Ukrayna...

Yani "sınır ülkesi"...

Tam 10 aydır savaşın hüküm sürdüğü toprakların kelime anlamı tam da bu.

Ukrayna gerçekten de tarih boyunca bir sınır ülkesi, bir uç bölgesi olageldi.

Ama bunun da ötesinde Avrasya'nın siyasal coğrafyası için önemli bir yer teşkil etti.

Son 10 ay içinde yaşananlar hiç de iç açıcı değil.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin paylaştığı verilere göre, 24 Şubat'tan beri Ukrayna'da 6 bin 826 sivil öldü, 10 bin 769 sivil yaralandı.   

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'nun (IFJ) verileri ise Ukrayna'da 2022 yılında 12 gazetecinin öldürüldüğünü ortaya koydu.

Rus ordusunda ise 100 bine yakın kayıptan bahsediliyor.

10 ay içinde 7 milyon 863 bin 339 Ukraynalı ülkelerini terk edip Avrupa ülkelerine sığınmak zorunda kaldı. 

6,5 milyon insan ise savaş sebebiyle ülke içinde zorla yerinden edildi.

Son 10 ay içinde gerilimin yaşandığı yerlerden biri de Kırım Yarımadası.

Ekim ayı içinde Kırım'ı Rus topraklarına bağlayan ve patlama sonucu hasar gören Kerç Köprüsü ile birlikte gözler yeniden bölgeye çevrilmişti. 

Ancak yarımadadaki yüksek tansiyon çok daha eskiye dayanıyor. 

2014 Şubat'ında Rusya yanlısı eski Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'e karşı düzenlenen ve koltuğunu kaybetmesine neden olan "Onur Devrimi" sonrası Rusya yarımadaya askeri bir müdahale gerçekleştirmişti. 

Günümüzde kulağa çok da yabancı gelmeyen "Halkın iradesinin özgürce temsili" gerekçesiyle Kırım ilhak edildi. 

Bu, Kırım'ın tarihi boyunca karşı karşıya kaldığı çok sayıdaki saldırıdan biriydi.  

İlhak sonrası Ukrayna'ya bağlı bir yarımada olan Kırım'da, Kırım Cumhuriyeti ve Sivastopol federal şehri olmak üzere iki federal birim var. 

Karadeniz ile Azak Denizi tarafından çevrelenen yarımadada ana karadaki Herson Oblastı ile de bağlantısı bulunuyor. 

Bölgede işgalcilere karşı direniş sürüyor. En son Kırım Yarımadası'nın batı kıyısındaki Yarılgaç (Mijvodne) köyünde kimliği belirsiz kişilerin otoyol kenarındaki bir kuleye Ukrayna bayrağı astığı belirtiliyor.

Bir yandan ise Rus ordusu İran yapımı olduğu öne sürülen Mohajer-6 tipi taarruz İnsansız Hava Araçlarını işgal altındaki Kırım'a yerleştiriyor. 

Tüm bunlar yaşanırken Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski'nin bir sonraki hedefinin Kırım olduğu düşünülüyor. 

29 Mart 2022'de İstanbul'da Rusya ve Ukrayna heyetlerinin katılımıyla düzenlenen zirvede Kiev'in Moskova'ya verdiği "Kırım'ın statüsünü ilk aşamada bir kenara bırakabiliriz" açıklamasının üstünden çok şey geçti.

Son kertede Rus güçleri Ukrayna'ın güneyindeki hem sembolik hem stratejik öneme sahip Herson'dan çekilse de Rus saldırıları sürüyor.

Zelenski'nin Kırım ile ilgili son günlerde yaptığı açıklamalar biraz da sahada elinin güçlendiğinin hissetmesiyle alakalı gibi. 

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon yetkilileri ise geçen günlerde savaşın başından beri ilk kez Ukrayna dışına çıkarak ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya gelen Zelenski'nin söz konusu planını riskli buluyor. 

Zira askeri anlamda Kırım'ı Rusya'nın elinden geri almak çok ciddi planlama kadar bir o denli ciddi kaynaklar gerekiyor.

"Kırım Günleri" etkinliğine katılmak için Türkiye'ye gelen Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski'nin Kırım Temsilcisi Tamila Taşeva, yoğun programı öncesi Independent Türkçe ile bir araya geldi.   

Akıllardaki ilk soru, savaşın başından bu yana Kırım'ı işgalden kurtarmaktan bahseden ve en son Financial Times'a verdiği demeçte "Mümkünse bölgeyi çatışmadan geri alacağız" diyen Zelenski'nin nasıl bir planı olduğuyla ilgiliydi. 

Pentagon'dan yapılan itidalli açıklamaları hatırlattığımda "Askeri meselelere girmek istemiyorum" diyor Taşeva. 

Ancak, Türkiye'nin Kırım'a askeri yardım yaptığının altını çiziyor.

Genç politikacıya göre Kırım'ı almak an meselesi:

"Her zaman savaşın bu yıl 24 Şubat'ta değil 9 yıl önce başladığını söylüyoruz. Kırım Tatarları, Ukraynalılar işgal altında. Açıkçası bunca yıldır özgürlüğün mücadelesini verdiler. Ne yazık ki; Kırım'da çok sayıda siyasi tutsağımız var. Bunların çoğu Rusya'nın gözünde en sadakatsiz topluluk olarak görünen Kırım Tatarları. Kırım Tatarları, Müslümanlar, Türkler… Geçen yıllar boyunca Rusya bu insanlara zulmetti. 1991'de uluslararası kabul görmüş sınırlardan bahsedecek olursak -buna kuşkusuz Özerk Kırım Cumhuriyeti ile Sivastopol dahildir- Kırım'ı geri almak bizim için an meselesi. Ne zaman bilmiyoruz. Mecazi olarak konuşacak olursam belki yarın, belki yarından sonraki gün… Rusya insanları öldürdü. Topraklarımızı sömürgeleştiriyorlar. Ve elbette bizim için en önemli olan Kırım'ı daha kısa sürede geri almak."

