çiğnemek adına, Irak'ta alıkonulan vatandaşların canını tehlikeye atmak adına, ülkeyi teröre destek veren ülke gibi göstermeye çalışanlar olduğunu belirterek, bunların eski Türkiye'nin oyunları olduğunu, eski Türkiye'ye dönme arzularının tezahürü olduğunu vurguladı. 

Bu hainlerin başarılı olamadıklarını ve olamayacaklarını anlatan Erdoğan, bunların karşılarında nasıl bir iradenin var olduğunun farkında olmadığını söyledi. 

Erdoğan, "Biz buradaki herkesle birlikte manşetlerle, ayrımcılıkla, tahkirle, hukuksuzlukla, adaletsizlikle çarpışarak bugünlere ulaştık. Bugün ulaştığımız yer, 12 yıl önce ortaya çıkmış bir mücadelenin değil, 10 yıllar, yüz yıllar boyu süren bir mücadelenin bir neticesidir. İşte bunu görmüyor, bunu anlamıyorlar" diye konuştu.

ALLAH'IN VE MİLLETİN HESABI ONLARIN HESABINA YİNE GALEBE ÇALACAKTIR

Başbakan Erdoğan, MÜSİAD'ın, toprağın üzerinde görünen kısmı olduğunu dile getirerek, "Toprağın altında Fırat'tan Nil'e, Dicle'den Tuna'ya kadar uzanan bir kök, böyle bir vizyon vardır. AK Parti son 13 yıl içinde siyaset sahnesinde olan ama Selçuklu'dan, Osmanlı'dan tevarüs edegelmiş bir davanın uzantısıdır. Bizim kolumuzu, kanadımızı ne zaman budadılarsa, biz o zaman daha gür, daha güçlü geldik. Bugün kolumuza, kanadımıza uzanan elleri dahi itecek kadar hamdolsun güçlüyüz, kararlıyız. Bize tuzak kuranlar bilsinler ki, kurdukları tuzakta mahvolup gidecekler. Bizim üzerimize hesap yapanlar bilsinler ki, Allah'ın ve milletin hesabı onların hesabına yine galebe çalacaktır" ifadelerini kullandı. 

Mübarek ramazan ayında dahi paralel yapının, Türkiye'deki hizmet ehli vakıfları, dernekleri, sivil toplum kuruluşlarını tedirgin etmek için elinden geleni yaptığını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türlü iftiralar atılıyor. Türlü yalanlar söylüyorlar. Çünkü bunlarda takiye var, bunlarda yalan, iftira var. 'Bugün bize yaptılar, yarın size yapacaklar' diye alçakça tezvirat yapıyorlar. Bir kere şunu bilsinler ki, hiç kimse, hiçbir grup, hiçbir hizmet hareketi, bunlar gibi ihanet bataklığına batmayacak, bunlar gibi uluslararası çevrelerin, istihbarat örgütlerinin maşası olmayacaktır. Hainler elbette bizden korkacaktır. Ama o hainler Allah'ın izniyle hiç kimseyi korkutamayacak, tedirgin edemeyecektir. Uzun soluklu bir mücadelede sizlerle birlikte yürüdük. Bu yol arkadaşlığından, her zaman büyük gurur duydum. Sadece birlikte aldığımız neticeler, Türkiye'ye birlikte verdiğimiz eserler değil, sizlerle yol yürümek bile şahsım için gurur vericiydi. Geriye dönüp baktığımda, mücadele azminin, kararlılığın ve cesaretin ama en önemlisi kardeşliğin neleri başarabildiğini görüyorum, birlikte görüyoruz. Bizler de sizler de bu mücadeleye canımızı ortaya koyarak çıktık. İnşallah son nefesimize kadar da bu mücadeleyi birlikte sürdüreceğiz."

10 AĞUSTOS ÇOK ÖNEMLİ BİR DÖNÜM NOKTASI

Başbakan Erdoğan, yeni Türkiye'nin, büyük Türkiye'nin inşası için 10 Ağustos tarihinin çok önemli bir dönüm noktası olacağını, devlet ve milletin kucaklaşacağını, devletle millet arasındaki mesafenin tamamen kapanacağını bildirdi. 

Seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve seçilmiş bir hükümetin Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkaracağını ifade eden Erdoğan, "Yeni Türkiye sadece AK Parti'nin, sadece siyasetin eseri değil, yeni Türkiye MÜSİAD'ın, MÜSİAD gibi derneklerin, vakıfların, sivil toplum örgütlerinin eseri olacaktır. Yeni Türkiye 77 milyonun eseri... Birlikte başardık. İnşallah daha iyisini yine birlikte başaracağız. Hiç durmadan, duraklamadan, rehavete kapılmadan, Türkiye'ye birlikte yeni ufuklar çizeceğiz. Sizlerle birlikte bu yolda yürüyor olmanın bahtiyarlığı içinde olduğumu ifade etmek isterim. Her birinize yol arkadaşlığınız için, ahde vefanız için teşekkür ediyorum. Türkiye'yi büyüttüğünüz için sizlere ve istihdam ettiğiniz tüm işçi kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Bu güzel iftar davetiniz için de teşekkür ediyor, Ramazan-ı Şerif'in ülkemiz, milletimiz, İslam alemi, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum" şeklinde konuştu. 

20 İLDEKİ İFTAR PROGRAMINA CANLI BAĞLANTI

Eyüp Belediyesi Nikah Salonu ve Kültür Merkezi'nin bahçesinde düzenlenen "MÜSİAD Geleneksel Türkiye İftarı", MÜSİAD'ın 20 ildeki şubesinde gerçekleştirildi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MÜSİAD'ın diğer illerde bulunan iftar programlarına video konferans yöntemiyle bağlandı. 

Diğer illerdeki MÜSİAD üyelerine İstanbul'dan sevgi ve selamlarını gönderdiğini dile getiren Erdoğan, "Bu rahmet ve bereket ayının tüm İslam alemine hayırlara vesile olmasını diliyorum. Allah bu Ramazan-ı Şerif'te birliğimizi ve beraberliğimizi daim kılsın. İftarınız mübarek olsun" dileklerinde bulundu. 

İftar programına katılanlara hurma, mercimek çorbası, kavurma, pilav ve tatlıdan oluşan iftar menüsü ikram edildi. 

İftar programına, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve MÜSİAD Başkanı Nail Olpak'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda MÜSİAD üyesi katıldı. 

Başbakan Erdoğan, iftar programının ardından, Eyüp'te bulunan bir dönem futbol oynadığı Erokspor Tesislerini ziyaret etti.