Merrill Lynch Küresel Varlık Yönetimi ve Capgemini tarafından yayınlanan 15’inci Dünya Servet Raporu’na göre 2010 yılında dünyadaki varlıklı kişilerin sayıları ve servetleri, hemen hemen her bölgede artarak 2007 yılındaki kriz öncesi seviyelerini aştı. Dünyadaki varlıklı kişilerin sayısı ve servetlerindeki artış 2010 yılında daha istikrarlı bir seviyeye ulaştı.
 
Varlıklı kişilerin sayısı yüzde 8,3 artarak 10,9 milyon olurken finansal varlıklarının toplamı ise yüzde 9,7 artarak 42,7 trilyon ABD Doları’na yükseldi. Bu artışlar, 2009 yılında sırasıyla yüzde 17,1 ve yüzde 18,9 olarak gerçekleşmişti. Ultra-varlıklı kişilerin [2] dünyadaki sayısı ise 2010 yılında yüzde 10,2 artarken, bu kişilerin varlıklarındaki büyüme de yüzde 11,5 oldu. Türkiye’deki varlıklı kişilerin sayısı ise 2010 yılında yüzde 5.8 artarak, 37 bin 900’e ulaştı.
 
Bank of America Merrill Lynch, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Başekonomisti Türker Hamzaoğlu “Son bir kaç yılda, dünyadaki varlıklı kişilerin sayısı ve servetlerinde büyük dalgalanmalar görüldü. 2009 yılında, birçok piyasa yasanan krizin ciddi kayıplarını hızla telafi ederken, büyüme oranları da çift haneli seviyelerde gerçekleşmişti. 2010 yılında büyüme hızlarının yavaşladığını gördük”  diye konuştu.
 
Dünyadaki varlıklı kişilerin yüzde 53’ü ABD, Japonya ve Almanya’da yoğunlaşmıştır. ABD, ev sahipligi yaptığı 3,1 milyon varlıklı kişi nüfusuyla, dünyadaki toplam varlıklı nufusun yüzde 28,6’sını barındırmakta.
 
Capgemini Küresel Finansal Hizmetleri, Küresel Satış ve Pazarlama Başkanı Jean Lassignardie “Dunyadaki varlıklı kişilerin yarısı, bu üç ülkede yaşıyor olsa da, bu grubun dağılımı zaman içinde giderek diğer bölgelere kayıyor. Bu trend, gelişmekte olan ülkelerdeki varlıklı kişi sayısının gelişmiş ülkelerdekinden daha hızlı büyümeye devam etmesi halinde daha da güçlenecek” dedi.
 
ASYA PASİFİK AVRUPA'YI İLK DEFA GERİDE BIRAKTI
Asya Pasifik, 2010 yılında varlıklı kişi nüfusunda ilk üç sıradaki pazar arasında en büyük artış oranını yakalayan bölge oldu. 2009 yılında varlıklı kişilerin servetleri bakımından Avrupa’yı geride bırakan Asya Pasifik, bu kez yüzde 9,7 artışla 3,3 milyona çıkardığı varlıklı kişi nüfusunda da Avrupa’yı geçti. 2010 yılında yüzde 12,1 artışla 10,8 trilyon dolara ulaşan Asya Pasifik’teki toplam varlıklar, yüzde 7,2 büyüyerek, Avrupa’daki 10,2 trilyon dolarlık toplamı geride bıraktı.
 
Aynı dönemde Avrupa’daki Varlıklı Kişi nüfusu yüzde 6,3 artarak 3,1 milyona ulaştı. Varlıklı kişi sayısı ve servetleri bakımından Asya Pasifik Kuzey Amerika’dan sonra en büyük bölge durumunda. Bu bölgedeki önemli bir diğer gelişme ise 2010 yılında Hindistan’ın, on ikinci sıradan ilk kez dünyanın en büyük on iki varlıklı nüfusu barındıran ülke arasına girmesi oldu.
 
DAHA FAZLA VARLIK İÇİN RİSK ALDILAR
Krizden çıkışın istikrar kazandıgı fakat hızının bölgelere göre ciddi farklılıklar gösterdiği küresel konjonktürde, hisse senedi, emtia ve gayrimenkul piyasaları (özellikle Asya Pasifik’te), 2010 yılı boyunca sağlam bir performans sergiledi.
 
