Sağlık uzmanları, son dönemlerde mevsim normallerinin üstünde seyir eden sıcaklar ve 16 saati aşan oruç zamanı nedeniyle, oruçlu olanlara ilaç gibi gelecek menüler tavsiye etti. Sahur öncesinde bol sıvı tüketimi, sahurda hafif gıdalar öneren uzmanlar, iftarda ise yavaş ve aralıklarla yemek yenmesi konusunda hatırlatma yaptı. Uzmanlar, kronik hastalardan Ramazan ayı boyunca kilo vermeyi beklemediklerini de ifade etti.
Bülent Ecevit Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Sorumlu Diyetisyeni Funda Kasapoğlu, bu sene Ramazan ayının yoğun sıcaklara ve uzun yaz günlerine denk geldiğini hatırlatarak,sıcaklık ve nemin daha da

artması beklenen bu dönemde oruç tutanların dikkatli olmaları konusunda uyardı. Oruç tutanların hayli zorlanacağını ve sıkıntı çekeceğini anlatan Kasapoğlu, özellikle sıvı tüketiminin büyük önem taşıdığını belirtti. Kasapoğlu oruç tutarken dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı:

"Ramazan ayında yapabileceklerimizin sınırlı olduğunu bilmemiz gerekiyor. İftar vaktinden sahur vaktine kadar geçecek zaman, oldukça kısıtlı. 7-8 saatlik bir zaman dilimi de olsa, kişilerin yine de 2 litre sıvıyı tüketmeleri gerekiyor. Bunun yanında yemeklerin içerisindeki tuz miktarının kısıtlanması, doğru yemeklerin, doğru yiyecek tercihlerinin yapılması önem arz ediyor."

Diyetisyen Kasapoğlu, gün boyunca vücudu yorgun ve bitkin düşen insanların tüm günün açlığı ile iftarda birden ağır yemekler tercih edilebildiğini belirtti. Ağır yemekleri hızlı bir şekilde yemenin sağlıklı insanlar için bile büyük yanlış olduğunu kaydeden Kasapoğlu, kronik hastalar ve diyette bulunan insanlar içinde hiç yapılmaması gereken bir davranış olduğunu ifade etti. Kasapoğlu, "Yaklaşık 16 saat bir açlıktan bahsediyoruz. O açlıkla kişiler hiç doymayacakmış hissine kapılıp, ne yediğinin bile farkına varmadan hızla yiyorlar. Ama beyinin, tokluk merkezinin uyarılabilmesi için ve sindirim işleminin başlaması için en az 20 dakika süre geçmesi gerekir. 20 dakikayı bırakın, insanlar o açlıkla masada ne varsa, 10 dakikada silip süpürüyorlar. Bu yapılabilecek, en büyük yanlış. Gerek sindirim sistemimiz için, gerekse, tansiyon gibi benzer sağlık sorunları olan hastalarımız için belki de hiç yapılmaması gerekenlerden biridir. Hızlı ve ağır yemekleri yedikten sonra çok büyük bir ağırlık çekiyorlar. Hazımsızlık sorunları yaşıyorlar. Kan basıncında yükselmelere neden olabilir, mide spazmları yaşamasına neden olabilir. Ramazan aylarında acillere başvuru sayılarına baktığınızda, kalp şikayetleri ile karıştırılan, mide spazmı şikayetlerinde çok fazla başvuru görebiliyoruz. Tüm bu sıkıntıları yaşamamak adına, molalı, aralıklı, yavaş yemek ve doğru yemek tercihleri yapmak önem kazanıyor" dedi.

SAHUR MENÜSU

Kasapoğlu, bazı insanların sahura kalkmadığını hatırlatırken, bunun uzun çok yanlış bir yöntem olduğunu ve mutlaka sahura kalkılması gerektiğini sözlerine ekledi. Kasapoğlu, sahurda yenilecek ağır besinlerin en fazla 3-4 saat tokluk hissi verebileceğini ifade ederken, alınan besinlerin tokluktan daha çok sağlık için önem taşıdığını vurguladı. Kasapoğlu, sahur menüsünü şöyle anlattı:

"Ne yerseniz yiyin, size sağlayacağı tokluk hissi, sadece 3 saat, 4 saattir. İsterseniz tam donanımlı bir sofra olsun, sindirim sistemi en fazla bu kadar zamana izin veriyor. Bu nedenle alacağınız besinler, sağlık için daha da önemli oluyor. Önden sıcak bir çorba, içilebilir. Çorba, yeni uyanan kişilere iyi gelebilir. Çorbaya ilaveten kahvaltı tercihlerini öneriyoruz. Sahur soframızda, peynirimiz, belki haşlanmış yumurtamız. 2-3 dilim kepek ekmeğimiz, domates, salatamız olabilir. Bunlar hem midemizi çok yormayacağımız, besinlerdir. Hem de sindirimi, hazmı kolaydır. Böylelikle, gece yiyip yattıktan sonra bir takım mide şikayetleri ve rahatsızlıkları yaşamayacaksınız" diye konuştu. Funda iftar menüsünde bulunması gerekenleri şöyle anlattı:

