Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ''İsteyen milletin hastanesinde çalışır, isteyen üniversite hastanesinde çalışır, isteyen de özel sektörde çalışır. İkisi beraber olmuyor, ikisi beraber olunca eğitim aksıyor, araştırma aksıyor'' dedi.

Kahramanmaraş'ta düzenlenen ''Ortak akıl'' toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akdağ, hedeflerinin şehirlerin sağlık açısından kendine yeter hale gelmesini sağlamak olduğunu söyledi.

Kahramanmaraş'a büyük bir şehir hastanesi inşa ettiklerini, buna ek binalar yapacaklarını, şehrin gerek sağlık turizmi gerekse şehre vereceği hizmetler açısından gelişmesi için mutlaka üniversiteyle, tıp fakültesiyle, öğretim üyeleriyle işbirliği yapmak gerektiğini ifade eden Akdağ, ''Devlet hastaneleri yerine şehir hastaneleri ismini kullandınız bunu biraz açabilir misiniz?'' sorusunu şöyle yanıtladı:

''Cumhuriyet kurulduğunda hastanelerin adı millet hastaneleriydi, zamanla bunlar devlet hastanelerine döndü şimdi biz buna şehir hastaneleri diyeceğiz. Devlet hastanesi tanımı daha çok hizmeti veren tarafı tanımlıyordu oysa hizmeti alan tarafı tanımlamayı daha önemli buluyoruz. Daha sivil bir isim ve halk tarafından kendisine daha sıcak gelecek bir isim olacaktır. Bundan devlet tanımını küçümsediğimiz anlamı sakın çıkarılmasın. Ama buralar insana, şehre, millete hizmet veren yerlerdir. Bu kavramı bizim getirmemiz lazımdır. Başbakanımızın talimatıyla bu yaptığımız mükemmel hastanelere şehir hastaneler ismi veriyoruz. Kahramanmaraş'ta da bu ismi veriyoruz.''

-''İKİSİ BERABER OLMUYOR''

Akdağ, bir gazetecinin, ''Tam Gün Yasası ile ilgili özellikle tıp fakültesi öğrencilerinin şikayetleri dillendiriliyor'' ifadesi üzerine ise öğrencilerin şikayetini duymadığını belirtti.

Bakan Akdağ, şöyle devam etti:

''Aslında tıp öğrencilerinin ana şikayeti, hocalarının öğleye kadar çalışıp muayeneye gitmeleri ya da öğleden sonra özel hasta bakarak öğrencisiyle asistanlarıyla ilişkisini kesmeleriydi. Tam tersine bu ilişkiyi sağlayacak düzenlemeler yaptık. Bakın Kahramanmaraş'taki üniversitemizde şu anda 80'in üzerinde öğretim görevlisi var ve buradaki öğretim görevlimizin hepsi tam gün çalışıyor. Artık hepsi tam gün çalışıyor. Bu kanun hükmündeki kararnameyi yapmadan önce her 100 uzmanın 97'si tam gün çalışıyordu. Birilerinin iddia ettiği gibi ortada bir problem yok.

Artık bu meseleyi ülkemiz büyük ölçüde çözmüş durumda. Bu ilişkiyi devam ettiren hocamızı da hazırlanan kanuni düzenlemeyle kararlarını vermeye çağırmış olduk. İsteyen milletin hastanesinde çalışır, isteyen üniversite hastanesinde çalışır, isteyen de özel sektör de çalışır. İkisi beraber olmuyor, ikisi beraber olunca eğitim aksıyor, araştırma aksıyor. İkisi beraber olduğunda söylemeye dilim varmıyor ama hastaneler ticarethaneye dönüşüyor, milletin hastanesi...Buna izin vermeyeceğiz.''

-BEBEK ÖLÜMLERİ-

Bir gazetecinin bebek ölümlerinin azaltılmasına yönelik katkıları dolayısıyla ödül almasını hatırlatması üzerine Akdağ, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile Türkiye'nin bu konuda büyük bir başarı gösterdiğini vurguladı.

Bebek ölümlerini büyük oranda düşürdüklerini, şu anda doğan her bin bebekten yaklaşık olarak 10'unun hayatını kaybettiğini ifade eden Akdağ, ''Bunu önümüzdeki yıllarda 10'un altına, 2015'in sonuna kadar 7'ye kadar çekmeyi şu anda hedeflemiş durumdayız. Tabii bana verilen bu ödül aslında hükümetimizin başta Başbakanımızın sağlığa verdiği önem, Sağlıkta Dönüşüm Programı ve bunlardan da önemlisi bu işe gönül koyan gece gündüz çalışan değerli sağlık çalışanlarının, doktorların başarısını yansıtmaktadır. Sadece benim başarım değildir'' diye konuştu.

Akdağ, ortalama olarak her 200 bin kişiye toplum esaslı ruh sağlığı merkezi kurduklarını, eskisi gibi ''hastaları böyle hastanelere yığalım'' anlayışında olmadıklarını, bu anlayışı değiştirdiklerini belirtti.

Bu hastaları günlük aktivitelerini yapacakları, akşam da evlerine götürülebilecek merkezler geliştirdiklerini dile getiren Akdağ, bunun çok daha insani bir yaklaşım olduğunu ve uygulamanın kişilerin sosyal uyumunu çok daha kolaylaştıracağını bildirdi.

-İTHAL DOKTOR TARTIŞMASI-

Yabancı doktorların Türkiye'de çalışmasıyla ilgili kanuni düzenleme hazırlığı yaptıklarını, bunu Sağlık Bakanlığı'nın teşkilat yasası içine ya da başka bir kanun içine koyacaklarını ifade eden Bakan Akdağ, ''Bu ülkenin bir ihtiyacı. Türk doktorları dünyanın her yerinde çalışabiliyorsa başarılı olan kabiliyetli olan Türkiye'yi bilen iyi bir eğitim almış diğer doktorların da Türkiye'de çalışması gerekir. Bu hem vatandaşımıza bir destek olacaktır hem de Türk doktorlarına destek olacaktır. Türkiye'de doktorların üzerinde bir iş yükü var. YÖK'le birlikte bu kriterleri belirlenecek. Biz de buna katkı sağlayacağız'' dedi.

Akdağ, ''polikarbon damacalarının cam şişelere dönüştürülmesiyle ilgili çalışma var mı?'' şeklindeki soru üzerine ise ''Bizim genel prensibimiz var. Kamuoyunda tartışılan konular için Sağlık Bakanı olarak benim tartışmaya balıklama atlama gibi adetim yok. Bu tip konular gündeme getirildiğinde konunun uzmanlarından heyet oluşturuyoruz'' diye konuştu.

A.A.