Yönetmeliklere göre doğaya salınması yasak olan karasuların, havuzlarda beklemesiyle daha da zararlı hale geldiğini savunan zeytinyağı işletmecileri karasu denetimini yapanların ise konudan bihaber olduğunu ileri sürdüler. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri ise karasuların dolaylı yada direk doğaya salınamayacağını yenileyip karasuların sızdırmaz havuzlarda bekletilerek buharlaşması gerektiğini dile getirdiler.

Zeytin memleketi olan Aydın’da her yıl gündeme gelen zeytin karasuları bu yıl Aydın Ticaret Borsası ve Aydın Zeytinciler Derneği (AYZEYDER) öncülüğünde masaya yatırıldı.
Aydın Ticaret Odası toplantı salonunda gerçekleşen toplantıya Vali Yardımcısı Celal Ulusoy Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Ülgen, AYZEYDER Başkanı İsmet Bozkurt, Aydın Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Salih Köksal, Aydın Sağlık Müdürü Hüsnü Tırpancı, Aydın Çevre ve Şehircilik Müdürü Selahattin Varan, zeytinyağı fabrikaları işletmecileri ve davetliler katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan AYZEYDER Başkanı İsmet Bozkurt, zeytin üretiminin binlerce yıl öncesine dayadığını dile getirip günümüzde zor bir süreçten geçtiğini söyledi. Zeytin ve zeytinyağı üretimindeki sorunların hat safhaya ulaştığını dikkat çeken Bozkurt, sorunların çözümü için ortak akıl ve uzlaşı gerektiğini belirtti.

Toplantıda çevre kanunu ve yönetmelikler hakkında bilgi veren Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan, Çevre kanunun 8. maddesine göre karasunun doğrudan veya dolaylı olarak doğaya bırakılmasının uygun görülmediğini, karasu sorununa bir çözüm bulana kadar işletmelerin karasuları sızdırmaz göletlerde buharlaştırarak yok edeceğini kaydetti. Bu konuyu riayet etmeyen işletmeler hakkında işletme ruhsatlarının iptal edildiği ifade eden Varan, amaçlarının üzüm yemek olduğunu, bağcıyı dövmemek olduğunu belirtti.

‘DENETLEYENLER KARASUYU BİLMİYOR’
Toplantıda söz alan 3 dönem milletvekilliği yapmış ve uzun süredir zeytinyağı fabrikası işleten Nabi Sabuncu ise karasu sorunu nedeniyle işletmesini 3 yıldır satmaya çalıştığını fakat kimsenin işletmeye talip olmadığını dile getirdi. Karasu olarak bilinen kızıl suyun kanunlarda belirtildiği gibi göletlerde bekletilmesi halinde bakteri ürettiğini ve koku kirliliğine neden olduğunu dikkat çeken Sabuncu, “Geçtiğimiz yıllarda fabrikama gelen jandarmalar daha karasu ile prinayı bir birinden ayırt edemediler. Fakat bu insanlar benim fabrikam hakkında tutanak tuttular. Ne kadar acı bir durum. Ayrıca şifası saymakla bitmeyen zeytinin içinden çıkan su doğaya zarar verdiği gerekçesiyle derelere bırakılmasına müsaade edilmiyor. Halbuki karasunun içinde birçok yararlı mineraller var. Karasu içerisine su ilave edilerek doğaya bırakıldığında hiçbir sorun oluşturmuyor. Ben bu sorun nedeniyle 3 yıldır fabrikamı satmak için gazetelere ilan veriyorum. Fakat alıcısı çıkmıyor. Bu konu kesinlikle çözüme kavuşturulmalı” şeklinde konuştu.

KARASU ORGANİK İNCİR ÜRETİMİNDE KULLANILABİLİR
Toplantının son bölümünde ‘karasunun organik incir üretiminde kullanılması’ konusunda yaptığı araştırma hakkında katılımcılara bilgi veren İncir Araştırma İstasyonu görevlisi Yüksek Ziraat Mühendisi Berrin Şahin, 2006 yılından beri yürüttüğü çalışmalar neticesinde karasu tortularının organik incir üretiminde kullanılabileceğini açıkladı. 

20120328aw000447_03.jpg

20120328aw000447_01.jpg