"Akşam iftar vakti olduğunda ise yapılabilecek şey, mutlaka bir çorba ile salata ile orucu açıp, ondan sonra masadan kalkıp, yeme işlemine 20-30 dakika ara vermesini önerebiliriz. Bu süreçte isteyenler ibadetini yapabilirler. Beyine biraz tokluk uyarısı gidip, mide de rahatladıktan sonra, ana yemeğe dönülebilir. Ana yemeğimizde de pilavlar, börekler, açmalar gibi ağır yemekler değil de, bir etli sebze yemeği olabilir, Yanında bir kase yoğurt tercih edilebilir. Birkaç dilim kepek ekmeği ile yedikten sonra tokluk hissini alacaksınızdır. İftar için de en güzel tercihler bunlar olacaktır. Tatlı ihtiyacımızı yaz meyveleri ile karşılamaya çalışmalıyız. İftarımızı yaptıktan 2 saat sonra da 2-3 porsiyon meyve ile yanında bir bardak süt yada biraz yoğurt yiyebiliriz."

İSTİRAHAT ÖNERİSİ

Diyetisyen Kasapoğlu, gün içerisinde oruçlu kişilerin, fırsat buldukça istirahat etmesini, dinlenmesini önerirken, sıcaklarda mümkün olduğu kadar sıvı kaybedilmemesi gerektiğini kaydetti. Sıcak havalarda yapılacak kısa gezilerin bile sıvı kaybını tetiklediğini anlatan Funda, "Oruç tutarken mutlaka dinlenilmesi gerekiyor. Çalışanlar için biraz zor olacak ama özellikle evde olanlar için istirahat etmelerini öneriyoruz" diye konuştu.

HASTALARA İLAÇ GİBİ MENÜ

Oruç tutan hastaların sık sık kendilerinden öneri aldığını hatırlatan Kasapoğlu, diyabet, tansiyon ve obozite gibi kronik hastalardan kilo vermeyi beklemediklerini ifade etti. Kilo almamalarının bu süreçte yeterli olacağını hastalara da söylediklerini vurgulayan Kasapoğlu,

"Ramazan önerileri almaya gelen hastalarımıza, sağlıklı insanlar için de sıraladığımız her şeyi temelde öneriyoruz. Ama hastalarımızdan beklentimiz Ramazan ayı içerisinde kilo almamalarıdır. Ramazan ayı içerisinde hastalarımıza kilo verme hedefi koymuyoruz. 'Kilo almayın, bizim için yeterli' diyoruz. Uzun süre aç kalmak kilo vereceğimiz anlamına gelmiyor. Metabolizma da buna göre bir takım tedbirler alıyor. Savunma sistemleri oluşturuyor. Yokluk hissi yaşadığı için ayarları yavaşlıyor. Metabolizma yavaş çalışmaya başlıyor. Kişiler kilo vermeyi beklerken, kilo alabiliyor. Ama bu kişilere göre değişebilen bir şey. Bizim hedefimiz, Ramazan ayında kilo vermek değil, kilo almadan, bu süreci sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmek" dedi. Diyabet hastalarının her türlü tatlıdan uzak durması konusunda uyaran Funda, sağlıklı kişilerin ise tatlı ihtiyacını ise yazlık meyvelerden karşılamasının daha iyi olacağını kaydetti.

"YUFKALARDAN UZAK DURUN"

Diyetisyen Funda Kasapoğlu, sahurda iç, iftarda tirit gibi yöresel yemeklerin de tercih edildiği yönündeki hatırlatmalar üzerine ise 'tirit' ve 'iç' gibi yufkadan yapılan besinlerden sağlıklı insanların bile uzak durması gerektiğini ifade etti. Kasapoğlu, uyarılını şöyle sürdürdü:

"Tirit, yufka ve iç gibi hamur yiyecekler, kan şekerini hızla yükseltip, hızla düşüren ve yedikten kısa bir süre sonra büyük açlık hissettiren besinlerdir. Artı yağlı olması nedeniyle de ciddi hazım sorunlarına neden olan besinlerdir. Yağ ve tuz içeriği de yüksektir, bu tarz hamur işlerinin. Tansiyon hastalarının ölçülü bir şekilde yeseler bile sıkıntı yaşayabileceği, kaldı ki sağlıklı insanların bile bu tarz besinleri yiyerek niyetlenmeleri, gün içinde sıkıntılara sebep olabilir. Sahurda yiyip yattığımız için, her halükarda yiyeceğimiz şeyin, yattıktan sonra bizi rahatsız etmemesi gerekiyor. Hem ağır olduğu için hem de glisemik yanıtı yüksek olduğu için bu besinleri kesinlikle tercih etmemek gerekiyor."

"SPOR YAPMAYIN"

Funda, oruç tutarken spor yapılmaması konusunda da uyardı. İftardan hemen sonra da spor yapılmaması gerektiğini anlatan Funda, "Oruçluyken, gün içerisinde spor yapmayı kesinlikle önermiyoruz. Sıvı kaybını arttıracaktır. Kişiler zaten açlar, kan şekerinde ciddi düşme, tansiyon düşmesi gibi sorunlar yaşanabilir. İftardan hemen sonra yani yemeğin hemen peşine de spor yapmayın. Yemekten en az, 1-1.5 saat sonra, hafif yürüyüşler iyi olur. Hem hazmı kolaylaştırır. Ağır spor aktivitelerin yerine iftar sonrasındaki yürüyüşler daha faydalı olacaktır" dedi. - Zonguldak