Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Bu işin aslında Fırat Kalkanı Harekatı'nın isim olarak nitelendirdiğimiz birinci kısmı bitti. Bu yol haritasının adı konmayan ikinci, üçüncü etapları olacak. Bu olayın Irak boyutu var. Irak'ta Telafer, Sincar olayı var, oralarda soydaşlarımız var. Musul'da soydaşlarımız var. Bir üs olarak çalışmalarını yürüten askerimiz var. Şu anda bu üssümüzde özellikle Ninova Muhafızları dediğimiz bu muhafızların yetiştirme görevi devam ediyor.

'SIKINTI YARATIR' DİYE UYARILARIMIZI YAPTIK'

Şu ana kadar ciddi manada orada eğitim yaptılar. Bu eğitimle beraber zaman geldi, Peşmergelere yönelik eğitimler yaptırıldı. Bu çalışmalar kararlı bir şekilde sürüyor. Bu süreçte DEAŞ üst üste ciddi darbeler aldı. Üzerinde durmamız gereken bir konu Haşdi Şabi meselesi. Bu terör örgütü Irak Meclisi'nden terör örgütü olmadığı şeklindeki bir oylamayla geçti ve biz gerek sayın Başbakan gerekse bizler ben Haşdi Şabi'yi eğer bu bölgede aktif olarak kullanacak olursanız bu sıkıntı yaratır diye uyarılarımızı yaptık. Sincar'da aslında ikinci bir Kandil oluşturma gayretleri var. Orada 2500 kadar PKK'lı var. Irak'ta aslında mezhebe dayalı bir Pers milliyetçiliğine yönelik İran'a bir destek oluşturuluyor. Yayılmacılık hareketi Pers milliyetçiliği perspektifinde. Bir mezhep anlayışıyla bunu yayıyorlar. Uluslararası camiada bu işin çok daha farklı yerlere kaydığını göreceğiz. Bugün Suriye'nin başında bulunan kişi aslında Şia değildir.

'DERDİMİZ ORADA BAYRAK SALLAMAK DEĞİL'

Bütün bu yapı içerisinde ne yazık ki Suriye'de devam eden bu mücadelede DEAŞ devamlı zemin kaybediyor. Fakat merkezi yönetim kimin zemin kaybettiğine bakmıyor, ben ne kazanıyorum buna bakıyor. Münbiç meselesinde şu anda orda DEAŞ diye birşey kalmadı ama oraya bazı güçler zorla PYD ve YPG'yi sokmaya çalışıyor. Son dönemde insani yardım adıyla Rusya, ABD ve Türkiye olarak biz de gittik. Oradaki bazı mahalleleri bizler de almış durumdayız. Derdimiz orada bayrak sallamak değil. Münbiç'in gerçek sahibi ağırlık olarak Araplardır, Münbiçliler oraya gelsin yerleşsin. ABD-Rusya'nın teröristlerle işi olmasın isteriz. DEAŞ denen terör örgütünü buralardan atmaya bizim gücümüz yetmiyor mu ki PYD/YPG'yi yanımıza alacağız. Bunlar hala Genelkurmay Başkanları nezdinde konuşuluyor. Nihai karar yok, görüşmeler devam ediyor. Mekanlar ilk etapta Cerablus, Rai, Dabık, Bab oralar bitti. Rakka DEAŞ'ın şu anda en önemli merkezi.

'İŞGAL HAREKETİDİR'

Birileri kabul eder veya etmez. Kerkük tarihi itibariyle bir Türkmen şehridir. Zorlamalar oldu ve nüfus değişikliklerine gidildi. Şu anda yaptıkları iş şu anda bir işgal hareketidir ve çok çirkindir. Irak parlamentosunun aldığı kararı çok çok yerinde buluyorum. Aynı kararı bizler de paylaşıyoruz.

