Aselsan'da görev yapan üç mühendisin ölü bulunmasının ardından başlayan tartışmalar devam ediyor. Mühendis Hüseyin Başbilen'in ölümüyle ilgili, adli tıp raporunda 3 bilirkişinin intihar iddiasına şerh koyması soruşturmayı farklı boyuta taşıdı. Avukat Birgül Güven ise ellerinde şüpheli isimleri olduğunu açıkladı.


BU HABERİN DETAYI


Aselsan mühendislerinin ölümünde uzman raporu



Aselsan mühendisinin otopsi raporu Adli Tıp uzmanlarını ikiye böldü.

Sabah Gazetesi'nde yer alan habere göre, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin teknoloji geliştirme üssü ASELSAN'da silah sistemlerinde çalışırken 7 Ağustos 2006'da Ankara'daki Pursaklar-Ayancık Yolu'nda aracının içinde başı ve boğazı kesilmiş halde bulunan 31 yaşındaki mühendis Hüseyin Başbilen'in sır ölümü ile ilgili inceleme tamamlandı.

Saatini ve alyansını çıkarıp otomobilin göğüs konsoluna bırakan Başbilen'in yanında intihar notu dışında bir de 3 cm. açık bir falçata bulunmuştu. Ölüm raporunda Başbilen'in vücudunda bulunan kesiklerden birinin boynun sol tarafında başlayan 20 santimetrelik, diğerinin ise el bileğinde 8santimetrelik yara olarak kayda geçti. Ölümünde bu yaralara bağlı "damar açmaya" sonucu oluşan dış kanama sonucu gerçekleştiği ifade edildi.

ELDE KAN İZİ YOK

Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'ndaki 10 uzmanın hazırladığı raporda; boyunda 'tereddüt kesikleri' olmakla birlikte, ölümün 'kişinin kendisi tarafından yapılmasının mümkün olduğu' yönündeki görüş oy çokluğuyla kabul edildi. 7 uzman 'intihar' raporu verse de 3 uzman "Cinayet' diyerek rapora şerh koydurdu.

Olayın cinayet olduğunu söyleyen uzmanlar, intiharda görülen tereddüt kesiklerinin olmasının önemli olduğunu ancak bunun ortada cinayet yoktur kesinliğini belirtmediğini kaydetti. Muhalif uzmanlar tıbben Başbilen'in kendini keserken ellerine kan sıçramış olması gerektiğine dikkat çekti. 3 uzman "kişinin olay yerinde bulunuş şeklinin otopsi raporunda tarif edilen kesik tarzındaki yaraların nitelikleri ile oluşturdukları harabiyete göre kendisi tarafından yapılmasının mümkün olmadığını" da vurguladı.

2 ÖLÜME DE İNTİHAR

Ölü bulunan iki kişiden ÖDTÜ mezunu Elektrik Mühendisi Halim Ünsem Ünal. ASELSAN'da bir süre çalıştıktan sonra görevinden ayrılan mühendis Ünal, 17 Ocak 2007 tarihinde, Eymür Gölü kenarında ölü bulundu. Kafasından aldığı tek kurşunla öldüğü belirlenen Ünal'ın intihar ettiği açıklandı. ODTÜ mezunu Elektrik Mühendisi Evrim Yançeken'in 26 Ocak 2007'de Batıkent'teki oturduğu binanın 6. katından atlayarak intihar ettiği ileri sürüldü. Evrim Yançeken, olay yerinde hayatını kaybetti. Yançeken'in psikolojik sorunları olduğu ve intihar mektubu yazdığı ifade edildi.



Esrarengiz ölüme otopsi

Esrarengiz ölüme otopsi Aselsan'da görev yapan 3 mühendisin birbiri ardına ölümünü şüpheli bulan Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi, soruşturmanın yeniden yapılmasını istedi.

ASELSAN'ın ölü bulunan ODTÜ'lü mühendislerinden Hüseyin Başbilen'in ölümünün yeniden araştırılmasına karar verildi. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı, Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi. Başbilen'in aile avukatı Birgül Güven, "Mühendisler

NASIL ÖLDÜLER?

