Referandum sonuçlarına ilişkin Andy-Ar şirketinin sahibi Adil Gür, Milliyet'teki köşesinde dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

1 Kasım genel seçimlerini bilerek büyük sükse yapan Adil Gür, evet ve hayır oylarının birbirine yakın olduğunu belirterek, sonucu yüzde 10'luk kararsız kesimin belirleyeceğini yazdı.

"Referandumun kaderini belirleyecek ‘5 milyon seçmen!'" başlıklı köşesinde bu konuyu ele alan Gür, yazısına böyle devam ediyor:

YÜZDE 10 GERÇEKTEN KARARSIZ SEÇMEN VAR

"Bugüne kadar yapılan kamuoyu araştırmalarına baktığımızda, araştırmaların hata sınırları içerisinde "Evet ve Hayır" oylarının birbirine yakın olduğunu görüyoruz. Parti aidiyeti ile kesin kararını vermiş olan, Evet veya Hayır oyu kullanacak vatandaşları kampanyalar pek etkilemeyecek. Ancak, referandumun kaderini belirleyecek yüzde 10 gerçekten kararsız bir seçmen kitlesi var. Yapılan bütün kamuoyu araştırmalarında, kararsızım diyen yüzde 15 - yüzde 20 civarında bir seçmen grubunun olduğunu görüyoruz. Yüzde 20 gerçekten kararsız mı, geçmiş tecrübelere bakarak şunu söyleyebiliriz; Bu kararsızların yaklaşık yarısı, gerçek kararsız değil. Aslında bunlar sandığa gitmeyecek seçmenler. Ben sandığa gitmeyeceğim demek yerine, kararsızım demeyi tercih ediyorlar. En yüksek katılımlı seçimlerde bile katılımın yüzde 90'ın üzerinde olmadığını varsayarsak, katılım ne kadar yüksek olursa olsun, sandığa ilgisiz asgari yüzde 10 civarında bir seçmen grubu her zaman var. Öyleyse, kararsızların yarısının sandığa gitmeyecek seçmen olduğu düşünüldüğünde, yüzde 10 civarında gerçekten kararsız bir seçmen var ki, bunların kararı 16 Nisan'da yapılacak referandumun sonuçlarında hayati derecede önem taşıyor.

Yurtdışında, 2 milyon 900 binin üzerinde, 1.5 milyona yakın da ilk defa oy kullanacak genç seçmen var. Bunların nasıl davranacağını geçmiş seçimlere bakarak tahmin etmek mümkün. Bu durumda yüzde 10 civarındaki kararsız seçmen, Evet ve Hayır kampanyalarını yürütenlerin ilgi odağında olacak. Referandumun kaderini belirleyecek bu kitleyi etkilemeye çalışacaklar. Biz araştırmacılar yüzdelerle konuştuğumuzda, yüzdeler tek başına bir şey ifade etmiyor olabilir ama sayılara dönüştüğünde konuştuğumuz oranların azımsanamayacak büyüklükte olduğunu görürüz. Örneğin, Türkiye sınırları içerisinde yaklaşık 55 milyon seçmen olduğunu varsayarsak, azami yüzde 90'ının sandığa gideceğini düşündüğümüzde, yüzde 10 demenin yaklaşık 5 milyon seçmen olduğunu görürüz.

BU SEÇMENE DOĞRU YÖNTEMLERLE ULAŞAN KAZANACAK

İşte referandumun kaderini etkileyecek seçmen, tam da bu 5 milyon seçmen. Bu 5 milyon seçmen, parti aidiyeti ile karar vermeyen, kampanyalardan etkilenen bir seçmen kitlesi. Bu seçmenlere doğru yöntemlerle ulaşan, kararlarının belirginleşmesine katkı sunan, bu referandumu kazanacak!