KILIÇDAROĞLU'NUN 'KONTROLLÜ DARBE' İDDİALARI

Bu çok iddialı, çok gayri ahlaki yaklaşımdır. Şehitlerimize çok ciddi bir saygısızlıktır. Bir defa benim Marmaris'ten hareket ettiğim andan önce yaptığım bir açıklama var. Kontrollü darbe girişiminin sinyalini kimden nasıl nerede aldığımı bütün bunları bizzat kendisinin ispat etmesi lazım. Eğer ispat edemiyorsa benim edebimle maalesef ifade edemeyeceğim bir sıkıntıdır ve 15 Temmuz'un şehidi de gazisi de bunu lanetleyecektir. Marmaris'ten kaldığım yerden ayrılıyorum helikopterle ve ayrılmadan önce orada kaldığım yerin ev sahibi bana Cumhurbaşkanım isterseniz elimizde başkan imkanlarımız var sizi farklı yere götürebiliriz dediğinde ben şu anda ulaşabilirsem ya Ankara ya İstanbul, buraya ulaşacağım. Helikoptere binerken kaptanımla birlikte birkaç şey konuşup hareket ettik. Ne zamanki biz Dalaman'a bindik, meğer bizden önce oraya gelmişler, Dalaman'daki uçaklarımıza aramışlar. Üç noktada uçaklarımız vardı. Uçağımıza bindikten sonra pilot soruyor bana nereye gidiyoruz diye. Belli bir yere geldiğimizde kaptana sordum şu anda İstanbul'un, Ankara'nın durumu ne? İstanbul'da pistler karartılmış vaziyette dedi. Bu haliyle inerim ama çok riskli dedi. Piste tır, tank koymuş olabilirler. Biz piste gelmeden önce bu arada İstanbul Emniyet Müdürünü aradım, dedim ki şu anda durum nedir. Kule o anda işgal altındaydı. Onlar kuleyi hemen anında hallettiler. Ordaki işgalcilerin hepsini derdest ettiler ve anında da pist aydınlatıldı. Biz haberi alınca piste indik. Herkes aprona çıkmış, bir zenginlik var fakat F-16'lar da üstümüzde uçuyorlar ve ben tabi eşim, kızım, damadım, torunlar beraberce hemen arabaya bindik ve apronda vatandaşlarımızın arasında karıştığımız anda o andaki tablo farklıydı. Milletimle iç içe, beraber oldum. Kılıçdaroğlu saat 23.00'te İstanbul'a inmiş. Sonra'dan öğrendik ki Bakırköy İlçe Başkanı'nın evine gitmiş. Bütün millet burada darbeye karşı. Sen nerdesin? Eğer bu örtülü bir darbe girişimiyse bunu sana kim söyledi? Ey Kılıçdaroğlu, dürüstsen, örtülü darbe girişimiyle ilgili elinde hangi belge varsa bunu açıkla, yargıya da bize de yardımcı ol, bizler de gereğini yapalım.

EVET'İN TIRMANIŞI DEVAM EDİYOR

Her geçen gün 'evet' tırmanıyor. İnanıyorum ki bu hafta çok daha belirleyici olacak. Yarın Bursa'dayım. Öbürsü gün Balıkesir'deyim. Cuma günü Adana ve Hatay, cumartesi İstanbul, pazar günü İzmir var. Akşamları televizyon programları da devam edecek. Son iki hafta 'evet' tırmanışını daha artırarak devam edecektir.

'TEK ADAMLIK SÖZ KONUSU DEĞİL'

'Tek adamlık' kavramı çok çok çirkin ve bunlar yaklaşımlarını çok çirkin yapıyorlar. Burada tek adamlık diye bir şey söz konusu değil. Yasama, yürütme, yargı... Burda bir defa bunların yanlış yaklaştıkları bir yer yasama organını kaldırıyorlar diyor. Yasama organı şu ana kadar HSYK olarak ifade edilen kurula oradan herhangi bir aday atama yetkisi yokken şimdi HSYK'ya 7 üyeyi Meclis atıyor. Cumhurbaşkanı 4 tane atıyor. Şimdi böyle bir durum söz konusu.