Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 12 Haziran seçimlerinin aynı zamanda son 10 yıldaki reform sürecinin bir güven oylaması olacağını belirtti.

Bağış, Euroactiv'de yayımlanan makalesinde, "Türk ekonomisi, tarihinin en kötü ekonomik ve mali krizlerinden biri olan 2001 krizinden acı dersler alarak, yapısal bir dönüşüm sürecinden geçerek gelişme gösterdi. Türkiye, gerekli denetim mekanizmalarını kurarak mali sistemini yeniden yapılandırdı. Enflasyon oranları son otuz yılda ilk defa tek haneli rakamlara düşürüldü. 'Anadolu kaplanları' bütün ülkede üretimi, ihracatı ve istihdamı artırdı. Türkiye Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi oldu. OECD tahminlerine göre, 2050 itibarıyla Türkiye, Avrupa'nın ikinci en büyük ekonomisi olacak. AB üyelerinin mali krizlerle sarsıldığı bir dönemde, bu ekonomik başarı özellikle dikkat çekicidir" ifadelerini kullandı.

Ekonomik büyümenin beraberinde sosyo-ekonomik kalkınmayı getirdiğini, yolların, hastanelerin ve üniversitelerin sayısının üçe katlandığını ve konut, sağlık ve eğitim hizmetlerinin kalitesinin önemli ölçüde arttığını belirten Bağış, bunlara ilaveten demokratik bir çapa işlevi gören AB süreci sayesinde, bu sosyo-ekonomik değişime eşlik eden önemli siyasi reformların gerçekleştirildiğini anlattı.

Başmüzakereci Bağış, makalesinde "Değişim asla kolay olmadı, ancak Türkiye, itici bir güç olan AB'ye katılım sürecinden yararlanarak değişim kapasitesini ortaya koydu. Türkiye, 2005 yılında katılım müzakerelerinin açılması için Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmek amacıyla, sivil-asker ilişkilerinden temel hak ve özgürlüklere kadar geniş bir yelpazede cesur adımlar attı. Hükümet, Kürt sorunu ve azınlık hakları gibi zorlu konulara kararlılıkla yaklaştı. Ülkede farklı fikirlerin tartışılmasına katkıda bulunan güçlü bir sivil toplum gelişti" değerlendirmesinde bulundu.

AB katılım müzakerelerinde çıkarılan siyasi engellere rağmen hükümetin siyasi reformları sürdürdüğünü kaydeden Bağış, 12 Eylül'deki referandumla kabul edilen anayasa değişiklik paketini buna örnek gösterdi.

Egemen Bağış, "Ekonomik istikrar ve sosyo-politik dönüşümün yanı sıra, sahip olduğu yumuşak gücüyle, Ortadoğu, Balkanlar ve Akdeniz havzası için bir ilham kaynağı olan Türkiye, bölgesel bir güç haline geldi. Bölgede istikrara, refaha, demokrasiye ve barışa katkıda bulunan Türkiye'nin dünyada da yepyeni bir imajı oldu. Artık Türk markası denince akla, film yönetmeni Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes Film Festivali'nde ödül alan filmleri, İstanbul'un 'Avrupa Kültür Başkenti' unvanı, Orhan Pamuk'un romanları, Real Madrid'in forvetleri ve New York taksilerinin yeniden tasarlanması için bir Türk şirketinin verdiği teklif akla geliyor" ifadelerini kullandı.

AK Parti'nin başarı reçetesinin "istikrar ve değişim arasında doğru bir denge kurması olduğunu" belirten Bağış, "Bu gerçek, her kesimden insanın neden son iki genel seçimde, iki yerel seçimde ve iki referandumda AK Parti'yi tercih ettiğini açıklamaktadır. Umarım Türkiye, istikrarın gücüyle dönüşmeye üçüncü dönemde de devam eder" dedi.

Bağış, "12 Haziran seçiminin aynı zamanda, ülkeye son 10 yılda istikrar ve değişimi birlikte getiren reform süreci için bir güven oylaması" olacağını belirtti.

A.A.