2010 yılı sonunda varlıklı kişiler yatırımları içindeki hisse senedi payını bir yıl önceki yüzde 29’dan yüzde 33’e çıkarırken, nakit/mevduata ayırdıkları pay ise 2009’daki yüzde 17’den yüzde 14’e geriledi. Sabit getirili yatırımlarda tuttukları pay da yine 2009’daki yüzde 31’den 2010 yılında yüzde 29’a indi. Birçok varlıklı kişinin, alternatif yatırımlar arasında tercihi de emtialar yönünde oldu. Emtia yatırımlarının tüm alternatif yatırımlar içindeki payı 2009’daki yüzde 16’dan 2010 yılında yüzde 22’ye çıktı.
 
Japonya haricinde, Asya Pasifik’teki varlıklı kişiler gayrimenkul yatırımlarından getiri elde etme arayışlarını sürdürdüler. Bu bölgede gayrimenkul yatırımlarının toplam portföy içindeki payı bir yıl önceki yüzde 28’lik seviyesinden 2010 yılında yüzde 31’e çıkarken, yüzde 19’luk dünya ortalamasının çok üzerine seyretmeye devam etti.
 
Ayrıca, gelişmekte olan ülkeler getirisini artırma arayışında olan varlıklı kişiler için yeni fırsatlar sağladı. Yatırımcılar gelişmekte olan piyasaların hisse senedi ve tahvil fonlarına yılın ilk 11 ayı boyunca rekor düzeylerde giriş yaparken, kriz öncesi seviyelerin de aşılmasıyla birlikte sene sonuna dogru kar realizasyonuna gittiler.  
 
Bank of America Merrill Lynch, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Başekonomisti Türker Hamzaoğlu, “Yatırımcının artan risk iştahı nedeniyle küresel sermaye piyasaları ve belli başlı varlık sınıfları yıl içinde güçlü bir performans sergiledi. Varlıklı kişilerin 2010 yılında hisse senetlerine yönelmesi yatırımcıların yüksek getiri arayışlarını ve kriz dönemindeki kayıplarını giderme isteğini yansıtıyordu. Ayrıca, piyasalardaki fırsatların ya da yerleşik yatırım kalıplarının etkisiyle varlıklı kişilerin hisse senetleri ve emtialar gibi belirli yatırım araçlarını tercih ettikleri görüldü” açıklamasında bulundu.
 
2012 yılında varlıklı kişilerin portfoylerindeki gayrimenkul yatırımları ve nakit/mevduata miktarını kısarak hisse senedi ve emtia yatırımlarini artırmaları bekleniyor. Öte yandan, gelişmekte olan ekonomilerdeki firsatlar bu ülkelerde genişlemeci maliye politikalarının azaldığı bir ortamda piyasaların yeni rekorlar kırıp kırmayacagına bağlı olacağından, bölgesel tercihler daha belirsiz durumda.
 
TÜRKİYE'DE BÜYÜME  SERVET ARTIŞINI DA GETİRDİ
Türkiye’de 2010 yılında varlıklı kişilerin sayısı yüzde 5,8 artarak 37 bin 900’e ulaştı. Reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) 2010 yılında yüzde 8,1 artarken, dolar bazındaki nominal GSYIH 613 milyardan 733 milyar dolara yükseldi. GSYİH’in yaklaşık yüzde 70’ini oluşturan özel tüketimin yıllık artış oranı 2010’un son çeyreği itibariyle reel bazda yüzde 9’a ulaştı. Sanayi üretimi de 2010’da yüzde 12,5 büyürken, 2009’da 110,8 milyar dolar olan ihracat, 2010’da yüzde 6,4 artarak 117,9 milyar dolara yükseldi. GSYİH’teki reel artış Avrupa için yüzde 1,9 olurken, dünya ekonomisi 2010 yılında 3,9 büyüdü.
 
Yüksek GSYİH büyümesinin katkısıyla, kamu maliyesinde önemli bir iyileşme sağlandı. 2009 yılındaki büyük bütçe açığının sonucu olarak yüzde 42’den yüzde 46’ya yükselen kamu borcunun GSYİH’ye oranı, 2010 yılında tekrar kriz oncesi seviyelerine dondu.
 
Güçlü ekonomik büyüme ve iyileşen kamu maliyesinin etkisiyle İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören şirketlerin piyasa değeri 2010 yılında yüzde 29 artarak, 2009 sonundaki 233 milyar dolarlık seviyesinden 300 milyar dolara çıktı.