ODTÜ mezunu Makina Mühendisi Hüseyin Başbilen:

Geçtiğimiz yıl 7 Ağustos günü Pursaklar Ayancık yolu üzerinde otomobilinde bileği ve boğazı kesilmiş halde ölü bulunmuştu. Başbilen'in bileği ve boğazındaki kesikler ile 'elveda' başlıklı mektubu, ölümün intihar şeklinde gerçekleştiği yönünde olmuştu. Ancak ailesi ASELSAN'da önemli projeler üzerinde çalışan Başbilen'in intihar ettiğini düşünmüyordu.

ODTÜ mezunu Elektrik Mühendisi Halim Ünsem Ünal:

ASELSAN'da bir süre çalıştıktan sonra 2000 yılında görevinden ayrılan mühendis Ünal, 17 Ocak 2007 tarihinde, Eymür Gölü kenarında ölü bulundu. Kafasından aldığı tek kurşunla öldüğü belirlenen Ünal'ın intihar ettiği yönünde rapor verildi.

ODTÜ mezunu Elektrik Mühendisi Evrim Yançeken:

26 Ocak 2007'de Batıkent'teki oturduğu binanın 6. katından atlayarak intihar ettiği ileri sürülen Evrim Yançeken, olay yerinde hayatını kaybetmişti. ASELSAN'da görev yapan Yançeken'in psikolojik sorunları olduğu ve intihar mektubu yazdığı ifade edilmişti.

in ölümü üzerindeki şaibelerin kaldırılması gerekir. " dedi.

SORUŞTURMA GENİŞLETİLECEK

Kamuoyuna ilk kez Hürriyet'in duyurduğu ASELSAN'lı mühendislerin ölümünün üzerindeki şaibeler bir türlü kalkmıyor. ODTÜ'lü 3 mühendisin art arda ölü bulunması, Türkiye gündemine bir anda otururken, ölümler Meclis gündemine dahi taşınmıştı. 7 Ağustos 2006 tarihinde Ankara Ayancık yolu üzerinde otomobilinde sol el bileği iki ve boğazı 20 santim kesilmiş halde bulunan Hüseyin Başbilen'in (30) ölümüyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı "intihar" kararı vererek dosyayı kapattı. Ancak, oğullarının intihar etmediğini ve kuşkularının olduğunu söyleyen Başbilen ailesi, avuklatları Birgül Güven aracılığıyla, Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren Sincan mahkemesi, başsavcılığın aldığı "intihar" kararını bozdu ve soruşturmanın genişletilerek incelenmesini talep etti. Mahkemenin bu kararı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na da gönderildi.

ÖLÜMLER ÜZERİNDEKİ ŞAİBE KALKMALI Ailenin avukatı Birgül Güven, Başbilen'in ölümü üzerinde şaibe olduğunu düşündükleri için kararın bozulmasını talep ettiklerini ifade ederek hurriyet.com.tr'ye şöyle konuştu:

"Soruşturmanın genişletilmesinde nasıl bir yol izleneceği konusunda henüz bir fikir sahibi değiliz. Ancak taleplerimiz arasında, Başbilen'in telefon kayıtlarının geçmişe yönelik tamamen incelenmesi, bilgisayarlarının en ince ayrıntısına kadar kontrol edilmesi ve ASELSAN'da yaptığı görevlerin ayrıntılarıyla incelemeye alınması da vardı. Mühendislerin art arda intiharlarının üzerinde bir şaibe olduğunu düşündüğümüz için bu başvurumuzu yaptık. Mahkemenin izleyeceği yola göre yeniden otopsi yapılması da gündeme gelebilir. Bekleyip göreceğiz."

OĞLUMUZUN İNTİHARINA İNANMIYORUZ

Anne Kezban Başbilen, oğlunun intahar etmediğini düşündükleri için mahkemeye itirazda bulunduklarını hatırlatarak, "Yargı bu olayı yeniden incelemeye aldı. Kararı bizler de merakla bekliyoruz. Biz ilk gün olduğu gibi bugün de oğlumuzun intihar etmiş olduğuna inanmıyoruz" dedi.

