Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, Türkiye Ziraatçılar Derneğinin (TZD) ATO Toplantı Salonu'nda yapılan 59. Kuruluş yıl dönümü toplantısında yaptığı konuşmada, dünyada tarımın son birkaç yıldır daha fazla konuşulmaya, tartışılmaya başlandığını söyledi.

Tarımın stratejik öneminin daha çok hissedilmesinin nedenlerine değinen Eker, dünya nüfusunun 7 milyar civarında olması ve ekonomik büyümenin oldukça yüksek bir düzeye ulaşmasının çok önemli bir gösterge olduğunu söyledi.

2000 yılında dünyadaki 1 yıldaki ekonomik büyümenin 19. yüzyılın tamamında yaşanan ekonomik büyümeye eşit olduğunu dile getiren Eker, bunun dünyadaki bütün sektörleri etkilediğini belirtti. Petrol gibi fosil yakıtların fiyatlarının anormal derecede arttığını da ifade eden Eker, bu nedenle tarımsal faaliyetlerin sadece gıda temini için değil, enerji üretiminde de kullanılmaya başlandığını anlattı. Geçen yıl 100 milyon ton gıdanın amacı dışında yani enerji üretimi için kullanıldığını kaydeden Eker, bu durumun fakir ülkeler başta olmak üzere tüm dünyayı etkilediğini söyledi.

Eker, Çin, Hindistan gibi nüfusu kalabalık ülkelerin gıda tüketim alışkanlıklarının değişmesi, buğday ve hayvansal ürün tüketimlerinin artmasının da gıda konusunun önemini tekrar gündeme getirdiğini belirtti.

Bakan Eker, ekonomik büyüme ve diğer etkenler nedeniyle yaşanan küresel ısınmanın ve dolayısıyla kuraklığın da tarımın daha çok tartışılması sonucunu doğurduğunu vurguladı.

Tarımsal üretimde önemli bir azalma olmadığını, hatta artış olduğunu belirten Eker, yine de ihtiyaçların karşılanamadığını, dünyadaki buğday stokunun son 10 yılda ciddi şekilde azaldığını söyledi. Spekülatörlerin artık petrole, çeliğe değil tarımsal ürünlere yatırım yaptığını anlatan Eker, 25 yıl sonrasını düşünen ülkelerin ''Tarımsal üretim kapasitemizi nasıl artırırız'' sorusuna yanıt aradıklarını, bu konuda çalışmalar yaptıklarını söyledi.

''Biz Türkiye olarak böyle bir endişeden haberdar mıyız, hangi tedbirler alınıyor'' sorusunun sorulması gerektiğini kaydeden Eker, ''bu gerçeğin farkında olduklarını, Türkiye'nin gıda güvenliğinin sağlanması için çalışmalar yaptıklarını'' anlattı.

-GAP, KONYA OVASI VE DAP-

Bu çalışmaların başında küresel ısınmanın olumsuz etkilerinden korunmak için su kaynaklarının akılcı şekilde kullanılmasının geldiğini dile getiren Eker, bir dizi tedbir aldıklarını, bu tedbirlerin uygulandığını belirtti. Eker, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kamuoyuna açıkladığı ''GAP Eylem Planı''nın bu çabanın bir sonucu olduğunu aktardı.

Konya Ovası'nın da sulanabilecek kısımlarının sulamaya açılması projesi ve Doğu Anadolu Projesine (DAP) de değinen Eker, söz konusu 3 proje konusunda 2012 yılına kadar yapılacak işlerin ayrıntılarıyla ele alındığını anlattı. Bakan Eker, su tasarrufunun küresel ısınmaya karşı alınabilecek en önemli tedbir olduğunu vurguladı.


-TARIMSAL KURAKLIK EYLEM PLANI-


Küresel ısınmanın etkilerine karşı Tarımsal Kuraklık Eylem planı hazırladıklarını bildiren Eker, ilgili kurumlarla müşterek hazırladıkları plan çerçevesinde Konya'da Tarımsal Kuraklık Test Merkezi kuracaklarını söyledi.

