Yurtdışından telefon getirenler dikkat: Sınırlama geldi Yurtdışından telefon getirenler dikkat: Sınırlama geldi

CHP Ankara Milletvekili Aylin Yaman, TBMM Genel Kurulu’nda dün yaptığı konuşmada asgari ücretin yetersizliğine ve açlık sınırı altında çalışan işçilerin sorunlarına değindi. Yaman'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

  • İktidarın son yirmi yıldır başta mensubu olduğum sağlık camiası olmak üzere her alanda yaptığı düzenlemeler emek sömürüsünü yaygınlaştırmış ve derinleştirmiştir.
  • Muhtaçlık temelli sosyal yardım uygulamaları, rantçı ve kâr odaklı yaklaşımlar emeğin değerini yerle bir etmiştir. Asgari ücretle çalışma ki DİSK verilerine göre işçi olarak çalışanların yüzde 50'sinden fazladır, ülkenin âdeta asgari değil, ortalama ücreti hâline getirilmiştir.
  • Daha vahimi bu ülkede asgari ücretin de altında çalışan işçiler mevcuttur. Kısacası, 10 işçiden 6'sı açlık sınırının altında yaşamaktadır
  • İktidar için emek; eğitim, yetkinlik, kıdem, yaş, liyakat değer biçilmeyen süslü kelimelerdir. Bu nedenledir ki en fazla okuyan, dirsek, beyin ve fiziksel güç harcayan, en ağır sorumluluğu taşıyan sağlık ordusunun dahi emeği görülmez örneğin.
  • Sağlıkta insan kaynağı maliyet kalemi olarak görülür, sağlık çalışanları eğitimleri dışında birbirlerinin yerine çalıştırılır ya da eğitim sisteminde bu kadar ihtiyaç duyulan, büyük emekle eğitim alan binlerce öğretmenin ataması yapılmaz, çocuklarımızı ve gençlerimizi Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'yle çağ dışı antilaik bir sisteme terk eder.
  • Ne yazık ki her yıl 2 bine yakın işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmektedir. Emek, bir işin bitirilmesi için harcanan vakittir onlar için; kim tarafından harcandığı önemli değildir, zira enerjisi yüksek, verilen görevi korkunun gölgesinde yapabilecek en önemli grup olan çocuklarımız iyi kaynaktır onlar için.
  • Bu nedenledir ki yasak olmasına rağmen 1 milyona yakın çocuk işçi çalışmaktadır bu ülkede ve maalesef bu çocuklarımız ölümle sonuçlanan işlerde çalışmakta, çocuk işçi ölümlerinin üçte 1'i 15 yaş altında gerçekleşmektedir.
  • Üyeleri baskı ve tehditlerle karşılaşan, basın açıklaması dahi yaptırılmayan, sistematik olarak itibarsızlaştırılan ve korku kültürü altında mücadele etmeye çalışan çok az sayıda sendika var artık.
  • İktidarla ideolojik yakınlıkları ve kuvvetli bağları olan sarı sendikalar ve temsilcileri bilsinler ki tarihe emek sömürüsünün destekçileri olarak geçecekler.