ADIM GİBİ EMİNİM HÜSEYİN ÖLDÜRÜLDÜ

Başbilen'in ikiz kardeşi Hasan Başbilen İSE, kardeşinin intihar etmediğini, “öldürüldüğünü” yineledi. "Hüseyin'in ölümüyle ilgili aklımıza her şey geliyor" diyen ikiz kardeşi, kamuoyunda yapılan spekülasyonları da eleştirerek, "Bazı gazeteler, Hüseyin'in ölümünü Mossad ve CIA'ya bağladı. Biz bu kadar net ve açık konuşamıyoruz. Ama her şeyi de düşünüyoruz. Sonuçta devletin çok önemli projelerinde çalışan üst düzey bir isimdi. Onunla her zaman gurur duyacağız" dedi.

OĞLUN ASELSAN'I ÇOK SEVİYORDU

26 Ocak 2007 tarihinde Batıkent'te oturduğu binanın 6. katından atlayarak öldüğü belirlenen yine ASELSAN'ın başka bir mühendisi Evrim Yançeken'in (26) annesi Melek Yançeken ise oğlunun bu kurumda çok mutlu olduğunu ve çalışmak istediği tek yerin ASELSAN olduğunu söyledi. Oğlunun ölümüyle ilgili konuşmak istemediğini söyleyen anne Yançeken, "Acımız çok yeni. Ancak oğlumun hayali her zaman ASELSAN'da çalışmaktı" dedi.

3 MÜHENDİSTE ŞİFRE ÇÖZÜCÜYDÜ

ASELSAN mühendisleri, uçak tanıma sistemlerinin ''millileştirilmesi'' konusundaki başarısından sonra, benzer bir başarıyı ABD güdümlü elektronik sistemlerinin kontrol dışı bırakılması, uydu müdahalesini bertaraf edecek yeni elektronik sistemlerin geliştirilerek silahlı gücümüzün millileştirilmesi için çalışıyorlardı. Böylece ABD'nin havadaki tahtı sallantıya girmişti. Her üçü de ODTÜ mezunu olan Hüseyin Başbilen, Halim Ünsem Ünal ve Evrim Yançeken, özellikle şifre çözme konusunda oldukça uzman mühendislerdi.


Mektubu kim yazdı?
Başbilen'in cebindeki intihar mektubunu kimin yazdığı araştırılıyor.

ASELSAN'daki esrarengiz intiharların ortaya çıkarılması için, mahkemenin yeniden otopsi yapılmasın akarar verdiği Hüseyin Başbilen'in cebinde bulunan mektubun, işe gitmediği bir gün kendi bilgisayarında yazıldığı ortaya çıktı.

Birbiri ardına ASELSAN'da yaşanan şüpheali intiharlar ile ilgili sır perdesi henüz aralanamadı. Ancak son dönemlerde yaşanan gelişmeler, olaylar üzerindeki sır perdesinin aralanması bir yana, daha da karmaşık bir hale getirdi. Ailesini açtığı dava sonuçlandı ve mahkeme Hüseyin Başbilen'in mezarının açılarak yeniden otopsi yapılmasına karar verdi.

Bir diğer gelişme ise Başbilen'in cebinde bulunan "intihar mektubu" ile ilgiliydi. 7 Ağustos 2006 tarihinde Esenboğa Havalimanı yolu üzerinde aracında ölü olarak bulunan mühendis Hüseyin Başbilen'in cebinde "Elveda" başlığıyla yazılmış bir intihar mektubu bulunmuştu. Ancak polis kayıtlarına "intihar mektubu" olarak geçen bu mektubun, Başbilen'in ortadan kaybolduğu gün işyerindeki bilgisayarda yazılmış olduğu ortaya çıktı.

KARARA İTİRAZ ETTİK

Başbilen ailesinin avukatı Birgül Güven, KANAS silahları konusunda uzman olan Başbilen'in üzerinde bulunan mektubun ne zaman ve kim tarafından yazılmış olduğunun belirlenmesi gerektiğini söyledi.