Kuraklığa dayanıklı bitkilerin geliştirilmesi araştırmalarına hız verdiklerini de kaydeden Eker, bu gelişmeleri çiftçilere iletmek için çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

Bu yıl geçen yıla göre kuraklık etkisinin daha az olduğunu kaydeden Eker, geçen yıl Güneydoğu Anadolu, Trakya ve Çukurova dışındaki tüm bölgelerin kuraklıktan çok olumsuz etkilendiğini, 41 ilde kuraklıktan zarar gören çiftçilerin tespit edilerek, ödeme yapıldığını hatırlattı.


-ZARAR GÖREN ÇİFTÇİLERİN BORÇLARININ ERTELENMESİ-


Bakan Eker, bu yıl Güneydoğu Anadolu'da şiddetli kuraklık, Doğu Anadolu bölgesinde geçit bölgesinde ve kısmen iç Anadolu'da kuraklık tespit ettiklerini, bu konuda dün bir toplantı yaptıklarını, tespitlerin aşağı yukarı ilçe düzeyinde tamamlandığını anlattı. Eker, 1-2 gün içerisinde bununla ilgili Bakanlar Kurulu kararı taslağının hazırlanacağını ve Bakanlar Kurulu"na sunacaklarını bildirdi.

Eker, şöyle devam etti:

''Zarar gören çiftçilerimizin borçlarının ertelenmesi gündemimizde, bir de çiftçilerimizin sonbaharda tekrar tarlaya gidebilmelerine, tekrar ürün ekmelerine imkan sağlayacak en azından tohumluklarını karşılayacak bir parasal yardım yapacağız. Bu gündemimizde. Bununla ilgili Bakanlar Kurulu kararı çok yakın tarihte çıkacak. Taslağı hazırlandı. Bugüne kadar geniş bir şekilde tespit çalışması yaptık.''


-''GEREKİRSE İTHALAT YAPARIZ'' -


Kuraklığın Türkiye geneli için geçen yılın şiddetinde olmadığını kaydeden Eker, Türkiye'nin toplam buğday ihtiyacının 18 milyon ton olduğunu, tespitlerine göre hububat açısından ihtiyacı karşılayacak düzeyde üretim beklediklerini belirtti.

Ancak geçen yıl stokların minimum düzeyde, ihtiyaç kadar tutulduğunu kaydeden Eker, dünyadaki bu konudaki hareketliliği izlediklerini belirterek, şunları kaydetti:

''Bu alanda bir sorun yaşamamak için ne tedbir gerekiyorsa onları alıyoruz, alacağız. Hem kırmızı mercimekte hem pirinçte hem hububatta tedbirlerimizi aldık. Dünyada ticaret politikaları bu işten olumsuz etkileniyor. Gıda güvenliği meselesi stratejik bir nitelik kazandı. Bizim de buna göre tedbir almamız lazım. Hububat açısından ihtiyacı karşılayacak düzeyde üretim beklediklerini, yeteri kadar stok olması için gerekirse ithalat da yaparız. Özellikle problemli olabilecek ürünlerde mesela kırmızı mercimek ve bulgur gibi.''

Türkiye'nin 2002 yılında 4 milyar dolarlık, bugün 10 milyar dolarlık tarım ihracatı yaptığını kaydeden Eker, Türkiye'nin tarımsal gayri safi milli hasılasının 50 milyar dolara ulaştığını, Türkiye'nin tarımında artık verimliliğin ön plana çıktığını söyledi.


-''TÜRKİYE'NİN STANDARTLARI YÜKSEK''-


Bakan Eker, Türkiye'nin ürettiği bütün ürünlerde standartlarının yüksek olduğunu, bu konuda Türkiye'ye, Türk çiftçisine haksızlık yapıldığını ifade etti.

