Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Orhan Koç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2003 yılında başlayan Sağlıkta Dönüşüm Projesi kapsamında vatandaşların hekime erişimini hızlandırdıklarını, bu noktada karşılaşılan engelleri birer birer kaldırdıklarını söyledi.

Ocak 2010 tarihinde ''Evde Sağlık Hizmeti''nin uygulamaya girdiğini belirten Koç, uygulamanın yatağa bağımlı, hastaneye gidemeyecek durumdaki hastalara ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerini, evlerinde ve bulundukları aile ortamında sağlık ekipleri tarafından verilmesini kapsadığını ifade etti.

Evde Sağlık Hizmetleri içerisinde, tetkik, tedavi, pansuman, yara bakımı, sonda uygulamaları, fizik tedavi, rehabilitasyon, ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin yanı sıra, yeni doğan sarılığı olan bebeklere fototerapi tedavisinin de yapıldığını anlatan Koç, ayrıca hasta ve yakınlarına psikoloji ve sosyal destek hizmetleri ile birlikte eğitim hizmetlerinin de verildiğini söyledi.

Koç, hastaların sağlık raporları ve ilaç reçetelerinin, sağlık ekipleri tarafından hastaların hastaneye götürülmeksizin bulundukları ortamda düzenlendiğini ve temin edildiğini dile getirerek, gerektiğinde hastaların evlerinden sağlık aracıyla sağlık ekibi tarafından hastaneye nakledildiğini ve hastanedeki işlemleri tamamlandıktan sonra da tekrar evlerine gönderildiğini belirtti.

Evde Sağlık Hizmetlerine 81 ilde ''444 38 33'' telefon hattından ve aile hekimleri aracılığıyla ulaşılabildiğini ifade eden Koç, ''Bu telefon arandığında, o ildeki evde sağlık birimi çıkıyor. Hakkari' de de Ağrı' da da Edirne'de de ulaşılabiliyor. Arama yapıldığında en yakın sağlık tesisi ya da aile hekimi hastaya gidiyor. Hasta, köyde, kırsalda, yayladaysa o zaman gezici ekipler devreye giriyor. Kurulan sistemle, tüm coğrafyadaki hastalarımıza ulaşılabiliyor'' diye konuştu.

-''ALTMIŞ BİN HASTA HİZMETTEN FAYDALANDI''-

Koç'un verdiği bilgiye göre, ''Evde Sağlık Hizmetleri Türkiye genelinde faaliyet gösteren 516 adet evde sağlık birimi, 43 mobil ekip ve 15 ağız ve diş sağlığı merkezi tarafından toplam 523 araçla yapılıyor.

2011 yılı Nisan ayı itibariyle 60 bin hasta hizmetten faydalandı. Hedef, 2011 yıl sonuna kadar 100 bin hastaya hizmet vermek. Nihai hedef 140 bin hasta olarak gösteriliyor.

Huzurevleri ve çocuk yuvalarında ihtiyacı olanlar da bu hizmetten yararlanabiliyor.''

Evde sağlık hizmeti alan hastaların kullanımına verilen tıbbi cihazlar, şöyle:

''248 adet şeker ölçüm cihazı, 91 adet oksijen tüpü ve manometre, 98 adet havalı yatak, 79 pulse oksimetri, 75 nebülizatör, 34 ev tipi aspiratör, 4 adet ev tipi invaziv mekanik ventilatör, 54 adet fonksiyonlu hasta karyolası, 98 havalı yatak, 1 adet ısıtıcılı nemlendirici, 10 adet likit oksijen kaynağı, 2 adet mikro insülin pompası, 62 nebülizatör, 6 adet non-invaziv vent., 31 oksijen konsantratörü, 91 oksijen tüpü ve manometresi, 6 solunum fonksiyon cihazı ve 80 pulse oksimetre.''

Hastalık gurupları incelendiğinde; yüzde 44'ünü nörolojik ve psikiyatrik hastalıklar, yüzde birini yatağa bağımlı kan hastalıkları, yüzde 21'ini kardiyovasküler hastalıklar, yüzde 11'ini kronik-endokrin hastalıklar, yüzde 4'ünü hematolojik-onkolojik hastalıklar, yüzde 5'ini akciğer-solunum sistemi hastalıkları ve yüzde 15'ini ortopedi ve travmatoloji hastalıkları oluşturuyor.

Hizmetten çıkarılan hastalar incelendiğinde bu güne kadar, 553 hasta iyileşme nedeniyle, 921 hasta artık tedaviye ihtiyaç duymaması, 163 hasta, kendisinin veya yakınının tedaviyi sonlandırmayı talep etmesi, 46 hastanın tedaviyi ret etmesi, 27 hastada tedaviye yanıt alınamaması, 254 hasta ikamet değiştirmesi ve bin 301 hasta ise yaşamını yitirmesi nedeniyle evde sağlık hizmetinden çıkarıldı.

-''ARTIK DOĞUM GÜNÜNÜ EVİNDE KUTLUYOR''-

Koç, evde sağlık hizmetinin kelimelerle tarifinin gerçekten çok zor olduğunu, bunu en iyi hasta ve yakınlarının bildiğini söyledi.

Evde sağlık hizmeti alan hastalarla ilgili yaşadıklarından örnek veren Koç, şöyle devam etti:

''Bir anne, hastalığı nedeniyle doğduğu günden beri hastanede yatmakta olan 3 yaşındaki kız çocuğunun doğum günlerini bile maalesef hastanede kutlamak zorunda kalıyordu. Evde sağlık hizmeti sayesinde çocuğunu gecekondusunda tek soba yanan odasına çıkardı. Artık ona doyasıya sarılabilmenin mutluluğunu yaşıyor, eşinin hapiste olmasına rağmen yıkılmadan ayakta durabiliyor.

Yaşadığı bu mutluluğu anacak yaşayan biri bilebilir.''