TÜSİAD hazırladığı 'Vizyon 2050 Türkiye' raporu toplantısında konuşan Citigroup Başkan Yardımcısı Di Piazza, 'Dünyadaki üst düzey yöneticiler Türkiye'yi bir fırsatlar merkezi olarak görüyor. Elinizdeki kaynağı rekabetçi bir şekilde kullanırsanız en büyük 10 ekonomi arasına girersiniz' dedi
 
 
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) hazırladığı 'Vizyon 2050 Türkiye' raporunun açıklandığı toplantıda konuşan Vision 2050 Proje Eşbaşkanı, Citigroup Kurumsal Müşteriler Başkan Yardımcısı Samuel A. Di Piazza, 'Türkiye'nin dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden biri olması için her şey yerinde. Bana kalırsa Türkiye bu sonucu elde edecek. Bütün mesele elindeki kaynakları rekabetçi bir şekilde kullanabilmesi. Türkiye, gerçekten  21. yüzyılın kritik bir aktörü olabilir'' diye konuştu. Toplumun ileri gitmemesi halinde iş dünyasının da ileri gidemeyeceğini, toplum çökmüşse iş dünyasının da başarılı olamayacağını ifade eden Piazza, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Dünyadaki üst düzey yöneticilerle konuşulduğunda Türkiye bir fırsatlar merkezi olarak görülüyor, Türkiye'nin bölgedeki performansı yabancı doğrudan yatırımın akışını belirleyecek. Eğer 2050'de de sürdürülebilir olmak istiyorsak, 9 milyar insanın iyi yaşayabileceği bir gezegen planlamalıyız. Daha az kaynakla daha fazla sonuç almanın yolunu bulmalıyız. Ayrıca teknolojinin o kadar önemli olmadığını fark ettik. Düşünme şeklimizi değiştirmek zorundayız. Bunu yaparsak teknoloji zaten arkasından gelecektir. Türkiye bu çözümün bir parçası olabilir.
 
Babayiğit çok siyasi destek lazım
KİBAR Holding Başkan Yardımcısı Ali Kibar, Türkiye'de yerli otomobil üretilmesi yabancı yatırımlara engel teşkil etmeyeceğini belirterek, 'Türkiye'de Türk otomobili yapıldı diye ben yatırımı yapmayacağım diyen bir kuruluş olacağını zannetmiyorum' dedi. TÜSİAD toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kibar, Türkiye'de yerli otomobil üretilmesinin siyasi otoritenin desteği olmadan mümkün olmayacağını, ayrıca finansal maliyetlerinin üstlendiği ve karşılandığı bir ortamın yaratılması gerektiğini kaydetti. Kibar, otomotiv sanayiinin teknolojisi itibarıyla gelişmiş ülkelerin elinde bulunan bir ürün olduğuna dikkati çekerek, 'Tabii ki iç pazarda bir tüketim potansiyeli var. İçeride bugün 40'ın üzerinde marka düşük volümlerle satış yapabilme rekabeti içinde. Burada yerli üretildiği taktirde birincil pazar, iç pazar olacağına göre, iç pazarda bugün AB ile yapılmış anlaşmalardan kaynaklanan birtakım taahhütlerimiz var. AB'de uygulananın dışında, Türkiye'de uygulanan ÖTV var' dedi.
 
2050'de milli gelir 7 trilyon 787 milyar lira nüfus 99.7 milyon
l 2050'de dünya nüfusu 9 milyar olacak.  
l TÜRKİYE nüfusu 2025'te nüfus 89.4 milyon, milli gelir 2 .136 milyar TL olacak. 
l 2050'DE ise 99.7 milyon nüfus ve 7,787.5 milyar TL'lik milli gelir bekleniyor.
l KADINLARIN 1 milyonla erkekleri geçecek. l 2050'DE çalışma çağındaki nüfus olan yüzde 64,5 değerine ulaşacak.
l TRAFİK nedeniyle İstanbul ve diğer kentlerde yaşamak zorlaşacak.
l ÖNLEM alınmazsa dünya 4-6 derece ısınacak. Bu nedenle ekonomi her yıl yüzde 5 oranında daralacak.
 
