Evimize aldığımız en küçük birelektronikaletin bile kullanım kılavuzunu yanında alırız. Bu kılavuzun önerdiği istikamette eşyamızı kullanırız ki uzun ömürlü olabilsin. “Mal canın yongasıdır” fehvasınca kullandığı eşyasına özenle bakan- bakması da gereken- insanlar, bu konuya çok hassasiyet göstermektedirler.
 
Kainatın en önemli meyvesidir insan. Her şeyiyle bütün mevcudat insan için yaratılmış ve onun hizmetine sunulmuş. Ancak insan, yaratılışı itibariyle potansiyel olarak insandır. Realite planında insan olabilmesi için de eğitime ihtiyacı vardır. 
 
Bilginin ve eğitimin çok değer kazandığı günümüz dünyasında neredeyse her şeyin bir eğitimi verilmekte. İş için bir yere başvurduğumuzda bizden öncelikle istenen, varsa aldığımız eğitimin ve gittiğimiz kursların belgeleri. 
 
Fıtri bir ihtiyaç olmasından mıdır nedir son derece önemli olduğu halde eğitimi verilmeyen, zorunlu olmayan, şartları müsait olan her kesin yapabildiği bir iştir evlilik. Oysa burada kurulan bir insan fabrikası. Basit bir fabrika bile kurmak için bir sürü bilgi ve belgeye ihtiyaç duyulduğunu göz önüne aldığımızda evlilik gibi insan ve toplum açısından hayati öneme haiz bir olayda neden hiçbir bilgi ve belge istenmemektedir? Evlenen kişilerin evliliğe ne kadar hazır olduklarının, karşı cins hakkındaki bilgilerinin, eşlerin psikolojik durumlarının evliliğe uygun olup olmadığının hiç bir önemi yok mudur?
 
Günümüzde hızla artan evlilik problemleri ve boşanmalar evlilik kurslarını zorunlu hale getirmiştir. Evlilik gençlerin sadece duygularına bırakılmayacak kadar çok bilinmeyenli bir denklem olduğu için için gerek devlet gerekse sivil toplum bu konuya acilen el atmalıdır. Kurulacak çok yönlü ve donanımlı müesseselerde işin uzmanları tarafından evlenmek isteyen gençlerin başta psikolojik durumlarının evliliğe uygun olup olmadığı masaya yatırılmalı. Sonra da karşı cinsin fıtri özellikleri detaylı bir şekilde anlatılmalı, beklentiler realize edilip gençler evlilik okulunda en güzel şekilde yetiştirilmelidir. 
 
Başvurduğumuz her kurumda bizlerden gerekli belgeyi isteyen devletimiz de evlilik için kendisine başvuran vatandaşlardan öncelikle evlilik sertifikalarını istemelidir. Sertifikası olmayanların evlenmesine de müsaade etmemelidir.
 
Böyle bir sertifika olmaksızın yapılan evlilikler bilinçsizce yapıldığı için ya çiftler deneme yanılma yöntemiyle evliliği öğrenmekte ya da bu sürece katlanamayıp boşanmayı tercih etmekteler. Bir de çocukları varsa asıl cinayet işte o zaman işlenmekte. Hiçbir şeyden habersiz, hamuru yoğrulmak üzere anne-baba’ya emanet edilen yavrular çok küçük yaşlarda takatinin üzerinde yüklere maruz kalmakta ve topluma psikolojisi bozuk bir halde dahil olmaktadırlar. 
 
Aile cinayetlerine değiştirdiği bazı kanunlarla engel olmaya çalışan hükümet bu şekilde ancak sivrisineklerle mücadele etmektedir. Nitekim bu değişikliklerin cinayetleri önlemede yeterli olamadığı gözlenmektedir. Böyle yapmak yerine sosyal devlet anlayışının da bir gereği olarak evlenmek isteyen herkesin bir okul gibi gitmesinin zorunlu olacağı evlilik eğitimi kurslarıyla problemi çözmeye çalışırsa sanırım bu metot diğerlerine göre çok daha çözüm endeksli olacaktır.