Eker, Rusya Federasyonu ile mutabakat zaptının dün paraflandığını, ülke olarak bu konularla ilgili bir mutabakat zaptı imzalandığını, Rusya'ya gönderilecek ürünlerde mutabakat zaptının gerektirdiği şartların aranacağını anlattı.

Türkiye'nin Rusya'ya gönderdiği ürünlerde ''Bitki Sağlık Sertifikası''nın ve ''Gıda Güvenlik Sertifikası''nın da gönderildiğini anlatan Eker, bunun ürünün Türkiye'nin tanıdığı uluslararası standartlara uygun olduğunu gösterdiğini söyledi. Türkiye'nin tanıdığı standartların AB standartları olduğunu kaydeden Eker, azami kalıntı değerlerinin AB'nin aynısı olduğunu, Rusya Federasyonu'nda bu değerlerin bazı ürünler için 20 kat, bazı ürünler için 100 kat daha az olduğunu, bu standardı Rusya'nın koyduğunu söyledi. Eker, ''Ancak, biz buraya mal satacaksak oraya gönderdiğimiz ürünlerde o hassasiyeti göstereceğiz, niye çünkü biz mal satıyoruz. Yılda 300 milyon dolarlık meyve sebze satıyoruz. AB'ye bunun iki katını satıyoruz, AB'de bir sorun yaşamıyoruz, çünkü standartlarımız aynı. Ama bununla ilgili gerekli tedbirleri alacağız'' diye konuştu.


-''GERİ GELEN BİR ÜRÜN YOK''


Eker, ''ilaçlı domatesler geri geldi'' gibi iddiaların kesinlikle doğru olmadığını, geri gelen bir ürün bulunmadığını söyledi.

''Ürün falan geri gelmedi'' diyen Eker, 3-5 ay sonra bir belge geldiğini, ''şu tarihte gönderdiğiniz ürün üzerine yapılan analizde şunlar çıktı'' denildiğini, kendilerinin de 5 ay süreyle tuttukları şahit numuneye tekrar analiz yaptığını söyledi.

Bakan Eker, ''Bizim kendi vatandaşımız en az başka ülke vatandaşları kadar, onlardan daha fazla bizim için değerlidir. Asla hiçbir vatandaşımızın kalıntılı vs bir ürün tüketmesine razı gelmeyiz. Bu konuda denetimler sürüyor'' dedi.

Standartlara göre 2007'de ürünler konusunda Türkiye'de 9 bin denetim yapılması gerekirken 16 bin denetim yaptıklarını bildiren Eker, bu konuda her gün biraz daha standartların yükseldiğini ifade etti.

Eker, olumsuz haberlerin çok çabuk yayıldığını, ancak kendilerinin bu konuda doğrusunu söylemelerine rağmen, bunların aynı şekilde yer almadığını belirtti.


-''SAHTE, ÇÜRÜK MAL ALMAK İSTEYEN OLUYOR''-


Ellerinde birçok bilgi olduğunu belirten Eker, ''Bizim üreticilerimizinden özellikle çürük, sahte mal almak isteyen oluyor. Biz bunları da tespit ediyoruz. Ticari sebeplerle, Türk ticaretine karşı kullanmak maksadıyla. Bunların hepsini her zaman kamuoyuyla paylaşamıyoruz'' diye konuştu.

Eker, toplumun tamamını, tarım sektörünü, milli menfaatleri ilgilendiren konulardaki haberleri yayınlamadan önce bu konunun teyit edilmesini istedi.

Bakan Eker, Türkiye'de tarım sektörünün güçlü bir aktör haline geldiğini, bunun Türkiye'nin başarısı olduğunu belirten Eker, TZD'nin de tarım alanındaki köklü meslek örgütlerinden biri olduğunu ifade etti.

Daha sonra Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker"e katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi. Ayrıca TZD'nin ''tarımsal sanayi'' dalındaki ödülünü, Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk'a Bakan Eker sundu.

(aa)