Görüşlerini belirten ADD Aydın Şube Başkanı Günver Güneş, “1908 yılında sansürün kaldırılması Türk Basın Bayramı olarak kutlanagelmektedir. II. Abdülhamit’in baskıcı yönetim anlayışı basına kadar ulaşmış, temel hakların ve özgürlüklerin kullanımı bu baskıcı yönetim anlayışı nedeniyle gecikmiştir. Yaklaşık 150 yıllık bir geçmişi bulunan Türk Basının bugün gelmiş olduğu nokta özgürlükler bahsinde şüphesiz geçmişle kıyaslandığında iyi bir konumdadır. Ama yine de sorunlar yok değildir. Sorunlar sorumluluklarla beraber aşılacaktır. Bundan hiç şüphem yok. Bu vesile ile Tüm basın emekçisi arkadaşlarımın Bayramlarını kutlarım.” dedi. 

BASINDA SANSÜR ÇAĞDIŞI BİR UYGULAMADIR

Dünyanın her yanında iktidar gücü için medya önemlidir. 4. Güç denen medya demokrasilerin vazgeçilmezidir. Bundan ilk vazgeçenler diktatörler olmuşlardır.

Basının toplum adına üstlendiği görevleri yerine getirebilmesi için özgür olması, her türlü güç ve baskı karşısında korunması ve sansür gibi çağdışı uygulamalardan uzak tutulması gereklidir. Çağdaş özgürlükçü demokrasilerin temel öğelerinden olan basının demokratik düzenin sağlıklı işlemesi yönünden vazgeçilmez bir işlev üstlenmiştir. Haber verme, denetim, eleştiri yapma, kamuoyunu bilgilendirme ve oluşturma, kurumlarla bireyler arasında bilgi akışını sağlama, özgür tartışma ortamı yaratarak toplumsal bilinci güçlendirme, toplumu eğitme ve düşünce dünyasını zenginleştirme gibi yaşamsal sorumlulukları bulunan basın bu yönüyle kamusal bir görev ve sorumluluğu yerine getirmektedir. Açıktan ya da örtülü sansür uygulamalarıyla basın özgürlüğünün kısıtlaması dolayısıyla halkın bilgi edinme hakkının sınırlandırılması toplumun susturulması anlamına gelmektedir. Basının özgür olmadığı ülkelerde demokratik değerlerin yaşam bulması ve tabana yayılması kolay olmayacak, basın toplum ve bireylerin sesi olma işlevini yitirecektir.

Türkiye’de toplatılan imha edilen gazete ve dergi ve kitapların haddi hesabı yoktur. Ülkemizin halen ayıbı olarak halen tutuklu gazetecilerinin sayısı onlarla ifade edilmektedir. Gazeteciler ve tv programcıları siyasetçilerin işaretleri ile işlerinden olmakta, yazıları ve programları kontrol altında tutulmaktadır. Basına yönelik sansürcü anlayış internet ortamına kadar uzanmış durumdadır. Türkiye’de basın mensubu olmak zor iştir. Bu uğurda basın camiası ağır bedeller ödemiştir.

Mesleğinin en iyi örnekleri ya hapisten geçmiş, ya faili meçhul suikasta kurban gitmiştir. Bugün Türkiye’de özgür basının idealleri Silivri Cezaevinde yatarken, kendi bayramlarını yaşayamayarak ödediği bir bedel var. Şunu herkes çok iyi bilmelidir ki demokrasi ile sansür arasında doğrudan bir bağ bulunmaktadır. Eğer demokrasi yoksa basın özgürlüğü de düşünce ve ifade özgürlüğü de olmayacaktır. Yaşanan tüm sıkıntılara karşın Türk basını, her zaman sorumluluklarını sorunlarından üstün tutmuş, demokrasinin ve özgürlüklerin gelişimine katkıda bulunmuş, gericiliğe ve bağnazlığa, ırkçılığa, ayrımcılığa, ayrılıkçılığa ve bölgeciliğe ödün vermemiş, ulusal çıkarlarımızı ilgilendiren tüm konularda sorumlu ve duyarlı yaklaşımlarını Cumhuriyetin değiştirilemez niteliklerine bağlılıkla sürdürmüştür. Bu uğurda aydınlanmanın da öncüleri olmuşlardır.

Basında sansürün kaldırılışının 104. Yıldönümünde haber alma özgürlüğünün tarafsız, özgür ve dinamik unsurları olan meslek etiğini gözeten, ilkeli, sorumlu, dürüst, doğru habercilik anlayışına sahip evrensel çalışma ilkelerinden ayrılmadan, her şartta fedakarca çalışan değerli basın mensuplarımızın daha iyi çalışma şartlarına kavuşması temennimizle tüm basın mensuplarımızın 24 Temmuz Basın Bayramını Kutlarız.

 

 aydinpost-twitter.png aydinpost-facebook.png