MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis'te partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Almanya'daki toplantılarına izin verilmemesini eleştirerek, "Kandil'in yetkileri Berlin'e devredildi" dedi.

Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

'KADINA ŞİDDET VARSA MEDENİYET YOKTUR'

Türk kadını maddenin karanlığı içinde ruhun aydınlığıdır. İtirasların karanlığı içinde faziletin aydınlığıdır. Kadın her alanda olmalı, her seviyede temsil edilmelidir. Türk kadını yeterli ve istenilen ölçüde değilse de sosyal ve ekonomik faaliyetlere katılmıştır. Tüm yasal düzenleme ve emniyet tedbirlerine rağmen hala kadına yönelik şiddetin durdurulamamış olması büyük bir ayıp ve kayıptır. Şiddeti doğuran hastalıklar tedavi edilememektedir. Toplumsal bünyemiz ne acıdır ki kışkırtılmış erkeklikle bastırılmış kadın arasında kalmıştır. Bu mesele bilim insanlarının çözüm önerileriyle yeni bir ufuk açması ve üstünden gelmesi gereken toplumsal bir acıdır. Kadına şiddet varsa ya medeniyet yoktur ya da tartışma altındadır. Kadına yani insana acımasızca kıyılıyorsa ne adamlıktan ne de hoşgörü ve yükselişten asla bahsedilemeyecektir. 
Kadına yönelik şiddet bir insan hakkı ihlali olarak kültüren coğrafi sınır tanımaksızın tüm dünyada varlığını sürdürmektedir. Kadına şiddet dursun, aileler huzurla buluşsun. Kadına uzanan eller kırılsın, adalet derhal yerini bulsun. Türk kadını hak ettiği insani gelişmişlik seviyesine mutlaka ve bir an önce ulaşsın. MHP, kökeni ve anasının dili ne olursa olsun. Türk kadının destekçisi olacaktır. Bu vesileyle tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyor, hepsine sağlık mutluluk ve ebedi saadetler diliyorum.

'PEŞMERGENİN PKK İLE ÇATIŞMASI TİYATRODUR'

'ALMANYA'NIN YOLU YOL DEĞİLDİR'

Bizim için beka Türkiye Cumhuriyeti'dir. Üzerinde titrediğimiz bekamız çok yoğun tehdit altındadır. Bu tehdit dalgası birike birike, arta arta bugünlere kadar gelmiştir. Geçmişte defalarca bu kapsamdaki kaygılarımızı milletimizle paylaştık. Bunlar arasında dikkat çeken açıklamalarımız, 8 Mart 2006'da Irak'ta yaşanan gelişmelerin ve hükümetin tutumunun Türkiye'nin güvenliğine karşı tehdit olduğu uyarısında bulunmuştuk. Geride kalan yıllar ne kadar haklı olduğumuzu tescillemiştir. Geçen hafta cuma günü peşmergenin PKK ile çatışması kesinlikle tiyatrodur. 11 Ağustos 2009'da milli bekanın devamında mutlaka gerekli olduğuna inandığımız, tek vatan, tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek dil ülkümüzü dile getirmiştik.

Beka oyuncak değildir. Oyun değildir. Şaka değildir. Şarlatanların lütfuna, tesadüflerin akıntısına asla bırakılamayacaktır. İşte, bu sebeple, işte bundan dolayı 16 Nisan'da Türklüğün bekası için "Evet" diyeceğiz. Şöyle bir etrafınıza bakınız, komşu coğrafyalar devrilmekte, küresel cinayet şebekesi kanlı operasyonlarını taşeronların eliyle icra ediyorlar. Etnik ve mezhep volkanında birbirine kırdırılmaktadır. Senaryo başarısızdır, hedef alçaktır. 
Türkiye direndi, milli birlik ruhuyla tuzakları göğüslediği için saldırıların yöntemleri farklılaşmaktadır. Türk milleti kenetlenmiş halde bütün haysiyetsiz akınları bozguna uğratmaya muktedirdir. Tarihte, bugünden daha kötü günler yaşadık. Daha çileli günleri mücadelemizi diri tutarak aştık. Türkiye kaynarsa Berlin yanacaktır. Türkiye kaybederse Londra kaosa yatacaktır. Batı başkentlerinde yıllarca terör örgütleri barınabildi. Terörizm Almanya'da takdir edildi. Nedir bu sözde gelişmiş ülkelerden çektiğimiz. Müslüman Türk'e karşı olan nefret salgınını neye yoralım. Hala mı Haçlılar devrede? Geçen haftadan bu tarafa Almanya, Hollanda ve Avusturya'dan hazımsızlığın daniskası demek olan Türkiye aleyhtarı kararlar birbirini izlemektedir. Avrupa'nın fikir ve tercihlerini yansıtması en doğal hakkıdır. Mesela Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızı referandumla ilgili bilgilendirmek siyasi partilerin olması gereken faaliyetlerindendir. Almanya neden rahatsız olmuştur? Türkiye Cumhuriyeti'nin bakan ve milletvekillerinin konuşmaları hangi gerekçeye dayanarak engellenmiştir? Alman bakanlar, AKP'li vekil ve bakanların konuşmasını engelliyorsa biz bunu Türk düşmanlığı sayar, Kandil'in yetkilerinin Berlin'e devredildiğini söyleriz. Adalet Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı'nın vatandaşımızla buluşmasını kösteklemenin başka bir izahı olamayacaktır. Almanya, "Hayır" cephesinde yerini almıştır da bizim mi haberimiz olmamıştır? Almanya örtülü faaliyetler içerisindedir. PKK ile yatıp, FETÖ ile kalkmaktadır. Koynunda mehmetçik katillerini barındıranlar, maskeli vandallardır. Avrupa dinde Hristiyan, hukukta Roma'ya kökten bağlıdır. Bu nedenle Müslüman Türklere asırlardır kötü bakmakta, parçalamak için fırsat kollamaktadır.

