Kim Jong-un başkanlığında yönetilen Kuzey Kore dünyanın en dışa kapalı ve 'gizemli' ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor.Ülke uzun bir süre boyunca koronavirüsün (Kovid-19) görülmediği tek ülke olduğu iddiası ile gündemdeydi.Kuzey Kore pandeminin ortaya çıkmasından neredeyse 2.5 yıl sonra ilk Koronavirüs vakasını açıkladı.Bir süredir Koronavirüs ile mücadele veren ülkeden dünyanın gündemine oturan bir açıklama geldi.VİRÜSÜN NEREDEN GELDİĞİNİ AÇIKLADILARİngiliz Guardian gazetesinde yer alan habere göre, ülkedeki koronavirüs salgınının kaynağı düşman kardeş Güney Kore.Devlet güdümündeki KCNA haber ajansı ülkedeki koronavirüs salgınının halkın Güney Kore sınırına yakın bölgeye düşen 'yabancı cisimlere' dokunmasıyla başladığını öne sürdü.Güney Kore'deki aktivistler yıllardır Kuzey Kore'ye propaganda balonları gönderiyor.VAKA SAYISI 5 MİLYONA İLERLİYORBugün 4 bin 570 yeni vakanın görüldüğü ülkede toplam vaka sayısı 5 milyona doğru hızlı adımlarla ilerliyor.Kuzey Kore 12 Mayıs'ta ilk Covid-19 vakasını resmi olarak doğrulamış, 25 milyonluk ülke virüsün adına atıfta bulunmadan ardı ardına yüzbinlerce kişide "yüksek ateş" belirtisi gözlendiğini dünyaya duyurmuştu.Uzmanlar tıbbi ekipman yetersizliği nedeniyle kesin vaka sayısının tespit edilemediği yorumunda bulunurken, salgının ilk günlerinde devlet mekanizmalarının sağlık krizini yönetmedeki başarısızlığından şikayet eden lider Kim Jong Un, acil durum ilan ederek tedbirlerin artırılması talimatı verdiği kamuoyuna yansımıştı.Kim Jong Un bu kapsamda ülke çapında Covid karantinaları emri vermişti.AŞI KARARI PAHALIYA MAL OLDUKuzey Kore, hem Çin yapımı Sinovac aşısı hem de AstraZeneca aşıları için kendisine yapılan teklifleri reddederek nüfusuna bir Covid-19 aşı programı uygulamadı.Bu nedenle pek çok ülkede sonuna gelinen pandeminin bu ülkede etkisi sürdürmesinden korkuluyor. Uzmanlar ülkenin sert pandemi önlemleri alarak Çin'dekine benzer bir yol izleyebileceğinin de altını çiziyor.Ülke, pandeminin başlangıcından bu yana sınırlarını kapalı tutarak virüsü dışarıda tutmayı amaçlamıştı.Bu politikası ise yoksul ülkeye gerekli malzemelerin akışı büyük ölçüde azaldığından korkunç bir ekonomik duruma ve gıda kıtlığına yol açtı.