Türkiye'de yıllardır kilitli olan bir kapının açılması için 'demokratik açılım' süreciyle düğmeye basan hükümete destek çığ gibi büyüyor. Sivil toplum örgütleri, akademisyenler, iş dünyası, hemen herkes bu konuda görüşlerini dile getiriyor. Olumlu ya da olumsuz… Ama genel kanı, açılımın gerçekleşmesi ve annelerin artık ağlamaması… Bununla da bitmiyor, Türkiye'nin kardeşlik bağlarıyla sağlam temellere oturtulması… Süreçte iş dünyası da boş durmuyor. Hükümetle aynı görüşleri paylaşan başarılı iş kadını Demet Sabancı Çetindoğan, 20 Ekim'de yöneticisi olduğu Türkiye İş Kadınları Derneği ile 'Hepimiz Anneyiz' organizasyonuna imza atacak. Terörden zarar gören annelerin yaşadıklarına dikkat çekmeyi amaçlayan Demet Sabancı Çetindoğan'la 'Demokratik Açılım'a bakışını konuştuk.
'Hepimiz Anneyiz' nasıl bir organizasyon ve bu organizasyonu düzenleme gayeniz nedir?

Bu, 20 Ekim'de bütün dünyadan önemli konuşmacıların katılacağı, 'Hepimiz Anneyiz' sloganıyla düzenlediğimiz bir organizasyon... Terör ve şiddetten zarar gören anne ve çocukların yaşadıklarına dikkat çekmeyi hedefliyoruz… Bunu benim yöneticilerinden olduğum Türk İş Kadınları Derneği (TİKAD) düzenliyor. Çok önemli bir proje. İçeride ve dışarıda ciddi gündem oluşturacağına inanıyoruz.

Bu platformla neyi amaçlıyorsunuz?

Biz diyoruz ki; hepimiz iş kadınıyız ama hepimizin ortak noktası da anne olmamız. Bu noktada o şehidin annesi de ağlıyor, dağdaki kişinin annesi de… Anneler ağlamasın, bu barışçı ortam bir şekilde gündeme gelsin diye böyle bir açılımla yola çıktık. Aslında biz bunu mayıs ayında yapacaktık, fakat bazı sebeplerden dolayı ekim ayına ertelemek zorunda kaldık. Bu arada zaten 'Demokratik Açılım' Türkiye'nin gündemine geldi.

COLIN POWELL GELECEK

Kimler olacak bu çalışma içerisinde?

Colin Powell gelecek. Dünya Bilim ve Sanat Akademisi'nin başkanı gelecek. Avrupa'dan Amerika'dan birçok akademisyen gelecek. Biz bir anneyle tanıştık. İki oğlu var. Biri dağda terörist, biri ise asker. Yani böyle bir trajik durumlar var Türkiye'de. Bu barış ortamının mutlaka olması lazım.

Bu toplantı ile Başbakan Erdoğan'ın bu yöndeki ciddi ve önemli atılımlarına destek olabilir misiniz?

Tabii, görüş olarak hükümetle paralel gidiyor. Bizim çıkış noktamız da buydu. Annelerin duyarlılığı ve aileleri birleştirici özelliğinden dolayı bu konuda farklılık meydana getirebileceğini düşündüğümüz için böyle bir oluşum başlatmak istedik. Çünkü kaç yaşında olursanız olun bir üzüntünüzde ilk aradığınız kişi anneniz oluyor.

MICHELLE OBAMA'DAN DESTEK

Bu gibi düşünceler oluştuğu ve çalışmalar devam ettiği takdirde teröre bir panzehir olabilir mi?

ABD Başkanı Barack Obama'nın eşi Michelle Obama'nın Türkiye ziyareti olacaktı. Barack Obama, Michelle Obama ile birlikte gelecekti. Fakat sonradan İngiltere'den ülkesine dönmeye karar verdi. Aslında bu konuyla ilgili olarak biz bir toplantı ayarlamıştık kendisiyle. Derneğimiz olarak bir araya gelecektik. Bu konuyu paylaşıp desteklerini isteyecektik. Fakat programı değişince hazırladığımız mektubu Barack Obama'ya ulaştırdık. Michelle Obama'dan çok olumlu bir mektup aldık. Yani şunu gördük ki, aslında bu konuda tüm dünyadaki kadınlarda bir hassasiyet var. Çok da doğal. Çok da doğru bir nokta. İnşallah güzel ses getireceğini düşünüyoruz.

Siz 'Türkiye İş Kadınları Derneği' olarak Avrupa Birliği'ne girebilmemiz adına önemli aktif görevlerde bulunmuştunuz…

Evet önemli işler yaptık. Önümüzdeki aylarda Stuttgart'a gideceğiz. Orada Avrupa Birliği Konseyi ile bir araya geleceğiz. Oradaki ticaret odasında konuşmalar yapacağız. Orası siyasi bir platform ama Türkiye'nin her şeye ihtiyacı var… Dolayısıyla öyle bir program yaptık.


AB'ye üyelik için umutsuz değilim


Avrupa Birliği konusunda umut var mı? Sanki süreç uzadıkça sıkıldık gibi…

Keşke yıllar önce girmiş olsaydık. Ben de süre uzadıkça önemini yitirdiğini düşünüyorum. Hani çok kısa zamanda giriyorsak girelim. Mutlaka faydası var. Ama bu 10-15 seneleri bulacaksa artık bize faydası olur mu, AB hâlâ aynı değerde olur mu bilemiyorum?....

Çok küçük ülkeleri bile kabul ediyorlar. Neden bu kadar uzatıyorlar bu işi sizce?

Kültür farklılığına bağlı olduğunu düşünüyorum. Ekonomik açıdan biraz önce sizin söylediğiniz ülkelerden farkımız yok. Ama kültür farkı var. Din farkı var. Sonra büyük bir nüfusa sahibiz. Onlar için hem avantaj hem dezavantaj. Sanıyorum ondan çekini-yorlar.

Bir Hıristiyan kulübü olarak kalmak isti-yor olabilirler mi? Çünkü girdiğimiz taktirde ilk Müslüman ülke olacağız…

Umutsuz olmayı tercih etmiyorum. Ama artık hakikaten çok kısa zamanda olacaksa olsun yoksa bir anlamı olduğunu düşünmüyorum ileride./yeni şafak