Ekonomik başarı refahı getirmedi
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, piyasalardaki risk algısının tavana vurduğu şu günlerde bile liderlerin, iç siyasi hesapları nedeniyle çıkış için eşgüdümle hareket edemediğini belirterek 'Para ve maliye politikaları ile refah üretilemiyor, bu gerçeği çok iyi anlamamız gerekiyor' dedi. ABD ve euro piyasalarında yaşanan kriz ve dünyadaki durgunluk beklentisine de dikkati çeken Boyner, ekonomik öngörülerin çok kolay yapılamadığı bir dönemde, elde olan verilerle ve bilimsel temellerde dünyanın sürdürülebilir bir yer olması için uuzun vadeli bakmak zorunda olduklarını söyledi. Boyner, 2008 krizinde genel yaklaşımın 'çok az ve çok geç' önlem almak şeklinde olduğunu savundu. 2050 yılında yaklaşık 9 milyar insanın sınırlı kaynaklar içinde yaşamak zorunda kalacağına işaret ederek 'Türkiye bu resmin neresinde yer alacak' dedi. Boyner şöyle devam etti: Türkiye'nin artık küresel düzeyde söz sahibi olan ülkeler arasında olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında olma hedefi, ancak kalkınmamızı sürdürülebilir kılmamız ile mümkün olacaktır.
 
2023 hedefine Ar-Ge ile gidelebilir
TOPLANTI kapsamında  'Sürdürülebilirlik ve Türk İş Dünyası' konulu oturumda konuşan Koç Holding CEO'su Turgay Durak, hükümetin 2023 için koyduğu hedefleri destekleyebilecek olan yerlerin Ar-Ge merkezleri olduğunu, AB'nin koyduğu yeni regülasyonları dezavantaj olarak görmediklerini bildirdi. Eczacıbaşı Topluluğu CEO'su Erdal Karamercan, 2006'da BM Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni imzaladıklarını, belirterek işçi sağlığı konusunda çalışmalarını anlattı: 6 ayda 1.600 kişiden 360 kişi sigarayı bıraktı. Önümüzdeki 6 ay içinde bu rakamın iki misline çıkacağını düşünüyoruz. Mesai içinde sigara içilmesini de yasakladık. Avea CEO'su Erkan Akdemir de sürdürülebilirliğin artık çok zenginleşmiş bir kavram haline geldiğini belirterek 'Artık ekonominin itici faktörü, aynı şekilde verimliliği de artıran bir faktör olduğunu düşünüyoruz' dedi. Sabancı Holding Çimento Grubu Başkanı Mehmet Göçmen de atıklardan elde ettikleri enerji çalışmalarını anlattı.Elinizdeki kaynağı kullanırsanız Türkiye 21. yüzyılın aktörü olur
TÜSİAD hazırladığı 'Vizyon 2050 Türkiye' raporu toplantısında konuşan Citigroup Başkan Yardımcısı Di Piazza, 'Dünyadaki üst düzey yöneticiler Türkiye'yi bir fırsatlar merkezi olarak görüyor. Elinizdeki kaynağı rekabetçi bir şekilde kullanırsanız en büyük 10 ekonomi arasına girersiniz' dedi
 
 
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) hazırladığı 'Vizyon 2050 Türkiye' raporunun açıklandığı toplantıda konuşan Vision 2050 Proje Eşbaşkanı, Citigroup Kurumsal Müşteriler Başkan Yardımcısı Samuel A. Di Piazza, 'Türkiye'nin dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden biri olması için her şey yerinde. Bana kalırsa Türkiye bu sonucu elde edecek. Bütün mesele elindeki kaynakları rekabetçi bir şekilde kullanabilmesi. Türkiye, gerçekten  21. yüzyılın kritik bir aktörü olabilir'' diye konuştu. Toplumun ileri gitmemesi halinde iş dünyasının da ileri gidemeyeceğini, toplum çökmüşse iş dünyasının da başarılı olamayacağını ifade eden Piazza, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Dünyadaki üst düzey yöneticilerle konuşulduğunda Türkiye bir fırsatlar merkezi olarak görülüyor, Türkiye'nin bölgedeki performansı yabancı doğrudan yatırımın akışını belirleyecek. Eğer 2050'de de sürdürülebilir olmak istiyorsak, 9 milyar insanın iyi yaşayabileceği bir gezegen planlamalıyız. Daha az kaynakla daha fazla sonuç almanın yolunu bulmalıyız. Ayrıca teknolojinin o kadar önemli olmadığını fark ettik. Düşünme şeklimizi değiştirmek zorundayız. Bunu yaparsak teknoloji zaten arkasından gelecektir. Türkiye bu çözümün bir parçası olabilir.
 
