Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle Kuşadası EKODOSD ile Söke'nin Yeşilköy Muhtarlığı Azap Gölü'nde ortak bir kutlama etkinliği düzenledi. EKODOSD üyeleri ve Yeşilköy'lüler Azap Gölü'ndeki kuşları teleskoplar ve dürbünlerle izledi. Yeşilköy Muhtarı Ahdettin Topan, "İlk kez kuşları böyle teleskopla izledim. Gölümüz canlılarıyla, manzarasıyla çok güzel bir göl. Azap Gölü 2007 yılında kurudu. Geçen yıl ve bu yıl taşkınlar oldu. Taşkınların bize maliyeti pahalıya patladı. İklimler çok değişti. Bir yıl
bakıyoruz her taraf kupkuru, ertesi yıl her taraf sular altında. Ayrıca sebze diktiğimiz tarlalar, sera yaptığımız alanlarda suların altında. Bizim bölgenin sular altında kalmasının nedeni, gölün batısından kıvrımlı olarak geçen menderes nehrinin içinde biriken ağaçlar ve çalılar yüzünden su taşkınları oluyor. Sonuçta bizler mağdur oluyoruz" dedi.
2007 yılında meydana gelen kuraklıktan dolayı Azap Gölü tamamen kuruduğunda balıkların hepsi telef olmuştu. Bugün yapılan etkinlik sırasında gölde avlanma ihalesini alan Yeşilköy'lü Mehmet Dalkılıç'ın yöre halkının sarıbalık dediği pullu sazan, aynalı sazan ve meriç sazanı avlaması büyük dikkat çekti. Yeşilköylü Mehmet Dalkılıç, "Günde ancak 10 kilo balık yakalayabiliyorum. Çünkü Menderes taştığında sular gölle birleşiyor ve gölde yumurtada olan balıkların çoğu menderese kaçıyor. Bunun tersi de oluyor.
Barajlardan göle yerli olmayan balık türleri de giriyor" dedi.

Kuşadası EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü de, sulak alanların yeniden eski haline dönmesinin sevindirici bir gelişme olduğunu belirterek, "Bunun yanında kirlilik tehlikesi ise yeniden baş göstermeye başlamış. Yeşilköy'lülerle yaptığımız sohbette, gölde eskiden görülmeyen yosun türlerinin görüldüğünü, sazlıkların kurumaya başladığını söylediler. Bu sorunların menderesin kirli suları ve tarımsal ilaçların yol açtığını belirttiler. Bölgemizdeki sulak alanlar genellikle Büyük Menderes Havzası'nın en alt noktalarında yer almaktadır. Bu nedenle havza boyunca yerleşim alanlarının ve sanayi tesislerinin kimyasal ve evsel atık suları ve tarım alanlarının drenaj sularının tamamı menderes vasıtasıyla bu sulak alanlara ulaşmaktadır. Sulak alanlarımızın korunması ve akılcı kullanımı konularında ilgili kurumlar başta olmak üzere sanayicilerin, belediyelerin, tarımcıların, balıkçıların, yöre halkının, sivil toplum örgütlerinin biraraya gelerek sorunları tespit edip, birlikte çözümler üretmeleri gerekmektedir.
Çocukların geleceği olan sulak alanları koruyamazsak, gelecekte çocuklar hep ağlamaya devam edecektir. Bölgemizin önemli 3 sulak alanından biri olan Azap Gölü'nün mutlaka koruma statüsüne kavuşması gerekir" dedi.

AZAP GÖLÜ SULAKALANI

Azap Gölü, ılıman iklimin koşullarının olduğu bir sulak alan ekosistemidir. İon kıyı kentlerinden Myus'a çok yakındır. Göl kıyısındaki tepelerde antik döneme ait kaya mezarları bulunmaktadır. Azap Gölü değişik özelliklerdeki zengin bitki çeşitliliği ile çok sayıda kuşa kuluçka imkanı sağlamakta, göç esnasında konaklayan ve kışlayan kuşlar için cazip bir ortam oluşturmaktadır. Küçük Karabatak ve Tepeli Pelikan gibi nesli tehlike altında olan türlerde kış aylarında beslenme amacıyla Azap Gölü'ne gelmektedir. Gölde yöre halkı tarafından geleneksel biçimde pinter ve ağlarla balık avcılığı da yapılmaktadır. Kış aylarında göle yerli-yabancı birçok kuş gözlemcisi gelmektedir.