'ABD'NİN YPG VE PYD'LİLERE SİLAH VERMESİ KOVBOY AYMAZLIĞIDIR'

Almanya'nın yolu yol değildir. Acilen dönmelidir. Bu söz, Türkiye'ye şaşı bakan diğer ülkeler için de geçerlidir. Bizim gurbet ellerde vatandaşlarımız vardır, vatanları için söyleyecekleri vardır. Buna mani olmak, demokrasi ve hukuku yok saymaktır. Buna hoşgörüyle yaklaşmamız akla ve mantığa aykırıdır. 

Türk kardeşlerimiz umuyorum ki Alman siyasetine dahil olacaklar, tepki ve eleştirilerini göstereceklerdir. Tüm dünya aklında tutsun, Türk milleti birdir. Türkiye düşmanca tutum ve davranışlara karşı tek yürek, tek sestir. Türk devleti, Türk hükümeti yalnız değildir. 80 milyon Türk vatandaşı, yabancı ülkelerde iftiharımız olan kardeşlerimizle birlikte Türkiye'nin hakkını, hukukunu savunacak azimdedir. Almanya Başbakanı yanlıştan dönüş yaparak, gerilimi artıracak eylem ve davranışlardan kaçınmalıdır. Yolu bulunamayacaksa Almanya kendi bilecek, kendi düşen ağlamayacaktır. Yeri gelirse kendi yolumuzu kendimiz çizer, kendi söküğümüzü kendimiz dikeriz.

Fırat Kalkanı harekatının yeni hedefinin Menbiç olduğu bilinmektedir. Böylesi bir dönemde ABD'nin Membiç'te bulunan YPG ve PYD'li teröristlere ağır silah ve zırhlı araç yardımında bulunması iyi niyetle değerlendirilemeyecektir. ABD'nin bunca ikaza rağmen, hala YPG ve PYD'li teröristlere silah vermesi, kovboy aymazlığıdır. ABD'nin Türkiye'den Rakka operasyonu için destek mi istediği, yoksa YPG ve PYD'li teröristlerin de operasyonda bulunması için ikna etmeye mi çalıştığı belli değildir.

Türkiye, sınırlarının ötesinde hiçbir terör unsurlarının bulunmasına onay vermeyeceğine dair kararlılığını Fırat Kalkanı harekatı ile ortaya koymuşken bu azmin ayak oyunlarıyla bozulması dikkatlerimizden kaçmamıştır. Sınırlarımızın teröristlerden arındırılması ve Suriye'nin istikrara kavuşturulmasıdır. ABD'ye ait zırhlı araçlar Membiç'in kuzeyinde 
görüntülenmiştir.

 Hatta bu araçlardan kimileri terk edilen Süleyman Şah Türbesi'nin etrafında da görüntülenmiştir. Bu haberlerin yayılmasıyla kamuoyu tepkisi oluşmaya başlamıştır. Geçen günlerde de eski ABD büyükelçisi bir gazeteye verdiği röportajında 'Nasıl ki El Bab'ı aldıysanız biz de Membiç'i aldık' demiştir. Membiç'te yaşanan son örnek ABD-Rusya arasındaki gel-gitli ama saman altından yürütülen ilişkileri de gözler önüne sermiştir. Görüntüde birbirine zıt olan bu ülkenin, PYD konusunda birleştiği biliniyorken, bunun ortaklığa dönüştürülmesine ilk kez şahitlik edilmiştir. 
Milli Savunma Bakanı'nın söyledikleri PYD ve IŞİD'in birlikteliğine atıf yapması ibretliktir. İnsanı ahlaklı klan temel duygu hayadır. Yani utanmanın ölçüsüdür. Hayasız pazara çıkmışların, hayırsızlıkları dille düşmüşlerin 16 Nisan'daki referandumla ilgili çarpık iddiaları gözümüzden kaçmamaktadır. At görse aksayan, su görse susayan ama üç hüdayı görünce kabuslar gören kripto elemanlar, iş birlikçi piyonlar, hezeyanlar bataklığında çırpınmaktadır. Bunların ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Ancak kuru kuruya toplanan, içimizden dışımızdan bizi taşlayanlar eninde sonunda kazdıkları kuyuya kendileri düşeceklerdir. Avara kasnak gibi fırıl fırıl dönüp bir türlü durmayan, kendi kısır gündemlerinde sürekli bocalayanlar için milli iradenin demir yumruğu sandık başında beklemektedir. Beş benzemezin bir araya geldiği Hayır koalisyonuna kan ter içinde son anda yetişen CHP ve ülkücü katili aydınlıkçıların varlığı her şeyden önce hazır bir dönme ve devrilme halidir.

Bazı kokuşmuşlar, 16 Nisan'dan sonra MHP bitecek diyorlar. Bre densizler, bu lafları size kim öğretiyor. Şuurlarını aldırmış zübüdükzadelerin gönüllerinden zannediyorum böyle geçiyor. MHP fedakar ve asil Türk milletinin namusuna emanet edilmiş Ötüken sancağı ve ilelebet yaşayan Türklüğün ana ve atar damarıdır.