Babayiğit çok siyasi destek lazım
KİBAR Holding Başkan Yardımcısı Ali Kibar, Türkiye'de yerli otomobil üretilmesi yabancı yatırımlara engel teşkil etmeyeceğini belirterek, 'Türkiye'de Türk otomobili yapıldı diye ben yatırımı yapmayacağım diyen bir kuruluş olacağını zannetmiyorum' dedi. TÜSİAD toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kibar, Türkiye'de yerli otomobil üretilmesinin siyasi otoritenin desteği olmadan mümkün olmayacağını, ayrıca finansal maliyetlerinin üstlendiği ve karşılandığı bir ortamın yaratılması gerektiğini kaydetti. Kibar, otomotiv sanayiinin teknolojisi itibarıyla gelişmiş ülkelerin elinde bulunan bir ürün olduğuna dikkati çekerek, 'Tabii ki iç pazarda bir tüketim potansiyeli var. İçeride bugün 40'ın üzerinde marka düşük volümlerle satış yapabilme rekabeti içinde. Burada yerli üretildiği taktirde birincil pazar, iç pazar olacağına göre, iç pazarda bugün AB ile yapılmış anlaşmalardan kaynaklanan birtakım taahhütlerimiz var. AB'de uygulananın dışında, Türkiye'de uygulanan ÖTV var' dedi.
 
2050'de milli gelir 7 trilyon 787 milyar lira nüfus 99.7 milyon
l 2050'de dünya nüfusu 9 milyar olacak.  
l TÜRKİYE nüfusu 2025'te nüfus 89.4 milyon, milli gelir 2 .136 milyar TL olacak. 
l 2050'DE ise 99.7 milyon nüfus ve 7,787.5 milyar TL'lik milli gelir bekleniyor.
l KADINLARIN 1 milyonla erkekleri geçecek. l 2050'DE çalışma çağındaki nüfus olan yüzde 64,5 değerine ulaşacak.
l TRAFİK nedeniyle İstanbul ve diğer kentlerde yaşamak zorlaşacak.
l ÖNLEM alınmazsa dünya 4-6 derece ısınacak. Bu nedenle ekonomi her yıl yüzde 5 oranında daralacak.
 
Ekonomik başarı refahı getirmedi
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, piyasalardaki risk algısının tavana vurduğu şu günlerde bile liderlerin, iç siyasi hesapları nedeniyle çıkış için eşgüdümle hareket edemediğini belirterek 'Para ve maliye politikaları ile refah üretilemiyor, bu gerçeği çok iyi anlamamız gerekiyor' dedi. ABD ve euro piyasalarında yaşanan kriz ve dünyadaki durgunluk beklentisine de dikkati çeken Boyner, ekonomik öngörülerin çok kolay yapılamadığı bir dönemde, elde olan verilerle ve bilimsel temellerde dünyanın sürdürülebilir bir yer olması için uuzun vadeli bakmak zorunda olduklarını söyledi. Boyner, 2008 krizinde genel yaklaşımın 'çok az ve çok geç' önlem almak şeklinde olduğunu savundu. 2050 yılında yaklaşık 9 milyar insanın sınırlı kaynaklar içinde yaşamak zorunda kalacağına işaret ederek 'Türkiye bu resmin neresinde yer alacak' dedi. Boyner şöyle devam etti: Türkiye'nin artık küresel düzeyde söz sahibi olan ülkeler arasında olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında olma hedefi, ancak kalkınmamızı sürdürülebilir kılmamız ile mümkün olacaktır.
 
2023 hedefine Ar-Ge ile gidelebilir
TOPLANTI kapsamında  'Sürdürülebilirlik ve Türk İş Dünyası' konulu oturumda konuşan Koç Holding CEO'su Turgay Durak, hükümetin 2023 için koyduğu hedefleri destekleyebilecek olan yerlerin Ar-Ge merkezleri olduğunu, AB'nin koyduğu yeni regülasyonları dezavantaj olarak görmediklerini bildirdi. Eczacıbaşı Topluluğu CEO'su Erdal Karamercan, 2006'da BM Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni imzaladıklarını, belirterek işçi sağlığı konusunda çalışmalarını anlattı: 6 ayda 1.600 kişiden 360 kişi sigarayı bıraktı. Önümüzdeki 6 ay içinde bu rakamın iki misline çıkacağını düşünüyoruz. Mesai içinde sigara içilmesini de yasakladık. Avea CEO'su Erkan Akdemir de sürdürülebilirliğin artık çok zenginleşmiş bir kavram haline geldiğini belirterek 'Artık ekonominin itici faktörü, aynı şekilde verimliliği de artıran bir faktör olduğunu düşünüyoruz' dedi. Sabancı Holding Çimento Grubu Başkanı Mehmet Göçmen de atıklardan elde ettikleri enerji çalışmalarını anlattı.