Ülkemizde yaklaşık olarak her 150 gebeden biri böbrek taşı problemi yaşamaktadır. Günümüzde gelişen teknolojilerle kolaylıkla tespit edilebilen böbrek taşları, hamilelik döneminde hem hormonal faktörlerin etkisiyle hem de büyüyen rahimin idrar yollarına baskı yapması nedeniyle önem kazanıyor. 

 

Bulantı, ateş, karın ve bel ağrısı, idrar renginde kırmızılık gibi belirtiler veren böbrek taşları erken doğuma da sebep olabiliyor. Biosan Sorumlu Hekimi Uzman Dr. Okan Gökhan, anne adaylarına, hamilelik öncesinde muhakkak taş kontrolü yaptırmalarını öneriyor ve ekliyor "Hamilelik döneminde progesteron hormonunun gevşetici etkisi ve rahmin idrar yollarına yaptığı baskı nedeniyle böbrek içinde bir miktar genişleme olabilir. Bu dönemde hem taş oluşma riski hem de idrar yollarında enfeksiyon oluşma riski artar. Hastalarda sıklıkla bel, karın ağrısı, bulantı, kusma, idrarda kanama bazen buna eşlik eden ateş şikayetleri bulunur. Yapılacak idrar tahlili, ultrasonografik inceleme genellikle taşın saptanmasında yeterli olur. Tedavi edilmeyen vakalarda ağrı ve enfeksiyon erken doğuma neden olabilir.”

 

HAMİLELİKTE RADYASYON İÇEREN YÖNTEMLER KULLANILMIYOR!
 

Günümüzde taşların saptanmasında ilk tercih edilecek görüntüleme yöntemi direk grafi (röntgen) ve ultrasondur. Bu yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda tomografik inceleme gerekir. Hamilelikte röntgen ve tomografi bebeğe zarar vereceğinden kullanılamaz. Bu durumda ultrason ile taşların saptanması mümkün olmazsa MR Ürografi (manyetik rezonans) tetkiki yapılabilir.

 

HAMİLELERDE TAŞ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
 

Küçük taşların yüzde 70 - 80’inde ilaç tedavisi yeterli olur. Konu için bilgi aldığımız Biosan sorumlu hekimi Dr. Okan Gökhan  hamilelere uygulanan taş tedavisini anlattı: "5 mm ve altındaki taşlarda beraberinde başka sorun yoksa hastanın taşı düşürmesi için gereken ilaç tedavisi, enfeksiyon varlığında uygun antibiyotik tedavisi düzenlenir. Taş büyükse, idrar kanalını tıkamışsa üreteroskopi ile taş kırılarak çıkartılır veya hamilelik süresince vücutta kalacak ince bir tüp (DJ stent) takılarak mevcut tıkanıklık önlenebilir ve taş tedavisi doğum sonrasına bırakılır.”

 

Böbrek taşından korunmak için bunları yapın!
 

• Günde en az 2-2,5 litre su için. Yaz aylarında ise terleme nedeniyle kaybedeceğiniz su miktarını telafi etmek için en az 3 litre su içmeye gayret edin.
• Günlük diyette şeker ve karbonhidrat alımını, aşırı miktarda alkol kullanımını, kuru yemişleri ve aşırı C vitaminini kısıtlayın.
• D vitamini takviyesi alırken doktora danışın.
• Ançuez, sardalya ve sakatat gibi ürik asit seviyelerini arttıran yiyecekleri yemeyin.
• Düşük proteinli diyet uygulayarak vücudunuzdaki ürik asit miktarını sınırlayın.
• İçeriğinde kalsiyum bulunan mide asidini giderici ilaçları alırken dikkatli olun.
• Günde 3 gramdan fazla olmayacak şekilde tuz alımını kısıtlayın.

 

Biosan hakkında


Biosan Biyomedikal Yatırım ve Sanayi AŞ 1986 yılında Türk ve Alman hekimler ve Alman Kalkınma Bankası DEG ortaklığı ile kurulmuştur.
1987 yılında, Türkiye'nin ilk vücut dışından taş kırma ünitesi (ESWL), Biosan Sağlık Merkezi'nde dönemin Sağlık Bakanı tarafından açılışı yapılarak hizmete girmiştir.
1989 yılında ESWL yöntemi ile ilk safra kesesi taşı tedavisi Biosan Sağlık Merkezi'nde gerçekleştirilmiştir.
1990 yılında ABD-Washington'daki ESWL kongresinde Biosan dünyada en fazla çocuk taşı tedavi eden 2 kuruluştan biri olmuştur. Aynı yıl kurucularımızdan Dr. Mahmut TOLON, Akademia Sinica (Çin BilimAkademisi) tarafından Çin'e davet edilen ilk Türk hekimi olarak Pekin'e gitmiştir.

 

ESWL tedavisini takiben kırılan taşların dökülmesi için merkezimizde geliştirilen özel kültürfizik hareketleri dünya tıp literatürüne Biosan Pozisyonları adı ile geçmiştir.
Kurucularımız arasında yer alan Prof. Dr. Rupert WILBRANDT, Prof. Dr. Melih ÖZEN, Prof. Dr. Muzaffer AKKILIÇ, Dr. Jutta C. TOLON, Dr. Mahmut TOLON uzun yıllar sağlık merkezine destek olarak Biosan'ı dünya standartlarında hizmet verir bir merkez haline getirmişlerdir.
Biosan Sağlık Merkezi kurulduğundan bugüne kadar çeşitli yerlerdeki taş tedavi ünitelerinin kurulmasında öncülük etmiş, bu ünitelerde çalışan çok sayıda hekim ve sağlık personelinin eğitimini vermiştir.


Özel BİOSAN Polikliniği, 2005 yılında gelişen teknolojiye ayak uydurarak yenilenen cihazıyla (Piezolith 3000) multidisipliner yaklaşımla Ortopedi, Gastroenteroloji ve Üroloji branşlarında vücut dışından şok dalgalarıyla tedavi (ESWL - ESWT) hizmetine devam etmektedir.