Bir kamu görevlisinde aranması gereken şartlar nelerdir, sorusunu kime yöneltseniz tamamına yakınından işinde doğruluğu, dürüstlüğü, adaleti ilke edinen harama helale dikkat eden, kısaca görevinde vicdanının sesini dinleyendir, yanıtını alırsınız

Ama ne var ki, bu teorik gerçek pratiğe dönüşeceğinde bir paradoks yaşanır. Bu şartları amasız, fakatsız yerine getirenler ne devlette ne de toplumda tutunabilir.

Birilerinin gözünde bir değeri kıymeti bilinmez, laftan sözden anlamaz biri olur, yalnızlığa mahkûm edilir.

Onun adı kurum yöneticilerinin gözünde artık bir oyunbozan, onun bunun adamı, aykırı, uyumsuz, dik kafa,0, halden anlamaz adamdır.

Bu tür muamele yapılanlara layık görülen bir kızak görevden diğer bir kızak görevdir.

O nedenle sorumluluk gerektiren bir görevi üstlenenler doğruluğun yanında yalancılığı, dürüstlüğün yanında kaypaklığı, tam adalet yerine üstün olanları kayırmayı, yeri geldiğinde vicdanını tatile çıkarmayı en az birinciler yani erdemler kadar iyi bilecek.

Kısaca işini bilen adam olacak.

Yoksa bu kaypaklığı beceremeyenler uğradığı haksızlıkları içine atar, aşırı stres bir gün gelir Gönen Sarı’da olduğu gibi ya kalbine vurur ya da o yükü kaldıramaz, kanser olur.

Sağlığında sahip çıkılmayan bu insanların kadri kıymeti ancak son yolculuğunda bilinir ve özür dilenircesine cenazelerini millet kaldırır.

Zabıta memuru Gönen Sarı’yla da 28 Eylül Salı günü millet böyle bir törenle helalleşmek istedi.

Ve Cumhuriyet Mahallesi Fevzi Bey Camii’nde kadın erkek binlerce insan “Gönen Sarı’ya olan haklarımız helal olsun” nidalarıyla bu dünyadan uğurladı.

Peki, Gönen Sarı kalbine indirenlere bir çelengi dahi çok görenlere hakkını helal etmiş miydi, işte orası şüpheli…

Allah rahmet eylesin…

***

BİR HÜZÜN DE YENİPAZAR’DA VARDI…

Eylülün son Salı günü Yenipazar için de bir hüzün günüydü.

Belediye Başkanı Yüsran Erden’in hayatının baharında, 25 yaşında vefat eden oğlu Endüstri Yüksek Mühendisi Can Erden’in vefatının altıncı yılıydı.

Can Erden’i anma gününe ilçe protokolü ve davetli belediye başkanları ve hayli kalabalık Yenipazar halkı katıldı.

Başkanlardan:

İzmir Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ,

Didim Belediye Başkanı Deniz Atabay,

Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan,

Sultanhisar Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya,

İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya.

Ve Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay vardı.

Anma törenine katılımcılarla birlikte daha da anlamlı hale getiren giderleri Yüsran Erden tarafından karşılanan oğlu Can Erden’in anısına merkezde Yörük Ali Efe Parkı’nda Osmanlı Mimari tarzına uygun inşa edilen çeşmenin açılışıydı.

Çeşmenin ilk orijinali Bosna Hersek’in Başkenti Saraybosna’da ikincisi ise Sırbistan’ın Yenipazar’ın kardeş kenti Novipazar kentinde bulunuyor.

Yüsran Erden’in hüznünden kısa tuttuğu açılış konuşması bile törene katılanları duygulandırmaya yetti.

Can’a Allah rahmet eylesin, adına yapılan çeşme de hem ailesine hem de  Yenipazar’a hayırlı olsun.

***

ABDULLAH AFŞİN’İN ÖLÜMÜ TANIYANLARINI VE ÇİNELİ HEMŞERİLERİNİ ÜZDÜ.

Abdullah Afşin’in vefat haberini Gönen Sarı’nın cenaze töreninde aldık.

O uzun süre Çine Doğru Yol Partisi’nde ilçe başkanlığı il genel meclisi üyeliği yapan bir siyasetçiydi. Abdullah Afşin DYP’den milletvekili adayı da oldu ama seçilemedi.

2000’li yıllardan sonra o bir ara MHP ve AK Parti’de de siyaset yapmıştı.

Siyaset yaptığı dönemlerde nedense belediye başkanı olmayı hiç düşünmedi.

Hâlbuki aday olsaydı kazanabilirdi. Çünkü Çine halkı kendisini severdi.

Buna gösterge milletvekilliği adaylığı için yapılan önseçimlerde ve temayül yoklamalarında kendine verdiği büyük destektir.

Abdullah Afşin siyaseti zenginleşme aracı olarak görmemiştir, bu onun halkın gözünde değerini yücelten yegâne özelliğiydi.

Abdullah Afşin hırslıydı ama kıskanç değildi. Buna da gösterge gençlerle güçlendirmek için DYP’ye yaptığı aşıydı.

Varlıklı da değildi. O bu eksik yönünü devletle sorunu olan vatandaşa yardımcı olmakla kapatmaya çalışırdı.

O nedenle her ilçeden sorunu olan birçok insan Abdullah Afşin’e başvururdu.

O da onların rızasını kazanmak için elinde çanta o devlet dairesinden diğerine Aydın kazan kendisi kepçe dolaşırdı.

Abdullah Afşin bu emeğine karşılık bir maddi çıkar da sağlamazdı, şu bir gerçek ki, siyaset ondan bir şeyler götürdü, karşılığında ise o maddi olarak bir kazanç elde etmedi.

Geçimini sigortacılıktan elde ettiği mütevazı gelirle sağladı.

Abdullah Afşin için siyasette veren elin yani karşılıksız iş görenin son temsilcisiydi demek sanırım yerinde bir tanımlama olur.

Abdullah Afşin’e de Allah rahmet eylesin…