Dünya üretiminde ilk sıralarda yer alan Türkiye'nin en çok incir yetiştiren illeri Aydın-Muğla ve İzmir'dir, yani Ege'dir.

Toplam üretimin büyük bölümü kurutularak değerlendirilir. Ülkemizde yetiştirilen incir çeşitlerinden en önemlisi dünyaca tanınan ve dış pazarlarda Smyrna adıyla geçen kurutmalık sarılop çeşididir. Bunun dışında Gökalp, akça, bardacık, morgüz, gürdane, patlıcan, kavak ve sultan selim gibi taze incir çeşitleri ülkemizin bazı  yörelerinde itina ile yetiştirilir.

aydinavci3011.jpg

İncir, insanın ilk  yetiştirdiği meyve ağaçlarından biridir. Dutgiller familyasının bir üyesi olan bu ağacın sarı yeşil mor yada morumsu siyah renkli meyvelerle  ayrıt edilen pek çok çeşidi vardır. Eski dünyanın sıcak kesimlerinde binlerce yıl öncesinde başlanan incir tarımı özellikle ege  ve Akdeniz çevresinde yaygınlaşmıştır. Nitekim bitki  bilimsel tür adını bugünkü Muğla ve Aydın illerini kapsayan eski kayra bölgesinden almıştır.

Tarihten bu yana birçok hastalığa derman olarak kullanılan ve adına sure inen incir meyvesi ile ilgili son günlerde bazı internet sitelerinde çıkan haberler bizleri ve kamuoyunu hele bu iş ile geçimini sağlayanları  çok çok üzmüştür.

Bu gelişmeler neticesinde yazımızı  kaleme aldık, umarım birçok  kişinin kafasındaki soru işaretleri gidermiş olacağız.

İncir meyvelerinde şeker, organik asitler, sabit yağ ve vitaminler (A,B,C) vardır. Meyveleri gerek yaş olarak gerek kuru  olarak yenmektedir. Bilhassa kurutulmuş olarak ihracatımızın önemli kısmını  teşkil  ederler.

Kuru  meyveler balgam söktürücü olarak, yumuşatıcı olarak kullanılır. Halk arasında sütle kaynatılan incir ses kısıklığına karşı kullanılır. İncir, kalbe ferahlık verir. Kuluncu ve sindirim organı sancılarını giderir.

İncir, konserve sanayiinde, reçel ve çeşitli tatlılarını imalinde en çok kullanılan meyvelerdendir.

İncir ağacı sert olup, çeşitli ağaç işlerinde kullanılır. Cinsinin/cins/içerdiği yaklaşık 800 kadar tür içinde ticari öneme sahip meyve veren tek bitkidir.

Son olarak, Aydın Ticaret Odası bu hafta nasıl bir açıklama yaptı ona da yer vereyim;

Geçtiğimiz günlerde Aydın Tabip Odası Başkanının yaptığı bir basın açıklaması ulusal bazda çeşitli medya organlarında geniş bir yer buldu. Açıklamanın ardından konu iki boyutlu olarak kamuoyunda tartışıldı. Bunlardan birincisi açıklamanın medyaya yansıma şekli diğeri de Tabip Odası Başkanının bu açıklamayı yapma nedeni ve zamanlaması.

Basın açıklamasının ana temasını oluşturan konu Aydın’ın, Aydın Ticaret Odası’nın çabaları sonucunda 2006 yılında Türk Patent Enstitüsü tarafından coğrafi tescili yapılan ve yine Aydın Ticaret Odası tarafından Avrupa Birliği Tescili de içinde bulunduğumuz yılsonuna kadar tamamlanması muhtemel Aydın İnciri. Tabi konu gıda olunca birçok insanın dikkatini çekmesi muhtemel bir konuyu medya mensubu arkadaşlar da gündeme taşıyor. İşte asıl problemde bu noktadan sonra başlıyor. Konunun medya ya yansıma şekli biraz sansasyonel olup Aydın İnciri’nin itibarını zedelemeye başlayınca Aydın Tabip Odası tekrar bir açıklama yaparak biz öyle demek istemedik minvalinde yeni bir basın açıklaması yapıyor.

Şimdi gelelim konunun ikinci boyutuna, Aydın Tabip Odası Başkanı bu açıklamayı neden ve bu zamanda yaptı. Malumunuz içinde bulunduğumuz mevsim kurutulmuş incirin yeni sezonunun başladığı zamanlar. İhracatta ilk konteynırın yola çıktığı üreticinin ve tüccarın mahsulünü yeni görücüye çıkardığı zamanlar. İncir de hidrojen peroksit kullanıldığına yönelik iddialar dün ortaya çıkmış değil. Ayrıca hidrojen peroksit incire özgü bir madde de değil. Gıda sanayinin birçok alanında yasak olmasına rağmen kullanılması muhtemel bir maddedir. Hal böyleyken merkeze inciri koyarak hidrojen peroksit kanser ediyor derseniz kamuoyu da bunu gıda maddesi ile özdeşleştirerek incir kanser ediyor diyebilir.  Ayrıca Tabip Odası ya da diğer sağlık kuruluşları zararlılardan çok yararlıları öğretse bize mesela dese ki kalsiyum en çok incir de bulunur ya da 40 yaş üstü kadınların kemik erimesi sorunlarına önemli ölçüde çare olur, ülkemizin tarımsal değerlerine sahip çıkmak açısından daha iyi olmaz mı? Siz illa da konuyu bu açıdan ele alacaksanız ve niyetiniz gerçekten medyatik olmak değil de insan sağlığı ise sezonun bitiminde yapılamaz mıydı bu açıklama gibi birçok soru aklıma gelmiyor değil.

Tabi konu bu şekilde vuku bulunca gecesini gündüzüne katarak üyelerinin her türlü sorununu çözmeye çalışan kendini Aydın’a adamış Aydın Ticaret Odası Başkanı Hakan Ülken’de konuya duyarsız kalmayarak bu konuda bir basın açıklaması yayınladı. Allahtan Aydın Tabip Odası’nın yayınladığı biz öyle demek istemedik açıklamasından daha fazla yankı buldu da Dünya’nın en eski ve faydalı meyvesi Aydın İnciri de üzerine düşen gölgeden kurtulmuş oldu. Ben de kendisinin de dediği gibi “İnciri Tüm Dünya Gönül Rahatlığı İle Tüketebilir” diyorum.