15 Temmuz darbe girişiminin kilit isimlerinden olduğu iddia edilen Adil Öksüz’ün kardeşi, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Öksüz, “Darbeye karışan Adil Öksüz’ü ağabey olarak kabul etmiyorum. Aynı soyadı taşımak istemiyorum” dedi.

Karabük’te 16 akademisyenin yargılandığı FETÖ davası bugün Karabük Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davaya tutuklu sanıklar Ahmet Öksüz, Alaaddin Yılmaz, Cahid Özdeveci, Erdal Bi̇ber, Hakan Suvak, Hüseyin Cinoğlu, Hüseyin Çevi̇k, Turgay Türker, Süleyman Semiz, Serkan Esen, Salih Yıldırım, Mustafa Kurt ve Mahmut Çelik ile tutuksuz sanık Rüveyda Kılıçbay katıldı.

Tutuklu Seymen Kahraman ise Burhaniye F Tipi Cezaevi’nden SEGBİS ile duruşmaya bağlanırken, firari sanık Halil İbrahim Demirci ise duruşmaya gelmedi. “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlaması yöneltilen sanıklar hakkında 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Duruşmada, Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 84 sayfalık iddianame okundu. Hava Kuvvetleri imamı olduğu ve darbe girişiminin kilit isimlerinden olduğu iddia edilen Adil Öksüz kardeş, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Özksüz savunmasını yaptı.

‘AĞABEYİM YÜZÜNDEN CEZAEVİNDEYİM’

Ahmet Öksüz, firari olan ağabeyi Adil Öksüz ile ilişkilerinin iyi olmadığını, en son 16 Mart 2016 tarihinde baldızının düğününde gördüğünü söyledi. Ağabeyinin darbeye karıştığını medyadan öğrendiğini belirten Ahmet Öksüz, aynı soyadı taşımak istemediği için mahkemeye başvurduğunu aktardı.

Öksüz, “Soyadımı değiştirmek istedim. Darbeye karışan Adil Öksüz’ü ağabey olarak kabul etmiyorum. Aynı soyadı taşımak istemiyorum. Aram zaten soğuk. Bir atasözümüz var: Her koyun kendi bacağından asılır. Ama ben ağabeyim Adil Öksüz yüzünden cezaevinde olduğumu düşünüyorum” diye konuştu.

‘EŞİMİN BYLOCK KULLANDIĞINDAN HABERİM YOKTU’

Kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini dile getiren Öksüz, mahkeme başkanının, “15 Temmuz’dan sonra telefonunu neden değiştirdin?” sorusuna, “Telefonumun bir kaza sonucu camı kırıldı. Tamire getirdiğimde telefonun eski bir sürüm olduğu için 21 gün içinde teslim edilmeyeceği söylendi, bunun üzerine yenisini aldım ve eskisini çöpe attım” şeklinde cevap verdi.

Öksüz, “Telefonu saklama gereği hissetmediniz mi?” sorusuna “Hayır. 15 Temmuz’da yıllık izinde İstanbul’da bulunuyordum. İşyerimdeki bilgisayar ve hard diskimi yanıma almıştım. O yüzden işyerimde, evimde yapılan aramalarda bulunmadı. Daha sonra bunları teslim ettim” yanıtını verdi.

Öksüz, sosyal hesabı olmadığını, şifreli haberleşme programı “ByLock”u ise 15 Temmuz’dan sonra duyduğunu ve kullanmadığını öne sürdü.

Öksüz, mahkeme başkanının, “Eşiniz ByLock kullandığı için gözaltında, bundan haberiniz var mıydı?” diye sorması üzerine, “Haberim yoktu” dedi.

“Bu normal mi?” sorusuna üzerine Öksüz, eşine güvendiğini ve onun yanlış bir iş yapmayacağına inandığını söyledi. Bank Asya’daki hesap trafiğinin ve toplu para yatırmalarının birikim için olduğunu ifade eden Öksüz, çocuklarının Gülen cemaati ile bağlantılı okullarda eğitim almasının nedenin ise kaliteli eğitim verildiğini düşündüğü için olduğunu belirtti.

Öğlen verilen aradan sonra duruşma diğer sanıkların savunma yapması için devam edecek.