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski'nin Kırım Özel Temsilcisi Tamila Taşeva'ya Türkiye'nin Rusya-Ukrayna Savaşı süresince takındığı pozisyonu sorduğumda Ankara'nın çabalarını övüyor, hem insan hakları hem askeri bağlamda Türkiye'nin Kırım platformunu desteklediğini ifade ediyor.

Bölgeye askeri destek sağlandığından bahsediyor:

"2022'de tam kapsamlı işgalin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırım platformunun çevrimiçi zirvesine cumhurbaşkanımızla katıldı. Türkiye gerçekten bizi çok destekliyor. Kırım Tatarları için bir miktar mali destek bile veriyor. Kırım Tatarları Türkiye için önemlidir. Biz stratejik ortağız. Şunu da söylemek çok önemli. Elbette (Ankara'nın) tüm jeopolitik meselelerini anlıyoruz.  Ancak Türkiye, bu topyekun işgal sırasında bize mali, hatta askeri destek veriyor."

Ukraynalılar en az yarım milyon Rus'un Kırım'da yasadışı şekilde yaşadığını söylüyor.

1800'lü yılların sonuna doğru en yoğun nüfusu Kırım Tatarları oluştururken bugün çoğunluk bölgeye yerleştirilen Ruslarda.

Bölge nüfusunun yaklaşık yüzde 68'ini Ruslar teşkil ediyor. 

Ardından yüzde 15,7 ile Ukraynalılar ve yüzde 10 ile Tatarlar geliyor.   

Ukrayna'nın Kırım'ı yeniden alması halinde dillendirilen senaryolar arasında Ukrayna mevzuatı ve uluslararası hukuk normlarına göre bölgedeki Rusların zorla sınır dışı edilebilecekleri konuşuluyor. 

Peki bunun olma olasılığı nedir?

Zelenski'nin danışmanı Taşeva'ya göre bu mümkün:

"Yüzyıllar boyunca Rusya, Kırım topraklarını sömürgeleştirdi. Kırım'ın Çariçe II. Katerina tarafından 1783'teki ilk ilhakından önce Kırım'da nüfusun çoğu, Kırım'ın yerli nüfusu olarak halkın yüzde 95'i Kırım Tatarlarıydı. Daha sonra bu bölgeyi kolonileştirmeye başlarlar. Kırım'ın yerli nüfusu olan Kırım Tatarlarını yerinden edip buralardan ittiler. 1944'te tüm Kırım Tatarlarını sınır dışı ettiler. Ve pek çok Rus, Kırım'da yaşamaya başladı. Kırım, Ukrayna'nın bir parçası. Birçok Batılı politikacı veya kimi uzmanlar, Kırım'ın Ukrayna toprağı olmadığını söylüyor. Ama bu doğru değil. Kırım'ın Kırım ile Ukrayna anakarası arasında birçok hattı var. Su, elektrik, tarihsel… Çünkü Ukrayna ile çok büyük bir geçmişimiz var. Kültürel olarak, elbette coğrafi olarak ve kuşkusuz altyapı olarak… 2014'ten sonra insan hakları örgütlerinin tanıklıkları ve bilgilerine göre 800 bine yakın Rus yasadışı olarak Kırım’da yaşıyor. Rusya'yı kullandıkları için farklı stimülasyon programları kullanıyorlar. Öğretmenler, doktorlar, bazı kamu personelleri, askerler, FSB çalışanları… Çok büyük, çok sayıda insan… Ancak Ukrayna için bu tehlikeli bir durum. Elbette Kırım'daki bizim insanlarımız değil. Şimdi pek çok insan, işgal sırasında bile, bu yılın ağustosunda (Belbek Askeri Hava Üssü'ndeki patlamalar) ve köprüdeki patlamaların ardından Kırım'dan kaçmaya başladı. Ve evet, bu bizim konumumuzu güçlendiriyor. "

Kerç Köprüsü'ndeki patlamanın Ukrayna ve Kırım'ın elini güçlendirdiğini kabul ediyor Taşeva. 

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski'nin ABD'ye yönelik ziyaretinin ise kritik önemde olduğunu belirtiyor.  

Ukrayna'nın ABD'den daha fazla askeri destek umduğunun altını çiziyor:

"Topyekûn işgalden sonra başkanımızın ilk yurtdışı ziyareti ve tabii ki 300 gün boyunca ülkemizden ayrılmadı. Aynı zamanda stratejik bir ortak olan ABD'den çok fazla desteğimiz, mali desteğimiz, askeri desteğimiz var. Ve tabii ki umuyoruz daha fazla askeri destek alacağız. Ve evet, bunun savaş alanımız ve ordumuz için çok önemli olduğunu gerçekten anlıyoruz. Şu anda sadece bir tane Patriot füzesi var ama biz daha fazlasını umuyoruz. Çünkü hava savunmamız için önemli. Elektrikle, su tedarikiyle ilgili birçok sorun var. Çünkü Rusya altyapımızı yok etti."