Avukat Birgül Güven, dosyanın Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından "intihar" gerekçesiyle kapatıldığını hatırlatarak, "Aile ile görüşüp sır perdesinin ortadan kaldırılması için karara itiraz edip bazı taleplerde bulunduk. Cep telefonu kayıtlarının geriye dönük ve bilgisayarının detaylı bir şekilde incelenmesini istedik. Öyle sanıyorum ki, şimdi Ankara Cumhuriyet Savcılığı dosya üzerinde detaylı bir inceleme başlatacak" dedi.

MUTLU DEĞİLİM DEMİŞTİ

Hüseyin Başbilen, ortadan kaybolduğu gün, "Cuma namazına gidiyorum" diyerek evden çıktımştı. Eşiyle mutluydu. Ancak üzerinden çıkan mektupta mutsuz olduğu yazıyordu. 4 Ağustos 2006'da evden ayrılan 7 Ağustos 2006 tarihinde ise cesedi bulunan Hüseyin Başbilen'in cebined çıkan mektupta, aynen şunlar yazıyordu:

"Ben artık mutlu değilim. Fiziksel rahatsızlığım yok ama tükendim. Karım, seni seviyorum. Bana hep destek oldun. Ailem beni affedin. Beni bulan 260 .. .. numaralı telefona haber versin."

Mektupta mutsuz olduğunu yazdığı halde karısına "seni seviyorum" diyen, ailesine affetmesi için yalvaran Hüseyin Başbilen'in mutsuz olmasını gerektirecek hiç bir sebep yoktu. İşte tüm bu çelişkiler yumağı, sır perdesinin aralanmasıyla birlikte ortadan kalkacak.




Aselsan'da, birçok önemli proje yürüten ODTÜ mezunu makine mühendisi Hüseyin Başbilen'in, 7 Ağustos 2006 tarihinde aracının içinde ölü bulunmasıyla ilgili başlayan soruşturma devam ediyor.

İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda görevli 10 bilirkişinin hazırladığı ölüm raporunda, 7 kişinin olaya "intihar" demesine rağmen 3 bilirkişinin olayı "cinayet" olarak nitelendirmesi, soruşturmaya yeni bir boyut kazandırdı. Gelinen süreçle ilgili Hürriyet'e ilginç açıklamalarda bulunan Başbilen Ailesi'nin avukatı Birgül Güven, "Kamu adına yürütülen soruşturmada üç bilirkişinin şerh vermesi, Başbilen'in öldürüldüğü şüphelerini daha da artırmıştır. Artık yargının bu olayı bir dava haline getirip tüm detayları incelemesi gerekmektedir" dedi.

Mühendis Başbilen'in ölü bulunduğu gün yanında taşıdığı çantada, brifing için hazırladığı çok önemli proje dosyalarının bulunduğunu belirlediklerini söyleyen Güven şöyle konuştu:

PROJE DOSYASI KAYIP

"Başbilen'in ölü bulunduğu araç içinden çıkan çantasında, projelere ait dosyaların olmadığı tespit edildi. İş yerinde ve evinde yapılan aramalarda da dosyalara ulaşılamadı. Mühendisin, babası Vehbi Başbilen'e dahi göstermediği ve 'bunlar çok gizli porojeler' dediği dosyaların bir anda ortadan kaybolması düşündürücü."

ŞÜPHELİ İSİMLER BELİRLEDİK

Raporda bulunan üç şerhe rağmen soruşturmaya takipsizlik verilmesi halinde AİHM'e kadar gideceklerini belirten avukat Güven şöyle devam etti:
"Başbilen'in ölümüne takipsizlik kararı verilir ve olay yeniden intihar olarak nitelendirilirse, aile adına bireysel dava açacağız ve şikayetçi olacağız. Olayın cinayet olduğu yönünde şüphelerimiz var. Ayrıca cinayetle ilgili bazı şüpheli isimler de belirledik. Öncelikli talebimiz davanın açılması ve Başbilen'in geçmişe yönelik tüm telefon kayıtları ile iş yerindeki bilgisayarının incelenmesidir."