Tekin, Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Başkent'te Kastamonu Günleri'' etkinliği başlangıcında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

AKP'nin ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın ''nerede bir tepki varsa o tepkinin karşısına muhalefeti de götürme'' gibi bir davranış geliştirdiğini belirten Tekin, zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran teklif ve Sivas olayları davası konularının buna örnek olduğunu söyledi.

Tekin, şöyle konuştu:

''Sivas'la ilgili ya da tutuklu gazetecilerle ilgili timsah gözyaşları akıtmaya başlarlar. Medyada da arkadaşlarımızın hiçbiri sormaz Sayın Arınç'a 'Siz Sivas'la ilgili gözyaşı döküyorsunuz ama CHP'nin 66 ve 67. maddenin TBMM'de değişmesine ilişkin teklifine bir şey söylemediniz ve reddettiniz. Çok basit bir şey varken niçin bunu reddediyor ve sonra gözyaşı döküyorsunuz?' Gazetecilerle ilgili Sayın Başbakan daha 15 gün önce 'hiç tutuklu gazeteci yok' derken şimdi bakıyorum gazeteciler bırakılınca Sayın Arınç, Sayın Çelik ağlaşmaya başlıyorlar. O açıdan ne yazık ki çok ciddi görmüyorum. Bunlar çok ayıptır. Böyle toplumun önemli kesiminin tepkisinin önünde bir muhalefet havası içinde götürmeyi doğru bulmuyorum. Her şeyden önce iktidar olduklarını ve bakan olduklarını unutmayacaklar.''

Tekin, bir başka gazetecinin Arınç'ın, muhalefetin tepkisini ''siyasi rant sağlamak'' olarak ifade ettiğini belirterek, değerlendirmesini sorması üzerine ise ''Rant deyince akla AKP gelir. İmar rantı, ihale rantı... Sayın Arınç rant kavramının ne olduğunu bilmiyorsa birgün karşılıklı konuşuruz televizyonda. AKP deyince akla rant geliyor. CHP deyince akla rant gelmez'' dedi.


''Bilim yuvaları ne zaman konuşacak?''

''MHP'nin Kur'an-ı Kerim eğitimi ve Peygamberimizin hayatının seçmeli ders olarak okutulması teklif yapacak. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna ise Tekin, eğitimin siyasilerin teklifiyle değil, uzmanların görüşleri doğrultusunda düzenlenmesi gereken bir alan olduğunu vurguladı.

Eğitimin dünya standartlarına kavuşturulması için bilim insanlarının konuşmalarının gerekli olduğunu, bunun tüm dünyada böyle geliştiğini belirten Tekin, gazetecilerden YÖK'ün, Eğitim fakültelerinin görüşlerini sormalarını istedi.

Tekin, ''Eğer ortada bir hastalık varsa hastalığın doktorları bunlar. Bunlarla bir konuştuğunuzda bu eğitim sisteminin bir kin ve bir nefretle alelacele önümüze geldiğini hepiniz çok net göreceksiniz ve kanun teklifi gelmeden yolda en az 4 kez değişti. Yarın ne olacağı belli değil. Bunlar ciddi işlerdir'' dedi.

Tekin, ''Çok temel, çok önemli bir sorun niçin Bakanlar Kurulu'ndan geçmedi? Çünkü Bakanlar Kurulu bile hazmedebilecek durumda değildi. Asıl Sayın Arınç'a sormanız gereken sorular bunlar. Yoksa siyasi partiler herkes bir şey teklif edebilir. Ama bizim tekliflerimizle olacak şeyler değildir. Bu bilimsel bir olay. Bilim adamları gelecek, üniversiteler başta YÖK olmak üzere. Bu bilim yuvaları ne zaman konuşacak? Bugün konuşmayacaksa ne zaman konuşacak? Bu kadar önemli bir şey siyasetçilerin iki dudağı arasına bırakılmaz. Sizin adınıza ben Sayın Arınç'a soruyorum, niçin bu Bakanlar Kurulu'ndan geçmedi? Ona da uygun bir cevap verir herhalde diye düşünüyorum'' şeklinde konuştu.

Gürsel Tekin daha sonra etkinlikteki stantları gezdi. Dokuma tezgahının başına geçerek, bez dokuyan Tekin, yurttaşlarla sohbet etti ve fotoğraf çektirdi.